Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2019/16156
Karar No: 2021/10170
Karar Tarihi: 28.09.2021

Danıştay 6. Daire 2019/16156 Esas 2021/10170 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/16156
Karar No : 2021/10170


DAVACILAR : 1- … 2- …
3- … 4- …
5- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- …Bakanlığı-…
VEKİLİ : … 2- …Belediye Başkanlığı - …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : İstanbul İli, Zeytinburnu İlçesi, …Mahallesi, …pafta, …ada, …parsel sayılı taşınmaza ilişkin Zeytinburnu Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün …tarih ve …sayılı karar ile bu karara dayanak gösterilen İmar Kanununun 18 inci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 39, 41 ve 43. maddelerinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Davacılar tarafından, imar planlarının askıya çıkarılmasının zorunlu olduğu ancak ilgililere tebliğine ilişkin yasal zorunluluk olmadığı, aksi yönde Danıştay kararı mevcutsa da bazı idarelerce farklı uygulama yapılmasının mümkün olduğu, nitekim davaya konu olayda Danıştay denetiminden geçmiş kararların uygulanmamasında ısrar edildiği, dava konusu Yönetmelik maddelerinde tapu sicil müdürlükleri ve belediyelerce planların hak sahiplerine tebliğ ve plana karşı dava açma imkanının kullanılması gibi bir süre öngörülmediği, tapu sicil müdürlükleri tarafından, hak sahiplerine tebligat yapılmadan ve 30 gün gibi dava açma süresi tanınmadan tescilin hemen yapılması halinde, hak sahiplerinin mülkiyet haklarının görülmekte olan davada olduğu gibi büyük zararlara yol açacağı, tapu sicil müdürlüğü tarafından son işlemden önce herhangi bir tebligat yapılmasını zorunlu hale getirmeyen Yönetmelik kurallarının bu haliyle Anayasa'nın 2. maddesindeki hukuk devleti ilkesine, 13. maddesindeki temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması hükümlerine, 35. maddedeki mülkiyet hakkına, 36. maddedeki hak arama hürriyetine, 125. maddedeki idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olması hükmüne aykırı olduğu, Anayasa'nın 90. Maddesi gereğince AİHS Ek 1. protokolünü ihlal ettiği, tapu sicil müdürlüğü tarafından son işlem ve kontrolden sonra, kendileri tarafından bir noksanlık görülmediği, 30 gün içinde iptal talebi ile dava açılmadığı takdirde tescilin yapılacağının bildirilmesi zorunluluğunun getirilmesi, kanunların açık, anlaşılır ve erişilebilir olma özelliğini sağlayacağı, tapu sicil müdürlüğünün son işlemi tebliğ edip dava için süre vermemesi nedeniyle önemli hak kayıplarına ve mağduriyete yol açacağı ileri sürülmektedir.

DAVALININ SAVUNMASI :
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından; dava konusu Yönetmelik maddelerinin iptali talebi hususunda davacıların menfaatinin ne ölçüde etkilendiğinin anlaşılamadığından menfaat yönünden davanın reddi, Yönetmelik maddelerinin iptali yönünden süre aşımı olduğu açık olduğundan bu yönüyle de davanın reddinin gerektiği, dava konusu Yönetmelik maddelerinin, 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesindeki hükümler gereği, belediye ve mücavir alan içinde belediyelerin, dışında ise valilikçe resen yapılacak parselasyon planlarının Kanunun 19. maddesindeki onay, tescil ve hukuki geçerliliği açıklayan maddeler olup, Kanunun ilgili maddeleri gereği hüküm altına alınan hususlara göre uygulamada yapılacak iş ve işlemlere açıklık getirdiği ve uygulamaya yön verdiği, bu kapsamda anılan maddelerde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.
Zeytinburnu Belediye Başkanlığı tarafından; dava konusu Yönetmelik maddelerinde ve işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …DÜŞÜNCESİ : Dava, İstanbul İli, Zeytinburnu İlçesi, …Mahallesi, …pafta, …ada, …parsel sayılı taşınmaza ilişkin Zeytinburnu Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün …tarih ve …sayılı kararı ile bu karara dayanak gösterilen İmar Kanununun 18 inci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 39, 41 ve 43. maddelerinin iptali istemiyle açılmıştır.
Davalı idarenin usule yönelik itirazları yerinde görülmemiştir.
Anayasa'nın 124. maddesinde, Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzelkişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabileceği hükme bağlanmıştır.
Yasa koyucu düzenleyeceği konularda genel prensipleri belirler ve bunun uygulanmasını, yürütmeye, bir başka ifadeyle idarelere bırakır. Bu asli düzenleme yetkisinin Yasama organına ait olmasının doğal bir sonucudur. Ancak, idarelerin düzenleyici işlem yapma yetkisi yasama organının çizdiği sınırlar içinde, başta Anayasa olmak üzere, Kanun, Tüzük gibi üst hukuk normlarına aykırı olmamak kayıt ve şartına bağlı olarak gerçekleşebilir.
Bakanlıklar ile diğer kamu kurum ve kuruluşları, görev alanlarına ilişkin olarak tüzük ve yönetmelik dışında, kılavuz, yönerge, tebliğ, genelge gibi çeşitli adlar altında da düzenleme yapabilmektedirler. Ancak bu düzenlemeler arasında uyulması gereken "normlar hiyerarşisi" kuramına göre hukuk düzeni, farklı kademede yer alan Anayasa, kanun, tüzük, yönetmelik ve diğer düzenleyici işlemlerden oluşan birçok normu içermekte ve her norm geçerliliğini bir üst basamakta yer alan normdan almaktadır. Bu nitelikleri gereği, dayandıkları üst hukuk normlarına aykırı hüküm ihtiva etmeleri mümkün değildir.
Normlar hiyerarşisine göre kanundan sonra gelen tüzük, yönetmelik, genelge,talimat gibi düzenlemelerin ancak kanunda verilmiş olan hakkın kullanılmasının açıklanması ile ilgili olacağı, bu metinlerde kanun ile verilmiş olan hakkı genişletici veya daraltıcı mahiyette hükümlere yer verilemeyeceği hukukun genel ilkelerindendir.
İdarenin düzenleyici idari işlem tesis etme yetkisinin "Yasama yetkisinin devredilmezliği" ilkesinin bir sonucu olarak ikincil nitelikte bir kural koyma yetkisi olduğu göz önüne alındığında; söz konusu yetkinin kanunların çizdiği çerçeve içinde kalması ve kanunlara uygun olarak kullanması zorunludur.
3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinde; "İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakati aranmaksızın birbirleri ile yol fazlaları ile kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya Belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler Valilikçe kullanılır." hükmüne, 19. maddesinde; "İmar planlarına göre parselasyon planları yapılıp, belediye ve mücavir alan içinde belediye encümeni, dışında ise il idare kurulunun onayından sonra yürürlüğe girer. Bu planlar bir ay müddetle ilgili idarede asılır. Ayrıca mutat vasıtalarla duyurulur. Bu sürenin sonunda kesinleşir. Tashih edilecek planlar hakkında da bu hüküm uygulanır.
Kesinleşen parselasyon planları tescil edilmek üzere tapu dairesine gönderilir. Bu daireler ilgililerin muvafakatı aranmaksızın, sicilleri planlara göre re'sen tanzim ve tesis ederler.
Bir parsel üzerinde birden fazla bina ve tesislerin yapımı gerektiğinde (Kooperatif evleri, siteler, toplu konut inşaatı gibi) imar parselasyon planları ifraza gerek kalmadan bu ihtiyacı karşılayacak şekilde düzenlenir veya değiştirilir ve burada, talep halinde, Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri uygulanır. " hükmüne yer verilmiştir.
İmar Kanununun 18. maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin iptali talep edilen;
"Parselasyon Plânlarının Onayı" başlıklı 39. Maddesinde, "Parselasyon plânları, düzenleme işlerine ait belgelerle beraber belediye ve mücavir alan içinde belediye encümeni, dışında ise il idare kurulunun onayından sonra yürürlüğe girer. Bu plânlar bir ay müddetle ilgili idarede asılır. Ayrıca mutat vasıtalarla duyurulur. Bu sürenin sonunda plânlar kesinleşir. Kesinleşen parselasyon plânlarının tescili için, mahalli tapu ve kadastro teşkilatına aşağıdaki bilgi ve belgelerin gönderilmesi gerekir.
a) Parselasyon plânının onaylandığı ve ilân edilerek kesinleştiğini bildiren ve tapuya tescilini isteyen yazı.
b) Parselasyonun dayandığı (ilgili idarece onaylı) ve halen yürürlükteki imar plânının onay tarihi ve numarası ile pafta numarası veya numaraları
c) Parselasyon plânının onaylandığına dair belediye encümeni veya il idare ku­rulu kararı örneği,
d) Kadastro standartlarına göre düzenlenmiş parselasyon plânının boyut değiş­tirmeyen şeffaf altlığa çizilmiş aslı ile üç kopyası,
e) Nirengi ve poligon koordinat değerleri, kanavaları, röper krokileri, ölçü kro­kileri, dağıtım ve yüzölçüm hesapları ile cetvellerden ikişer örnek."
"Tapu Siciline Beyan ve Tescil" başlıklı 41. maddesinde, "Tescil işlemi için tapu sicil müdürlüklerine gönderilen dağıtım cetvelleri, kadastro veya imar parsellerinin bulunduğu tapu kütüğünün beyanlar hanesine kaydedilir ve sonra sırayla imar parsellerinin tescili yapılır."
"İmar Parselasyon Plânlarının Hukuki Geçerliliği" başlıklı 43. maddesinde, "İmar parselasyon plânları, tescilden sonra Medeni Kanun ve Tapu Sicil Tüzüğünde belirtilen plân yerine geçer ve mülkiyete ilişkin sınır gösterme işlemleri mahalli tapu ve kadastro teşkilatınca bu plânlara göre yapılır." hükümleri yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; İstanbul İli, Zeytinburnu İlçesi, …Mahallesi, …ada, …ve …parsellerin bulunduğu alanda 3194 sayılı Kanun uyarınca düzenleme yapılmasına ilişkin …tarih ve …sayılı ve …tarih ve … sayılı belediye encümeni kararlarının mahkeme kararlarıyla iptal edilerek temyiz taleplerinin reddedilmesinden sonra iptal kararının uygulanmasına yönelik yeniden parselasyon yapılması işleminin kabulüne ilişkin Zeytinburnu Belediye Encümeninin …tarih ve …sayılı kararıyla, anılan parselasyon işleminin onayına ilişkin İstanbul Büyükşehir Belediye Encümeninin …tarih ve …sayılı kararı ve nihayetinde Parselasyon işlemine yapılan itirazın reddine ilişkin Zeytinburnu Belediye Encümeninin …tarih ve …sayılı kararının tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Türk Medeni Kanunu'nun tapu siciline dair genel esasları gereği bir taşınmazın tapu sicil kaydında herhangi bir işlem yapılabilmesi, malikinin rızasına ya da mahkeme kararına bağlı bulunmakta, kamu idarelerinin talebi üzerine, tapu müdürlüklerince tapu kayıtlarında yapılacak işlemler için idarelerin bu hususta ilgili yasal düzenlemeyle yetkili kılınması gerekmektedir.
İmar Kanununun verdiği yetkiye dayanılarak belediye veya valiliklerce re'sen tesis edilen imar parselasyon planları ilgililere tebliğ yoluyla kesinleşmesinden sonra tescil için mahalli tapu sicil müdürlüklerine gönderilmektedir. Bu aşamada tapunun kontrol yetkisi parselasyon ile ilgili belgelerin eksik ve hatalı olması durumu ile sınırlıdır. Tapu dairelerinin kesinleşen parselasyon işlemlerinin tescil edilmek üzere gönderilmesi üzerine sicilleri bu işlemde öngörüldüğü şekilde planlara göre tanzim ve tesis etmek dışında bir yetkileri bulunmamaktadır.
Davacılar tarafından, tescilin hemen yapılması halinde, hak sahiplerinin mülkiyet haklarının büyük zarara uğrayacağından bahisle dava konusu düzenleyici işlemle tapu dairelerinin tescil yapmadan önce ilgililere tebligat yapılmasını zorunlu kılan kural öngörülmemesinin bu haliyle Anayasa'nın hukuk devleti ilkesine, temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması hükümlerine, mülkiyet hakkına, hak arama hürriyetine, 125. maddedeki idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olması hükmüne aykırı olduğu iddialarıyla iptali istenilmekte ise de; bu yönde bir düzenleme yönetmeliğin dayanağı yasa kuralında yer almadığı gibi mülkiyete yönelik olan parselasyon işlemlerinin bireysel işlemler olmaları nedeniyle tebliğ edilmemeleri halinde dahi öğrenme üzerine dava açılabileceği Danıştayın istikrar kazanmış içtihatlarındandır. Bu nedenle uygulama işleminin tebliği ya da öğrenme üzerine dava açmaları mümkün olan davacıların tescil aşamasında tapu dairelerince işlemin tebliğini öngören kurallar getirilmesi gerektiği iddiaları sübut bulmamıştır.
Dava konusu düzenleyici işlem kurallarının 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi gereği hazırlanacak parselasyon işlemlerinin onay, tescil ve hukuki geçerliliğini açıkladığı, Yasayı aşar şekilde düzenleme getirilmediği görülmekle, mevzuat hükümlerine ve üst hukuk normuna aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği, düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince duruşma için taraflara önceden bildirilen 28/09/2021 tarihinde, davacılar vekili Av. …'ın ve davalı idare Zeytinburnu Belediye Başkanlığı vekili Av. …'ün gelmediği, davalı idare Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vekili Hukuk Müşaviri …'ın geldiği, Danıştay Savcısı …'nun hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY: İstanbul İli, Zeytinburnu İlçesi, ... Mahallesi, ... pafta, ...ada, ...parsel sayılı taşınmaza ilişkin kabul edilen parselasyon işlemleri ile dayanağı 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile Zeytinburnu Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 07/03/2019 tarih ve 115.01.07 sayılı karar ile bu karara dayanak gösterilen İmar Kanununun 18 inci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 39, 41 ve 43. Maddelerinin iptali istemiyle açılan davada; İmar Kanununun 18 inci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik'e ilişkin uyuşmazlığın ilk derece mahkemesi olarak Danıştay Altıncı Dairesinde, parselasyon işlemi ve imar planına ilişkin uyuşmazlığın ise 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 34. maddesine göre taşınmazın bulunduğu yer idare mahkemesinde çözümlenmesi gerektiğinden, ayrı yargı yerlerince değerlendirilerek sonuçlandırılması gereken söz konusu işlemlere karşı aynı dilekçeyle dava açılmasına olanak bulunmadığı sonucuna varılarak Dairemizin 03/05/2019 tarih ve E:2019/12210, K:2019/3492 sayılı dava dilekçesinin reddi yolundaki kararımızın ardından, yenilenen dava dilekçesiyle Zeytinburnu Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün …tarih ve …sayılı karar ile bu karara dayanak gösterilen İmar Kanununun 18 inci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 39, 41 ve 43. Maddelerinin tapu sicil müdürlüğü tarafından son işlemden önce herhangi bir tebligat yapılmasını zorunlu hale getirmediğinden hukuka aykırı olduğu, önemli hak kayıplarına ve mağduriyete yol açacağı iddialarıyla bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa'nın 124. maddesinde, Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzelkişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabileceği hükme bağlanmıştır.
Yasa koyucu düzenleyeceği konularda genel prensipleri belirler ve bunun uygulanmasını, yürütmeye, bir başka ifadeyle idarelere bırakır. Bu asli düzenleme yetkisinin Yasama organına ait olmasının doğal bir sonucudur. Ancak, idarelerin düzenleyici işlem yapma yetkisi yasama organının çizdiği sınırlar içinde, başta Anayasa olmak üzere, Kanun gibi üst hukuk normlarına aykırı olmamak kayıt ve şartına bağlı olarak gerçekleşebilir.
Bakanlıklar ile diğer kamu kurum ve kuruluşları, görev alanlarına ilişkin olarak yönetmelik dışında, kılavuz, yönerge, tebliğ, genelge gibi çeşitli adlar altında da düzenleme yapabilmektedirler. Ancak bu düzenlemeler arasında uyulması gereken "normlar hiyerarşisi" kuramına göre hukuk düzeni, farklı kademede yer alan Anayasa, kanun, yönetmelik ve diğer düzenleyici işlemlerden oluşan birçok normu içermekte ve her norm geçerliliğini bir üst basamakta yer alan normdan almaktadır. Bu nitelikleri gereği, dayandıkları üst hukuk normlarına aykırı hüküm ihtiva etmeleri mümkün değildir.
Normlar hiyerarşisine göre kanundan sonra gelen yönetmelik, genelge, talimat gibi düzenlemelerin ancak kanunda verilmiş olan hakkın kullanılmasının açıklanması ile ilgili olacağı, bu metinlerde kanun ile verilmiş olan hakkı genişletici veya daraltıcı mahiyette hükümlere yer verilemeyeceği hukukun genel ilkelerindendir.
İdarenin düzenleyici idari işlem tesis etme yetkisinin "Yasama yetkisinin devredilmezliği" ilkesinin bir sonucu olarak ikincil nitelikte bir kural koyma yetkisi olduğu göz önüne alındığında; söz konusu yetkinin kanunların çizdiği çerçeve içinde kalması ve kanunlara uygun olarak kullanması zorunludur.
3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinde; "İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakati aranmaksızın birbirleri ile yol fazlaları ile kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya Belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler Valilikçe kullanılır." hükmüne yer verilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesinin başlıca amacı, imar planı ve mevzuat hükümlerine uygun olarak yapılaşmaya elverişli imar parselleri elde edilmesini ve düzenlemeye tabi tutulan yerlerin ihtiyacı olan, imar planında umumi hizmetlere ayrılan alanların bedelsiz olarak kamu eline geçmesini sağlamak suretiyle, düzenli ve sağlıklı bir kentleşmeyi gerçekleştirmektir.
3194 sayılı İmar Kanununun 19. Maddesinde; "İmar planlarına göre parselasyon planları yapılıp, belediye ve mücavir alan içinde belediye encümeni, dışında ise il idare kurulunun onayından sonra yürürlüğe girer. Bu planlar bir ay müddetle ilgili idarede asılır. Ayrıca mutat vasıtalarla duyurulur. Bu sürenin sonunda kesinleşir. Tashih edilecek planlar hakkında da bu hüküm uygulanır.
Kesinleşen parselasyon planları tescil edilmek üzere tapu dairesine gönderilir. Bu daireler ilgililerin muvafakatı aranmaksızın, sicilleri planlara göre re'sen tanzim ve tesis ederler.
Bir parsel üzerinde birden fazla bina ve tesislerin yapımı gerektiğinde (Kooperatif evleri, siteler, toplu konut inşaatı gibi) imar parselasyon planları ifraza gerek kalmadan bu ihtiyacı karşılayacak şekilde düzenlenir veya değiştirilir ve burada, talep halinde, Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri uygulanır. " hükmüne yer verilmiştir.

Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan İmar Kanununun 18. maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin iptali talep edilen;
"Parselasyon Plânlarının Onayı" başlıklı 39. Maddesinde, "Parselasyon plânları, düzenleme işlerine ait belgelerle beraber belediye ve mücavir alan içinde belediye encümeni, dışında ise il idare kurulunun onayından sonra yürürlüğe girer. Bu plânlar bir ay müddetle ilgili idarede asılır. Ayrıca mutat vasıtalarla duyurulur. Bu sürenin sonunda plânlar kesinleşir. Kesinleşen parselasyon plânlarının tescili için, mahalli tapu ve kadastro teşkilatına aşağıdaki bilgi ve belgelerin gönderilmesi gerekir.
a) Parselasyon plânının onaylandığı ve ilân edilerek kesinleştiğini bildiren ve tapuya tescilini isteyen yazı.
b) Parselasyonun dayandığı (ilgili idarece onaylı) ve halen yürürlükteki imar plânının onay tarihi ve numarası ile pafta numarası veya numaraları
c) Parselasyon plânının onaylandığına dair belediye encümeni veya il idare ku­rulu kararı örneği,
d) Kadastro standartlarına göre düzenlenmiş parselasyon plânının boyut değiş­tirmeyen şeffaf altlığa çizilmiş aslı ile üç kopyası,
e) Nirengi ve poligon koordinat değerleri, kanavaları, röper krokileri, ölçü kro­kileri, dağıtım ve yüzölçüm hesapları ile cetvellerden ikişer örnek."
"Tapu Siciline Beyan ve Tescil" başlıklı 41. maddesinde, "Tescil işlemi için tapu sicil müdürlüklerine gönderilen dağıtım cetvelleri, kadastro veya imar parsellerinin bulunduğu tapu kütüğünün beyanlar hanesine kaydedilir ve sonra sırayla imar parsellerinin tescili yapılır."
"İmar Parselasyon Plânlarının Hukuki Geçerliliği" başlıklı 43. maddesinde, "İmar parselasyon plânları, tescilden sonra Medeni Kanun ve Tapu Sicil Tüzüğünde belirtilen plân yerine geçer ve mülkiyete ilişkin sınır gösterme işlemleri mahalli tapu ve kadastro teşkilatınca bu plânlara göre yapılır." kuralları yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Usule ilişkin olarak:
Davalı idarenin usule yönelik itirazları yerinde görülmemiştir.
Esasa ilişkin olarak:
İmar Kanununun 18. maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik'in 1. maddesinde; uyuşmazlık konusu Yönetmelik'in amacı; 3194 sayılı İmar Yasasının 18 inci maddesine göre yapılacak arazi ve arsa düzenlemesinin, nerelerde ve ne şekilde tatbik edileceği ve bununla ilgili diğer hususlara açıklık getirmek olarak belirtilmiştir.
İdarelerin, yönetmeliklerle yapacakları düzenlemelerin üst kurallara aykırı olmaması; düzenlemenin kanunlarla idarelere tanınan yetkiler çerçevesinde ve kanunla belirlenen sınırlara bağlı olarak, tamamlayıcı, açıklayıcı ve üst normların uygulanmasına yönelik olması gerekmektedir.
Yönetmelik, yukarıda açıklandığı gibi çıkarılan kanunların uygulanmasını sağlamak amacıyla, yine kanunların soyut hükümlerinin somutlaştırılmasını sağlayan düzenleyici işlemdir.
Uyuşmazlık konusu Yönetmelik maddeleri, 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi gereği hazırlanacak parselasyon işleminin yine anılan Kanunun 19. maddesindeki onay, tescil ve hukuki geçerliliğini açıklayan, somutlaştıran ve uygulamada yapılacak işlemleri tamamlayıcı şekilde fonksiyonellik ve yönlendiricilik kazandıran nitelikte görülmüştür.
Öte yandan, Türk Medeni Kanunu'nun tapu siciline dair genel esasları gereği bir taşınmazın tapu sicil kaydında herhangi bir işlem yapılabilmesi, malikinin rızasına ya da mahkeme kararına bağlı bulunmakta, kamu idarelerinin talebi üzerine, tapu müdürlüklerince tapu kayıtlarında yapılacak işlemler için idarelerin bu hususta ilgili yasal düzenlemeyle yetkili kılınması gerekmektedir.
İmar Kanununun verdiği yetkiye dayanılarak belediye veya valiliklerce re'sen tesis edilen imar parselasyon planları ilgililere tebliğ yoluyla kesinleşmesinden sonra tescil için mahalli tapu sicil müdürlüklerine gönderilmektedir. Bu aşamada tapunun kontrol yetkisi parselasyon ile ilgili belgelerin eksik ve hatalı olması durumu ile sınırlıdır. Tapu dairelerinin kesinleşen parselasyon işlemlerinin tescil edilmek üzere gönderilmesi üzerine sicilleri bu işlemde öngörüldüğü şekilde planlara göre tanzim ve tesis etmek dışında bir yetkileri bulunmamaktadır.
Davacılar tarafından, tescilin hemen yapılması halinde, hak sahiplerinin mülkiyet haklarının büyük zarara uğrayacağından bahisle dava konusu düzenleyici işlemle tapu dairelerinin tescil yapmadan önce ilgililere tebligat yapılmasını zorunlu kılan kural öngörülmemesinin bu haliyle Anayasa'nın hukuk devleti ilkesine, temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması hükümlerine, mülkiyet hakkına, hak arama hürriyetine, 125. maddedeki idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olması hükmüne aykırı olduğu iddialarıyla iptali istenilmekte ise de; bu yönde bir düzenleme yönetmeliğin dayanağı yasa kuralında yer almadığı gibi mülkiyete yönelik olan parselasyon işlemlerinin bireysel işlemler olmaları nedeniyle tebliğ edilmemeleri halinde dahi öğrenme üzerine dava açılabileceği Danıştayın istikrar kazanmış içtihatlarındandır. Bu nedenle uygulama işleminin tebliği ya da öğrenme üzerine dava açmaları mümkün olan davacıların tescil aşamasında tapu dairelerince işlemin tebliğini öngören kurallar getirilmesi gerektiği iddialarına itibar edilmemiştir.
Dava konusu Yönetmelik maddelerinin ve Zeytinburnu Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün …tarih ve …sayılı kararının 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi gereği hazırlanacak parselasyon işlemlerinin nerelerde ve ne şekilde tatbik edileceği ve bununla ilgili diğer hususlara açıklık getirdiği, onay, tescil ve hukuki geçerliliğini açıkladığı, Kanunu aşar şekilde düzenleme getirilmediği görülmekle, dava konusu işlemlerde mevzuat hükümlerine ve üst hukuk normuna aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu Yönetmelik maddeleri ve Zeytinburnu Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün …tarih ve …sayılı işlemi yönünden DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesinde duruşmalı işler için belirlenen …-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 28/09/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi