Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2017/7639
Karar No: 2021/10167
Karar Tarihi: 28.09.2021

Danıştay 6. Daire 2017/7639 Esas 2021/10167 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2017/7639
Karar No : 2021/10167


DAVACI : … Derneği
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Bakanlığı/…
VEKİLİ : …
DAVALI YANINDA KATILANLAR : 1- … Odası
VEKİLİ : Av. …
2-… Odası
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : 03.07.2017 tarih ve 30113 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 30.09.2017 tarih ve 30196 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikle değişen 57.maddesinin 6.fıkrasının (a) bendinin 1, 2 ve 3.alt bentlerinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Dava konusu Yönetmelikte mesleki belirtmeler ve tanımlamalar yapılarak belirli meslek mensuplarının yetkilendirildiği, yapının planlanması ve yapımı aşamasında gerekli bilgi ve eğitime sahip insanların görevlendirilmesi gerektiği, zeminin yapıya uygun planlanması (etüdü) ve inşası hakkında (hafriyat, güçlendirme, vd) bilgi sahibi olunması gerektiği, dava konusu hükümlerde yapı inşasıyla ilgili bilgi ve eğitime sahip olmayan meslek gruplarının sayıldığı, yapının zemini konusunda lisans ve lisansüstü düzeyinde eğitim ve bilgi sahibi geoteknik mühendisiliğinin dava konusu hükümlerde yetkili meslek mensubu olarak belirtilmemesinin ciddi bir eksiklik olduğu ileri sürülmektedir.

DAVALININ SAVUNMASI : Davacının, dava konusu işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaati bulunmadığından subjektif dava açma ehliyeti bulunmadığı; Yönetmeliğin dava konusu edilen 57. maddesinin 6.fıkrasının (a) bendinin 1, 2 ve 3.alt bentlerinin mülga Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 57. maddesi ile aynı olduğu, gerek mülga Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği gerekse de Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğindeki düzenlemelerin Danıştay Altıncı Dairesinin 29/01/2002 tarih ve E: 2000/5118, K:2002/669 sayılı ve 25/12/2001 tarih ve ve E.2000/4743, K.2001/6466 sayılı, olağan kanun yollarından geçerek kesinleşmiş kararlarının gerekçeleri ile birlikte herhangi bir değişiklik yapılmaksızın Anayasanın 138. maddesi uyarınca Yönetmeliğe aynen yansıtılmasından ibaret olduğu, hukuka aykırılık bulunmadığından davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … 'IN DÜŞÜNCESİ :
TMMOB'ye Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı'nca 20.04.2006 tarihinde mühendislik unvanları ile ilgili gönderilen yazıda, Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı'nın diplomalara unvan yazılmaması konusundaki kararını bildiren görüş yazısı ((https://www.hkmo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=1436) 03.06.2006 tarihli Yükseköğretim Genel Kurul Toplantısında incelenmiş ve 2547 sayılı Kanun'un 2880 sayılı Kanun'la değişik 43/b maddesi uyarınca 2005-2006 eğitirn-öğretim yılından itibaren uygulanmak üzere diplomalara unvan yazılmaması, öğrenim görülen program adının ve derecesinin belirtilmesinin uygun görüldüğü, yükseköğretim kurumları bünyesinde yer alan mühendislik programlarından mezun olanlara ilgili dalın mühendisi unvanı verilmekte olduğu,
1990 yılından itibaren üniversitelerin mühendislik programlarından mezun olanların alacağı unvanlara ekli listede yer verilmiştir. Bu listede Jeoloji, Jeofizik, İnşaat Mühendisi unvanlarına yer verilmiş ancak Geoteknik mühendisi unvanına yer verilmemiştir.
Duruşma sırasında davalı idare yanında katılan Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanlığı vekilince sunulan Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının … tarih ve E.… sayılı yazısından da, yükseköğretim kurumlarında Geoteknik Mühendisliği adıyla öğrenci alan program bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Geoteknik Mühendisliğinin İnşaat Mühendisliğinin Anabilim dalı olduğu, İnşaat Mühendisiliği bölümünde yüksek lisans yapılması ile Geoteknik Mühendisi olunduğu, dava konusu düzenlemede ilgili mühendislik unvanlarına (Jeoloji, Jeofizik, İnşaat Mühendisi) yer verildiği, İnşaat Mühendisince hazırlanması gereken zemin ve temel etüt raporlarının İnşaat Mühendisi unvanına sahip Geoteknik Mühendisince de yapılabileceği dikkate alındığında dava konusu düzenlemede hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığından Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikle değişen 57.maddesinin 6.fıkrasının (a) bendinin 1 ve 3. alt bentlerini yönünden davanın esastan reddi, 2. alt bendi yönünden ise davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI … 'NUN DÜŞÜNCESİ :
Dava, 03.07.2017 tarih ve 30113 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 30.09.2017 tarih ve 30196 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikle değişen 57.maddesinin 6.fıkrasının (a) bendinin 1, 2 ve 3. alt bentlerinin iptali istemiyle açılmıştır.
Davalı idarenin ehliyete yönelik iddiasına itibar edilmemiştir.
03.07.2017 tarih ve 30113 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 57.maddesinin 6.fıkrasının (a) bendinin 2 numaralı alt bendinin incelenmesinden;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinin birinci fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarda ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda altmış gün olduğu; aynı maddenin dördüncü fıkrasında ise, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine dava açabilecekleri kurala bağlanmıştır.
Anılan madde uyarınca; ilan tarihinden itibaren dava açma süresi içerisinde iptali istemiyle dava açılmamış olan ilan edilmiş bir düzenleyici işlemin dava konusu edilebilmesi ancak söz konusu düzenlemeye dayanılarak tesis edilen uygulama işleminin varlığına ve bu işlemin tebliğinden itibaren süresi içinde dava açılmasına bağlı bulunmaktadır.
03.07.2017 tarih ve 30113 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 30.09.2017 tarih ve 30196 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan davaya konu Yönetmelikle 57.maddenin 6.fıkrasının (a) bendinin 1 ve 3. alt bentleri değişmiş, 2. alt bendinde ise herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. İlan edilmiş düzenleyici işlemler hakkında uygulama işleminin tesisi halinde de dava açılması mümkün ise de; anılan kurala yönelik herhangi bir uygulama işlemin tesis edilmemiş olması nedeniyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği tarih olan 03.07.2017 tarihinden itibaren 60 günlük yasal dava açma süresi içinde dava açılması gerekirken bu süre geçtikten sonra 28.11.2017 tarihinde açılan davanın 57.maddenin 6.fıkrasının (a) bendinin 2. alt bendine yönelik kısmının süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine olanak bulunmamaktadır.
30.09.2017 tarih ve 30196 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan davaya konu Yönetmeliğin 57.maddesinin 6.fıkrasının (a) bendinin 1 ve 3. alt bentleri yönünden işin esasına gelince;
03.07.2017 tarih ve 30113 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 30.09.2017 tarih ve 30196 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikle değişen 57.maddesinin 6.fıkrasının (a) bendinin 1.alt bendinde, statik projeye esas teşkil edecek zemin ve temel etüdü raporunun, "Yer altının dinamik esneklik direnişleri ve yerin dayanımı, taşıma gücü, yer altı suyu varlığı, yer altı yapısı, deprem bölgelenmesi, yer kırıklıklarının hareketleri, oturma, sıvılaşma ve yer kaymalarının boyutları gibi zeminin fizikî özelliklerini belirleyen çalışmalar yönünden jeofizik mühendislerince," 3.alt bendinde "Zemin mekaniği, zemin dinamiği ve zemin emniyet gerilmesi hesaplaması gibi çalışmalar yönünden inşaat ve jeoloji mühendislerince,
" Bakanlıkça belirlenen formata göre hazırlanan ve imzalanan belge olduğu düzenlemelerine yer verilmiştir.
Davacı tarafından statik projeye esas teşkil edecek zemin ve temel etüdü raporunun hazırlanmasında görev yapacak mühendislik disiplinlerinin belirlenmesine dair dava konusu hükümlerin eksik düzenleme nedeniyle iptalinin istendiği, esasen uyuşmazlığın yapının yer alacağı saha ile ilgili zemin araştırması ve geoteknik çalışmalarda elde edilen sonuçların değerlendirilmesinde bir geoteknik mühendisi veya geoteknik mühendisliği alanında tecrübe bir inşaat mühendisine ihtiyaç olup olmadığı noktasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Danıştay 6. Dairesinin ara kararına verilen cevaplar ve dosyadaki diğer bilgi ve belgeler ve Üniversitelerarası Kurul Yönetim Kurulu kararının incelenmesinden; jeoloji mühendislerinin yetki ve görev alanı sondaj, arazi ve bir kısım laboratuvar çalışmasını içeren veri raporu ile sınırlı olduğundan temel taşıma gücü, oturma ve sıvılaşma analizlerine yönelik uzmanlığın geoteknik mühendisliğine ait olduğu, geoteknik değerlendirme raporunun da geoteknik mühendisinin veya geoteknik konusunda tecrübeli bir inşaat mühendisinin yetki ve sorumluluğunda olması gerektiği, asıl uzmanlık alanı zemin dinamiği ve temel taşıma gücü hesaplaması olan geoteknik mühendisliğinde "zemin modeli"nin ancak temel taşıma gücü, oturma ve sıvılaşma hesapları ilgili arazi ve laboratuvar deneyleriyle ortaya konularak ve yapıyla beraber oluşabilecek deformasyonlar göz önüne alınarak yapılacak hesaplama ve analizlerin sonucunda gerçekleştirilebileceği, zemin modelinden sonra da arazi ve yükleme şartlarına uygun bir yöntemle yer kayması hesaplarına geçilebileceği, bu belirlemeler gereği geoteknik mühendisliğinin statik projeye esas teşkil edecek zemin ve temel etüdü raporunun hazırlanmasında görev yapacak mühendislik disiplini olarak davaya konu alt bentte zikredilmemesi yönünden maddelerin eksik düzenlendiği sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davanın 03.07.2017 tarih ve 30113 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 57.maddesinin 6.fıkrasının (a) bendinin 2. alt bendine yönelik kısmının süreaşımı yönünden reddi, 30.09.2017 tarih ve 30196 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 57.maddenin 6.fıkrasının (a) bendinin 1 ve 3. alt bentlerinin eksik düzenleme nedeniyle iptali gerektiği, düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince duruşma için taraflara önceden bildirilen 28/09/2021 tarihinde, davacı vekili Av. … 'nın ve davalı idare Çevre ve Şehircilik Bakanlığını temsilen gelenin olmadığı, davalı idare yanında katılanlar TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası vekili Av. … 'nun ve TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanlığı vekili Av. … 'un geldiği, Danıştay Savcısı … 'nun hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Gelen tarafa usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY: Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği 03.07.2017 tarih ve 30113 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 30.09.2017 tarih ve 30196 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 11.maddesiyle değişik 57.maddenin 6.fıkrasının (a) bendinin 1 ve 3.alt bentleri değiştirilmiştir. Davacı tarafından, Yönetmeliğin değişen 57.maddesinin 6.fıkrasının (a) bendinin 1, 2 ve 3.alt bentlerinin iptali istemiyle bakılan dava açöılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
3458 sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanun'un 1.maddesinde, "Türkiye Cumhuriyeti hududları dahilinde mühendislik ve mimarlık unvan ve salahiyeti ile sanat icra etmek isteyenlerin aşağıda yazılı vesikalardan birini haiz olmaları şarttır:
a) Mühendislik veya mimarlık tahsilini gösteren Türk yüksek mekteblerinden verilen diplomalar;
b) Programlarının yüksek mühendis veya mimar mektebleri programlarına muadil olduğu kabul edilen bir ecnebi yüksek mühendis veya yüksek mimar mektebinden diploma almış olanlara usulüne tevfikan verilecek ruhsatnameler;
c) Türk Teknik Okulu mühendis kısmı ile programlarının buna muadil olduğu kabul edilen memleket dahilindeki diğer mühendis veya mimar mekteblerinden verilen diplomalar;
d) Programlarının Türk Teknik Okulu Mühendis kısmı programlarına muadil olduğu kabul olunan bir ecnebi mühendis veya mimar mektebinden diploma almış olanlara usulüne tevfikan verilecek ruhsatnameler." hükümlerine yer verilmiştir.
