...
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkillinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, bu üyelik nedeniyle, sahip olduğu daireyi üçüncü kişiye sattığını, davalı kooperatifin yönetim kurulu kararı ile site dahilinde, konut maliki, oturma hakkı sahibi, genel hizmet tesislerinden birinin maliki veya kiracısı olmadığı gerekçesiyle üyelikten ihraç edildiğini, ihraç kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek davacının kooperatif üyeliğinden ihraç edilmesine ilişkin yönetim kurulu kararı ile 05.05.2012 tarihli Genel Kurul Kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir
Davalı vekili, davanın süresinde açılmadığını davacının ana sözleşmenin 14. maddesi yollamasıyla 10. madde üyelik için aranan şartları kaybettiğinden ihraç kararı verildiğini, ihraç kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının kendine tahsis edilen taşınmazı 3. şahsa sattığı 2005 tarihinden itibaren davalı kooperatife herhangi bir aidat ödemesi yapmadığı, davacının her ne kadar taşınmazı 3. bir şahsa satıp devrettiyse de kooperatif üyeliğini devretmediği gibi taşınmazı satın alan 3. şahsın kooperatif ortaklığına ilişkin herhangi bir başvurusu bulunmadığı, davalı kooperatifin davacıyı 2005-2012 döneminde yapılan Genel Kurullara davet ettiği de dikkate alındığında davacının taşınmazı 3. şahsa satıp devretmesine rağmen davalı kooperatif davacının kooperatif ortaklığının devam ettiğini kabul ettiği, davacının ihraç tarihine kadar ortak olarak kabul edilmesi, kooperatifte dairesi olmadığı halde genel kurullara çağrılmış olması , davacının kendisine tahsisli bağımsız bölümü satmasına rağmen kooperatif ortaklığının devam ettiğinin davalı kooperatif tarafından benimsendiğini gösterdiği, dolayısıyla davacının kooperatif ortaklığının devam ettiği, dolayısıyla ihraç kararının geçerli bir ihraç kararı olmayacağı gerekçesiyle davalı kooperatif Yönetim Kurulunun 14/02/2012 tarih , 232 numaralı ihraç kararının iptali ile Davacı ihraç kararının onaylandığı gerekçesi ile 05/12/2012 tarihli Genel Kurul kararının da iptalini talep etmiş ise de anılan genel kurulda davacının ihracına ilişkin herhangi bir gündemin bulunmadığı ve dolayısıyla bu konuda herhangi bir kararın alınmadığı gerekçesiyle genel kurul kararının iptaline ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.


.../...
S.2.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Kooperatiflerde ortak olma koşullarının kaybedilmesi halinde ortaklık, kendiliğinden sona ermemektedir. Somut olayda, davacıya anasözleşmenin 10. maddesinde aranan site dahilinde konut maliki, oturma hakkı sahibi, genel hizmet tesislerinden birinin maliki veya kiracısı olmak koşulunu gerçekleştirmesi için makul süre verilerek aksi halde üyelikten ihraç edileceği uyarısını içeren ihtarname gönderilmesi, uyarının gereği yerine getirilmediği takdirde ihracına karar verilmesi gerekmektedir. Anasözleşmede ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nda anılan ortaklık koşulunu kaybedenler için ihraç öncesinde ihtar gönderilmesi öngörülmemiş ise de, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 27. maddesinde parasal yükümlülükleri için ihraç öncesinde aranan uygun süre verilmesi koşulunun da, kıyasen uygulanması gerekir. Bu uygulamanın YHGK"nın 27.04.2010 tarih ve 16-149 Esas, 212 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere, hayatın olağan akışına, iyiniyet kurallarına ve kooperatifin amacına uygun olduğunun kabulü gerekir. Ancak davacıya gönderilen ihtarnameler uyarınca konut sahibi olmak için toplamda 2 ay süre verilmiş olması makul süre kapsamında değerlendirilemez.
Bu durumda mahkemece davanın davacıya makul süre verilmediğinden bahisle kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ise de verilen hüküm, sonucu itibariyle doğru olduğundan, gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, sonucu itibariyle doğru olan kararın, gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.