6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu'nun 37.maddesinde, "Yüksek mühendis, yüksek mimar, mühendis ve mimarlar kanunen kendilerine verilmiş olan unvandan başka herhangi bir unvan kullanamazlar." hükmü yer almaktadır.
03.07.2017 tarih ve 30113 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 30.09.2017 tarih ve 30196 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikle değişen 57.maddesinin 6.fıkrasının (a) bendinin 1.alt bendinde, statik projeye esas teşkil edecek zemin ve temel etüdü raporunun, "Yer altının dinamik esneklik direnişleri ve yerin dayanımı, taşıma gücü, yer altı suyu varlığı, yer altı yapısı, deprem bölgelenmesi, yer kırıklıklarının hareketleri, oturma, sıvılaşma ve yer kaymalarının boyutları gibi zeminin fizikî özelliklerini belirleyen çalışmalar yönünden jeofizik mühendislerince," 3.alt bendinde de, "Zemin mekaniği, zemin dinamiği ve zemin emniyet gerilmesi hesaplaması gibi çalışmalar yönünden inşaat ve jeoloji mühendislerince,
" Bakanlıkça belirlenen formata göre hazırlanan ve imzalanan belge olduğu düzenlemelerine yer verilmiştir.
03.07.2017 tarih ve 30113 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 57.maddesinin 6.fıkrasının (a) bendinin 2.alt bendinde ise, statik projeye esas teşkil edecek zemin ve temel etüdü raporunun "Sondajlar, arazi çalışmaları, zemin ve kaya mekaniği, laboratuvar deneylerini ihtiva eden zemin-yapıetkileşiminin analizinde kullanılacak temelzemin,zemin profili ve zemini oluşturan birimlerin fizikî ve mekanik özelliklerini konu alan çalışmalar yönünden jeoloji mühendislerince," Bakanlıkça belirlenen formata göre hazırlanan ve imzalanan belge olduğu düzenlemesine yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanununun 7.maddesinde, "Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür. İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz." hükmüne yer verilmiştir.
Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 57.maddesinin 6.fıkrasının (a) bendinin 2.alt bendi 03.07.2017 tarih ve 30113 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olup herhangi bir değişiklik yapılmadığı gibi bu hükme ilişkin herhangi bir uygulama işleminden söz edilmediğine göre bu hükme karşı 03.07.2017 tarihinden itibaren 60 günlük yasal dava açma süresi içinde dava açılması gerekirken bu süre geçtikten sonra 28.11.2017 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğundan bu hüküm yönünden işin esasının incelenmesine hukuki imkan bulunmamaktadır.
30.09.2017 tarih ve 30196 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikle değişen 57.maddesinin 6.fıkrasının (a) bendinin 1 ve 3.alt bentleri yönünden işin esasına gelince;
Dairemizin 15/11/2018 ve 18/09/2019 tarih ve E:2017/7639 sayılı ara kararları ile Üniversitelerarası Kurul Başkanlığından, Geoteknik Mühendisiliğinin jeofizik mühendisliği, inşaat mühendisliği, jeoloji mühendisliğinden farklılaştığı hususlar ile dava konusu hükümlerde yer alan yetkilendirmelerin anılan bölümlerin müfredatları ile uyumlu olup olmadıklarının sorularak buna ilişkin bilgi ve belgelerin istenilmesine, karar verilmiş Üniversitelerarası Kurul Başkanlığınca 04.02.2020 tarihinde yanıt verilmiştir.
Uyuşmazlığa konu hususa yönelik Üniversitelerarası Kurul Yönetim Kurulunun 22.01.2020 tarihli toplantısında görüşülüp verilen kararda, "Geoteknik Mühendisliği tıpkı hidrolik, ulaştırma, yapı mühendisliği gibi bir inşaat mühendisliği ana bilim dalı ve bir inşaat mühendisliği alt disiplinidir. Geoteknik mühendisleri, inşaat mühendisleri tarafından projelendirilen her tür üst yapı, alt yapı ve zemin yapısının temel sisteminin ve stabilitesinin gerek statik gerekse deprem gibi dinamik yükler altındaki güvenilir ve ekonomik tasarımını gerçekleştirirler. Bir kişinin Geoteknik Mühendisi olarak tanımlanması için İnşaat Mühendisliği lisans programı mezunu olması gerek şart iken, bu ünvanın kullanılması için ülkemizde mevcut durumda geoteknik mühendisliği alanında bir yüksek lisans programını bitirmiş olması yeterli bir şart olarak görülmektedir. Şu halde, geoteknik mühendislerinin inşaat mühendisliği lisans öğrenimi sonucunda mekanik, statik, mukavemet ve dallarıyla ilgili kavramları zemin mekaniği ve temel mühendisliğine uygulayabilme yeteneğine sahip olması beklenmektedir. Dolayısıyla, Geoteknik Mühendisliği; jeoloji, jeoloji mühendisliği, jeofizik mühendisliği gibi yer bilimleri ve mühendislik disiplinlerinin sağladığı bilgileri yapı için güvenli ve ekonomik temel sistemini belirlemek üzere değerlendiren bir inşaat mühendisliği disiplinidir. Yapıların projelendirme ve inşasından sorumlu inşaat mühendislerinin yapının yer alacağı saha ile ilgili her türlü zemin araştırması ve geoteknik çalışmalarda elde edilen sonuçlara bağlı olarak bir geoteknik mühendisi veya geoteknik mühendisliği alanında tecrübe bir inşaat mühendisi tarafından yapılan değerlendirmelere ihtiyacı vardır.
Söz konusu edilen zemin ve temel etüd raporu, bir inşaat mühendisliği uzmanlık alanı olan statik projenin hazırlanmasına esas teşkil edecek raporlar olduğu halde (a) bendinin özü, kurgusu, dili ve kullanılan terimlerin bir kısmı inşaat mühendisliği uygulamaları ile uyumlu değildir. Bir İnşaat Mühendisliği alt disiplini olan Geoteknik Mühendisliği, inşaat mühendisleri tarafından projelendirilen her tür yapının ve zemin yapısının temel sisteminin ve stabilitesinin gerek statik gerekse deprem gibi dinamik yükler altında güvenli ve ekonomik tasarımının yapıldığı bir mühendislik disiplinidir. Yapıların oturacağı, dayanacağı veya içinde yer alacağı her tür zeminin yapı gereklerine uygun olarak etüdü ve yapı temel sisteminin bu etüd sonuçlarına göre tasarlanması Geoteknik Mühendisliğinin uzmanlık alanı iken bu yönetmelik hükmünün hiçbir yerinde Geoteknik Mühendisliğinin ismi dahi zikredilmemektedir, (a) bendinde ifade edilen yetkilendirmeler mühendislik pratiği ve bilimsel gerçeklerle ilişkili ve uyumlu olmaktan ziyade jeofizik mühendisliği ve jeoloji mühendisliği mesleklerini koruyucu bakış açısıyla ortaya konmuş durumdadır.
Uyuşmazlık konusu 1.alt bentte jeofizik mühendisi tarafından yapılacağı ifade edilen taşıma gücü, oturma ve sıvılaşma çalışmaları bu mühendislik disiplinin uzmanlık alanı dahilinde değildir. Temel taşıma gücünün, oturma ve sıvılaşma gibi hesaplamaların jeofizik mühendisleri tarafından yapıldığı herhangi bir ülke yoktur. Temel taşıma gücü, oturma ve sıvılaşma analizleri geoteknik mühendisliği uzmanlık alanı içindedir. Jeofizik mühendisliğinin taşıma gücü, oturma ve sıvılaşma için geliştirilen bir takım istatistiksel ilişkilere (korelasyonlar) sahip sismik deneylerin yürütücüsü konumunda olması icabıyla bu çalışmaları yapacağını ifade etmek bilime ve mühendisliğe aykırıdır. Bir sahada taşıma gücü, oturma ve sıvılaşma hesapları korelasyonlar ile değil ilgili arazi ve laboratuvar deneyleri sonucunda yapılan değerlendirmeler sonucunda ortaya konan zemin modeli ve yapıyla beraber oluşabilecek deformasyonlar göz önüne alınarak yapılacak bir çalışma bu konunun uzmanı olan geoteknik mühendisleri tarafından gerçekleştirilen hesaplama ve analizler sonucunda gerçekleştirilir.
1.alt bentte dile getirilen yer altının dinamik esneklik direnişleri ve yerin dayanımı gibi kavramlar inşaat mühendisliği kavramları olmadığı gibi, tasarımda hangi noktada kullanılacağı tarafımızca anlaşılmayan ancak yıllardır ilgili yönetmeliklerde bir şablon olarak sürekli tekrarlanan belirsiz kavramlardır.
1.alt bentte ifade edilen yer kaymalarının boyutları yine burada dile getirildiği gibi zeminin fiziksel bir özelliği değildir. Yer kaymalarının hesabı az önce ifade edildiği gibi ancak sahanın zemin modeli ortaya konduktan sonra ve tecrübeli bir jeoloji mühendisi veya geoteknik mühendisi tarafından arazi ve yükleme şartlarına uygun hesap yöntemine karar verilmesinden sonra bellilenebilecek bir büyüklüktür.
3.alt bentte yer alan, 'zemin dinamiği ve zemin emniyet gerilmesi hesaplaması gibi çalışmalar yönünderi inşaat ve jeoloji mühendislerince imzalanır' ifadesinde bahsedilen zemin dinamiği ve zemin emniyet gerilmesi hesaplaması jeoloji mühendisliği uzmanlık alanı dahilinde değildir. Dahası zemin emniyet gerilmesi kavramı yıllardır jeofizik ve jeoloji mühendisleri tarafından bu değer temel sisteminden bağımsızmış gibi hatalı olarak kullanılmaktadır. Zemin dinamiği ve temel sistemi tasarımı ancak temel sistemi ve üst yapı bilgileri ile beraber gerçekleştirilebilecek çalışmalardır.
Bu alt bentte anlatılmaya çalışılan ifade 1 Ocak 2019 itibariyle yürürlüğe giren Türkiye Bina Deprem Yönetmeliğinde Geoteknik Değerlendirme Raporu olarak adlandırılan rapor olmalıdır. Ancak tamamen bir geoteknik mühendisliği alanı olan zemin dinamiği başta olmak üzere, zemin emniyet gerilmesi (ki doğrusu, temel taşıma gücü'dür) hesaplanmasının yer aldığı bir raporda jeoloji mühendisinin imzasının olması bir zorunluluk değil ancak proje kapsamına göre gerek duyulabilecek bir şeydir. Tüm dünyada uygulandığı gibi Geoteknik Rapor, geoteknik mühendisi tarafından veya bu alanda tecrübeli bîr inşaat mühendisi tarafından hazırlanan ve imzalanan bir rapordur. Jeoloji mühendislerinin yetki ve görev alanı Veri Raporu İle sınırlıdır ki bu da 1 ve 2.alt bentlerde İfade edilen sondaj, arazi ve bir kısım laboratuvar çalışmasını içermektedir. Burada bir başka çarpıcı nokta ise, asil uzmanlık alanı zemin dinamiği ve temel taşıma gücü hesaplaması olan geoteknlk mühendisliğinin bu alt bentte zikredilmemesidir.
Sonuç olarak, geoteknik mühendisliği, inşaat mühendisliği yapılarının dayandıkları, üzerinde veya içinde yer aldıkları zemin veya kaya ortamı ile etkileşimlerini konu alan bir inşaat mühendisliği alt disiplinidir. Bunun yanı sıra yapının yer aldığı sahada yapı ömrü boyunca söz konusu olabilecek deprem, sel ve heyelan gibi her tür afet durumunu dikkate almak zorundadır. Dolayısıyla sahanın zemin profilinde yer alan zemin ve/veya kaya ortamlarının cinsinin ve mühendislik özelliklerinin doğru bir şekilde tanımlanmış ve sahada söz konusu olabilecek doğal afetlerin ve çevresel şartlardaki her tür olası değişimin belirlenmiş olması gerekmektedir. Geoteknik mühendisleri ile yer bilimi ile ilgili olan disiplinler olan jeofizik ve jeofizik mühendisliği, jeoloji, jeoloji mühendisliği disiplinlerinin uzmanlarının birlikte çalışmaları gerekmektedir. Ancak Yönetmeliği 57. maddesinin 6. fıkrasının (a) bendi kapsamında yer alan hükümler sürecin bütünleştirici uzmanı olan ve inşaat mühendisliği ile yer bilimleri arasındaki bağlantıyı sağlayıp ilgili mühendislerin aynı dili konuşmasını sağlayan geoteknik mühendisliğinin ismi dahi zikredilmeden kaleme alınmıştır. Temel motivasyonunun jeofizik mühendislerinin ve jeoloji mühendislerinin bu sürece nasıl dahil edileceği olduğu görülen bu yaklaşım sonucunda aslında bir inşaat mühendisliği projesi ve uygulaması olan bütüncül bir süreç birbirinden farklı çalışma başlıklarına bölünmüştür. Tüm bu çalışma başlıklarının planlayıcısı olması gereken ve proje gereklerine göre koordinasyonu sağlayacak olan geoteknik mühendisi veya geoteknik alanında tecrübeli inşaat mühendisi bu asli görevinden koparılmıştır. İlgili hükümler sadece yetkilendirme ve görev bölüşümü açısından değil, özü, kurgusu ve dili itibariyle ve geoteknik mühendisliğinin sürece dahil edilmemesi nedeniyle inşaat mühendisliği uygulamaları ve bilimi ile uyuşmamaktadır.
Bu bağlamda, 1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe giren Türkiye Bina Deprem Yönetmeliğinde (TBDY) ifade edilen Veri Raporu ve Geoteknik Raporu tanımlarının dünyadaki mevcut uygulamalar ile uyum içinde olduğu hatırlatılarak, bu tanımlara göre yapılacak bir görev bölüşümü ve yetkilendirmenin yerinde olacağı savlanmış ve bunun gerekçeleri ortaya konmuştur. TBDY Madde 16.2.2'de zikredilen veri raporu, arazi ve laboratuvarda gerçekleştirilmiş zemin araştırmalarından elde edilen verilerin sunulduğu rapor olarak tanımlanırken, geoteknik rapor statik, dinamik ve deprem etkileri göz önüne alınarak, arazi zemin modelinin oluşturulduğu, zemin tabakaları için geoteknik tasarım parametrelerinin verildiği, temel tipleri seçimine ilişkin seçeneklerin irdelendiği, mühendislik analizleri ve değerlendirmeler ile temel tasarımına ilişkin önerilerin sunulduğu rapor olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla veri raporu, nihai olarak bir inşaat mühendisliği faaliyeti için hazırlandığı için bu raporun içeriği, deneylerin planlanması ve raporda yer alması gereken bilgilerin kapsamı yapı özellikleri ve sahanın yer aldığı bölge dikkate alınarak geoteknik mühendisi veya tecrübeli bir inşaat mühendisi tarafından belirlenir. Bu çerçeve içinde jeofizik mühendisliği ve jeoloji mühendisliği disiplinlerinin katkısı ile hazırlanan veri raporunda her mühendislik disiplini kendi katkısı ölçüsünde sorumludur. Geoteknik değerlendirme raporu ise, tüm dünyada olduğu gibi, geoteknik mühendisinin veya geoteknik konusunda tecrübeli bir inşaat mühendisinin yetki ve sorumluluğundadır. İnsan hayatının söz konusu olduğu zemin ve temel etüdü çalışması ilgili her disiplinin kendi uzmanlık alanlarına riayet ederek ve bu alan içinde mevcut bilimsel birikime en uygun şekilde görevini ifa ederek bu sürece dahil olmasının uygun olduğu kanaatine varılmıştır." değerlendirmelerine yer verilmiştir.
Yukarıya alıntılanan Üniversitelerarası Kurul Yönetim Kurulu kararının değerlendirilmesinden, temel taşıma gücü, oturma ve sıvılaşma analizleri geoteknik mühendisliğinin uzmanlık alanı içinde olduğu, bir alanda taşıma gücü, oturma ve sıvılaşma hesapları korelasyonlar ile değil ilgili arazi ve laboratuvar deneyleri sonucunda yapılan değerlendirmeler sonucunda ortaya konan zemin modeli ve yapıyla beraber oluşabilecek deformasyonlar göz önüne alınarak yapılacak bir çalışmanın bu konunun uzmanı olan geoteknik mühendisleri tarafından gerçekleştirilen hesaplama ve analizler sonucunda gerçekleştirilebileceği, yer kaymalarının hesabının ancak alanın zemin modeli ortaya konduktan sonra ve tecrübeli bir jeoloji mühendisi veya geoteknik mühendisi tarafından arazi ve yükleme şartlarına uygun hesap yöntemine karar verilmesinden sonra belirlenebilecek bir büyüklük olduğu, zemin dinamiği ve temel sistemi tasarımının ancak temel sistemi ve üst yapı bilgileri ile beraber gerçekleştirilebilecek bir çalışma olduğu anlaşılmaktadır.
TMMOB'ye Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı'nca 20.04.2006 tarihinde mühendislik unvanları ile ilgili gönderilen yazıda, Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı'nın diplomalara unvan yazılmaması konusundaki kararını bildiren görüş yazısı ((https://www.hkmo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=1436) 03.06.2006 tarihli Yükseköğretim Genel Kurul Toplantısında incelenmiş ve 2547 sayılı Kanun'un 2880 sayılı Kanun'la değişik 43/b maddesi uyarınca 2005-2006 eğitirn-öğretim yılından itibaren uygulanmak üzere diplomalara unvan yazılmaması ve öğrenim görülen program adının ve derecesinin belirtilmesinin uygun görüldüğü, yükseköğretim kurumları bünyesinde yer alan mühendislik programlarından mezun olanlara ilgili dalın mühendisi unvanı verildiği belirtilmiş,
1990 yılından itibaren üniversitelerin mühendislik programlarından mezun olanların alacağı unvanlara ekli listede yer verilmiştir. Bu listede Jeoloji, Jeofizik, İnşaat Mühendisi unvanlarına yer verilmiş ancak Geoteknik mühendisi unvanına yer verilmemiştir.
Duruşma sırasında davalı idare yanında katılan Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanlığı vekilince sunulan Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının … tarih ve E.… sayılı yazısından da, yükseköğretim kurumlarında Geoteknik Mühendisliği adıyla öğrenci alan program bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Geoteknik Mühendisliğinin İnşaat Mühendisliğinin Anabilim dalı olduğu, İnşaat Mühendisiliği bölümünde yüksek lisans yapılması ile Geoteknik Mühendisi olunduğu, dava konusu düzenlemede ilgili mühendislik unvanlarına (Jeoloji, Jeofizik, İnşaat Mühendisi) yer verildiği, İnşaat Mühendisince hazırlanması gereken zemin ve temel etüt raporlarının İnşaat Mühendisi unvanına sahip Geoteknik Mühendisince de yapılabileceği dikkate alındığında dava konusu düzenlemede hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 57.maddenin 6.fıkrasının (a) bendinin 1 ve 3.alt bentleri yönünden DAVANIN REDDİNE,
2. Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 57.maddenin 6.fıkrasının (a) bendinin 2.alt bendi yönünden DAVANIN SÜRE AŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
3. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … -TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … -TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
5. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6. Müdahil TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası tarafından yapılan … .-TL posta giderinin davacıdan alınarak anılan Odaya verilmesine, artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra Odaya iadesine,
7. Müdahil TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanlığı tarafından yapılan … .-TL posta giderinin davacıdan alınarak anılan Odaya verilmesine, artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra Odaya iadesine,
8. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 28/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi