Esas No: 2021/4223
Karar No: 2021/10202
Karar Tarihi: 28.09.2021
Danıştay 6. Daire 2021/4223 Esas 2021/10202 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/4223
Karar No : 2021/10202
TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVALI) … Bakanlığı
VEKİLİ : …, Hukuk Müşaviri (E-Tebligat)
2- MÜDAHİL (DAVALI YANINDA): … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- ...
…
5- …
VEKİLLERİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Aydın İli, Kuşadası İlçesi, ... Mahallesi'nin sahil kesiminde yapılması planlanan "... Yat Limanı, Feribot Yanaşma Yerleri Yapımı İle Balıkçı Barınağı Kapasite Artırımı Projesi" hakkında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değelendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğünce verilen ... tarih ve 5395 sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen bilirkişi raporu ile dosyada yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; dava konusu projenin işletilmesi halinde söz konusu alana çok yakın bir konumda olan milli park sahillerinin olumsuz etkileneceği, hem projenin inşa aşamasında meydana gelecek hafriyat atıklarından, hem de projenin tamamlanmasının ardından oluşacak deniz trafiğinden deniz çayırlarının doğrudan etkileneceği, deniz çayırlarının alandan uzaklaşmasına neden olunması halinde bu habitata bağlı tüm denizel canlıların da yok olacağı, ayrıca dava konu işleme dayanak gösterilen nihai ÇED raporunda deniz canlılarına ilişkin bir araştırmada bulunulmadığı, raporda deniz çayırlarının bulunduğu alanlara ilişkin yerinde tespit yapılmaksızın literatür üzerinden önlemlere yer verildiği, söz konusu projeden doğrudan etkilenecek floraya ilişkin yeterli ve somut bir araştırma yapılmadığı, bahse konu projeye ilişkin yapılacak dolgu çalışmaları konusunda yeterince inceleme yapılmadığı, her ne kadar projeden deniz kaplumbağaları ile fokların doğrudan etkilenmeyeceği anlaşılmış ise de, yapılacak mendirek ile kapalı bir alan oluşturulmamasına ve tersine su akışının düzenlenmesi ile bu canlıların sürdürülebilirliğine ilişkin önlemlere yer verilmediği, ayrıca söz konusu projede halihazırda var olan balıkçılık faaliyetinde bulunan kişilere ilişkin yapılacak uygulamaların bulunmadığı, nihai ÇED raporunda denizden çıkarılacak dip tarama malzemesinin sahip olduğu tuzlu su içeriğinin taşınması sırasında çevreye verilecek zararın irdelenmediği ve söz konusu alanda bulunan fauna için çelişkili tespitlere yer verildiği, proje aşamasında yapılan akıntı ölçümlerinin yeterli olmadığı, milli park sınırları içerisinde bulunan memeli canlı varlığına raporda değinilmediği belirtilmiş ve söz konusu eksikliklerin çevresel etki değerlendirmesi raporunu, dolayısıyla dava konusu çevresel etki değerlendirmesi olumlu kararını sakatlar nitelikte bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : : 1- Davalı tarafından, dava konusu işlem tesis edilmeden önce ilgili tüm kurum ve kuruluşların temsilcilerinden oluşan İnceleme Değerlendirme Komisyonu'nun oluşturulduğu, söz konusu kurum ve kuruluşların yetki, görev ve sorumlulukları çerçevesinde yapılan değerlendirmelerde olumsuz bir görüş verilmediği, bilirkişi raporunun şehir planlaması, ziraat mühendisliği, çevre mühendisliği ve jeoloji mühendisliği disiplinlerine ilişkin değerlendirmelerde dava konusu ÇED olumlu kararının uygun olduğu yönünde görüş bildirilmesine karşın, hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında flora, fauna ve su ürünleri disiplini bakımından nihai ÇED raporunun yeterli olmadığı belirtilerek dava konusu işlemin iptaline karar verilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı, flora, fauna ve su ürünleri disiplinlerine ilişkin yapılan tespitlerin yerinde olmadığı, anılan disiplinler yönünden nihai ÇED raporunda yapılan inceleme ve değerlendirmeler ile bu çerçevede verilen taahhütlerin, projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerini mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeyde tutmak için yeterli olduğu, bu nedenle, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
2- Davalı yanında müdahil tarafından, bilirkişi raporunun şehir planlaması, ziraat mühendisliği, çevre mühendisliği ve jeoloji mühendisliği disiplinlerine ilişkin değerlendirmelerde dava konusu ÇED olumlu kararının uygun olduğu yönünde görüş bildirilmesine karşın, hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında flora, fauna ve su ürünleri disiplini bakımından nihai ÇED raporunun yeterli olmadığı belirtilerek dava konusu işlemin iptaline karar verilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı; flora, fauna ve su ürünleri disiplinlerine ilişkin yapılan tespitlerin yerinde olmadığı, anılan disiplinler yönünden nihai ÇED raporunda yapılan inceleme ve değerlendirmeler ile bu çerçevede verilen taahhütlerin, projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerini mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeyde tutmak için yeterli olduğu, bu nedenle, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, Üye ...'in 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "İvedi yargılama usulü" başlıklı 20/A maddesinin (i) bendi uyarınca Dairemizce keşif ve bilirkişi incelemesinin yaptırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği yolundaki usule ilişkin azlık oyuna karşın, Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinin yeterli olmaması nedeniyle maddi olayın yeterince açıklığa kavuşturulmadığı kanaatine varıldığından, işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Aydın İli, Kuşadası İlçesi, ... Mahallesi'nin sahil kesiminde yapılması planlanan "... Yat Limanı, Feribot Yanaşma Yerleri Yapımı İle Balıkçı Barınağı Kapasite Artırımı Projesi" hakkında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değelendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğünce verilen ... tarih ve … sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı verilmiştir.
Bunun üzerine, anılan işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 10. maddesinde, "Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez..." hükmüne yer verilmiştir.
25/11/2014 günlü, 29186 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği'nin 4. maddesinde; ''Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı: Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hakkında Komisyon tarafından yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun saptanması üzerine projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca görülmediğini belirten Bakanlık kararı olarak tanımlanmıştır. Aynı Yönetmeliğin 6. maddesinde ise; "(1) Bu Yönetmelik kapsamındaki bir projeyi gerçekleştirmeyi planlayan gerçek veya tüzel kişiler; Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeler için ÇED Başvuru Dosyasını, ÇED Raporunu, Seçme Eleme Kriterleri uygulanacak projeler için ise Proje Tanıtım Dosyasını, Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum ve kuruluşlara hazırlatmak, ilgili makama sunulmasını sağlamak ve proje kapsamında verdiklere taahhütlere uymakla yükümlüdürler. (3) Bu Yönetmeliğe tabi projeler için "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı veya "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararı alınmadıkça bu projelere hiçbir teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez.'' hükmüne; 7. maddesinde; "Bu Yönetmeliğin; a) EK-I'de yer alan projelere b) “ÇED Gereklidir" kararı verilen projelere, c) EK-2'de yer alan projelere ilişkin kapasite artırımı ve/veya genişletilmesi halinde, mevcut projenin kapasitesi ile kapasite artışı toplamı EK-1'de belirtilen eşik değer veya üzerinde olan projelere, ç) ÇED Olumlu kararı verilmiş projelerde yapılacak kapasite artışı veya kapasite artışları toplamı EK-1'de yer alan eşik değerler ve üzerinde olan projelere, d) Bu Yönetmelik kapsamında yer alan ve eşik değeri olan fakat eşik değer altında kaldığından Yönetmelik kapsamı dışında kalan projelere ilişkin kapasite artırımı ve/veya genişletilmesinin planlanması halinde, mevcut proje kapasitesi ve kapasite artışı toplamı ile birlikte projenin yeni kapasitesi EK-1'de belirtilen eşik değer veya üzerinde olan projelere, ÇED Raporu hazırlanması zorunludur." hükmüne, Ek-III bölümünde; Çevresel Etki Değerlendirmesi Genel Formatı ile Çevresel Etki Değerlendirmesi Özel Formatının ihtiva etmesi gereken hususlar düzenlenmiş; "Bölüm I: Projenin tanımı ve özellikleri; Proje konusu yatırımın tanımı, özellikleri, ömrü, hizmet maksatları, önem ve gerekliliği ile projenin yer ve teknoloji alternatifleri, proje için seçilen yerin koordinatları, Bölüm II: Proje Yeri ve Etki Alanının Mevcut Çevresel Özellikleri; proje alanının ve önerilen proje nedeniyle etkilenmesi muhtemel olan çevrenin; nüfus, fauna, flora, jeolojik ve hidrojeolojik özellikler, doğal afet durumu, toprak, su, hava, atmosferik koşullar, iklimsel faktörler, mülkiyet durumu, mimari ve arkeolojik miras, peyzaj özellikleri, arazi kullanım durumu, hassasiyet derecesi (Ek-5'deki Duyarlı Yöreler Listesi de dikkate alınarak) benzeri özellikler, Bölüm III: Projenin İnşaat ve İşletme Aşamasında Çevresel Etkileri ve Alınacak Önlemler; a) Çevreyi etkileyebilecek olası sorunların belirlenmesi, kirleticilerin miktarı, alıcı ortamla etkileşimi, kümülatif etkilerin belirlenmesi, b) Sera gazı emisyonların belirlenmesi ve iklim değişikliğine etkileri, c) Projenin çevreye olabilecek olumsuz etkilerinin azaltılması için alınacak önlemler, ç) İzleme planı (inşaat dönemi), Bölüm IV: Halkın Katılımı" şeklinde düzenlemeler yer almıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinin yollamada bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Bilirkişiye başvurulmasını gerektiren haller" başlıklı 266. maddesi, "(1) Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Ancak genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. Hukuk öğrenimi görmüş kişiler, hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu belgelendirmedikçe, bilirkişi olarak görevlendirilemez." hükmünü; "Bilirkişi sayısının belirlenmesi" başlıklı 267. maddesi, "(1) Mahkeme, bilirkişi olarak, yalnızca bir kişiyi görevlendirebilir. Ancak, gerekçesi açıkça gösterilmek suretiyle, tek sayıda, birden fazla kişiden oluşacak bir kurulun bilirkişi olarak görevlendirilmesi de mümkündür." hükmünü; aynı Kanunun "Bilirkişi açıklamalarının tespiti ve rapor" başlıklı 279. maddesinin 2. fıkrası ise, "(2) Raporda, tarafların ad ve soyadları, bilirkişinin görevlendirildiği hususlar, gözlem ve inceleme konusu yapılan maddi vakıalar, gerekçe ve varılan sonuçlarla, bilirkişiler arasında görüş ayrılığı varsa, bunun sebebi, düzenlenme tarihi ve bilirkişi ya da bilirkişilerin imzalarının bulunması gerekir. Azınlıkta kalan bilirkişi, oy ve görüşünü ayrı bir rapor hâlinde de mahkemeye sunabilir..." hükmünü içermektedir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Çevresel etki değerlendirmesi; gerçekleştirilmesi planlanan projenin, çevreye olabilecek olumlu ya da olumsuz etkilerinin belirlenmesi, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin belirlenerek değerlendirilmesi amacıyla yapıldığından, ÇED sürecinde verilen kararların iptali istemiyle açılacak davalarda, yukarıda belirtilen Yönetmeliğin Ek III. maddesindeki unsurlar yönünden, ÇED kararlarının bir bütün olarak çevresel etkilerinin irdelenmesi gerekmektedir.
Bununla birlikte, ÇED süreci sonunda verilecek kararların yargısal denetimi yapılırken, seçilecek bilirkişiler arasında bir çevre mühendisinin bulunması, diğer bilirkişilerin ise projenin ve bulunduğu çevrenin özelliklerine göre, proje tanıtım dosyasını veya nihai ÇED raporunu hazırlayan kişilerin uzmanlık alanları da dikkate alınmak suretiyle seçilmesi gerekmektedir. Nihai ÇED Raporunda veya proje tanıtım dosyasında onlarca uzmanın imzası bulunabildiğinden, birebir aynı sayıda ve aynı uzmanlık alanında olmasa dahi, yargılama usulü kurallarının elverdiği ölçüde, usul ekonomisi de gözetilerek bir denge kurulması, seçilecek bilirkişilerin projenin bulunduğu alana ve projeye yapılan itirazlara göre değerlendirilmesi zorunlu olan ana konu başlıkları bakımından yeterli uzmanlığa sahip olması, tarafları tatmin edici ve adil bir yargılama yapılması açısından gerekliliktir. Uyuşmazlığın çözümü için İdare Mahkemesince, Toprak Bililmleri ve Bitki Besleme Uzmanı Prof. Dr. ..., Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. ..., Su Ürünleri Mühendisi Prof. Dr. ..., Şehir ve Bölge Planlama Uzmanı Prof. Dr. ..., Biyolog (Botanik Uzmanı) Doç. Dr. ..., Zooloji Uzmanı Doç. Dr.... ve Çevre Mühendisi Dr. ...'ndan oluşan bilirkişi heyetine mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmış, hazırlanan bilirkişi kök ve ek raporlarında özetle;
- Projenin şehir planlaması disiplini açısından değerlendirilmesi sonucunda; dava konusu alana ilişkin yürürlükte olan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı, 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/100.000 Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonu plan kararları çerçevesinde, dava konusu işlemin dayanağı olan nihai ÇED raporunda, alanda yapılması öngörülen “... Yat Limanı, Feribot Yanaşma Yerleri Yapımı ile Balıkçı Barınağı Kapasite Artırımı”nın alana ilişkin plan kararları ile çelişmediği ve dava konusu işlemin yürürlükteki plan kararlarına aykırı olmadığı; alana ilişkin mekan kararları ile ilişkili olarak nihai ÇED raporu’nda, inşaat sırasında ve inşaat sonrası işletme sürecinde yılın farklı dönemleri de gözetilmek sureti ile alanda oluşacak ek trafik yüküne ilişkin hesaplamaların yapılmış olduğu; projeden kaynaklanacak ikincil etkiler (inşaat ve işletme döneminde sağlanacak istihdam, yerleşimlere olabilecek etkiler, ekonomik değişiklikler vb.) ve beklenen sosyo-ekonomik değişikliklere ilişkin öngörüler ile alana ilişkin inşaat ve işletme sürecinde oluşacak ek istihdama ilişkin öngörülerde bulunulmuş olduğu,
- Projenin tarımsal açıdan değerlendirilmesi sonucunda; projenin bulunduğu bölgedeki tarımsal arazilere ve ilgili mevzuata göre bir sakıncası bulunmadığı,
- Projenin çevre mühendisliği disiplini açısından değerlendirilmesi sonucunda; Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliği EK-V listesi kapsamında, proje alanına 1 km mesafede Dilek Yarımadası Büyük Menderes Milli Parkı bulunduğu ancak proje alanının milli park dışında kaldığı, ÇED yönetmeliği Ek-V listesi kapsamında gerekli kurum olurlarının alındığı; “... Yat Limanı, Feribot yanaşma Yerleri Yapımı ile Balıkçı Barınağının Kapasite Artırımı” projesinin Çevre Mühendisliği disiplini çerçevesinde Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’ne uygunsuzluk içermediği,
- Projenin jeoloji disiplini açısından değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlık konusu proje ile ilgili olarak hazırlanan ÇED raporunun jeolojik açıdan yeterli olduğu ve saha gerçekleriyle uyuştuğu; dava konusu işlemin olası çevresel etkileri ve alınması gereken önlemlerin yeterince belirtildiği; bu önlemlerin alınmış olması durumunda projenin çevreye olumsuz etkisinin olmayacağı, bu nedenle Aydın Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce verilen “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararının uygun olduğu,
- Yapılması planlanan projenin flora açısından değerlendirilmesi sonucunda; önemli bir biyorezerv alanı olan Dilek Yarımadası Büyük Menderes Milli Parkına yaklaşık 1 km mesafede yer alan büyük ölçekte bir tesis inşa edilecek olmasının, gerek tür, gerekse habitat çeşitliliğini tehdit edeceği, bu durumun gerek ÇED raporunun bazı bölümlerinde, gerekse ilgili literatürde floristik çeşitliliğin ve habitat çeşitliliğin nadirliği bağlamında ortaya konulduğu, ancak ÇED raporunun ilerleyen bölümlerinde bu durumun göz ardı edildiği; denize inşa edilecek tesisin yaratacağı akıntı perdelemesinin, tesisin batısında kalan milli park bölgesini olumsuz etkileyeceği; milli parkta yer alan koyların hızla kirlenmesine yol açacağı; tesisin faaliyete geçmesi ile oluşacak deniz trafiğinin ekosistem üzerinde olumsuz etkiye sahip olacağı; projenin, Akdeniz’e endemik nadir denizel habitatlardan olan deniz çayırlarının bir kısmının inşaat alanında ve çevresinde doğrudan yok olmasına neden olacağı, inşaat sonrasında, alanda başlayacak deniz trafiği ve buna bağlı kirletici unsurlar sebebi ile oluşacak kirlilik sebebi ile zamanla daha geniş alanlarda doğrudan deniz çayırlarının ve bu habitata bağlı canlıların yok olacağı, inşaat sürecinde alanda ve çevresinde yoğun hafriyat taşınması taşıma sırasında trafik ve buna bağlı kirleticiler, toz ve havaya salınacak partiküller yakın çevrede yer alan bitki örtüsü üzerinde olumsuz etki oluşturacağı tespit ve değerlendirmelerine bağlı olarak dava konusu “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararının uygun olmadığı,
- Projenin fauna açısından değerlendirilmesi sonucunda; yeni yapılması planlanan liman bölgesi ile eskiden var olan liman bölgesi arasında kabaca 8-10 katlık bir büyüme önerildiği; mevcut balıkçı barınağı için yeni bir alan yapılmayacağı ve balıkçı barınağının sadece var olan eski alanda geliştireceğinin planlanmakta olduğu; yeni planlanan limanın denize dik uzanan kısmının yaklaşık %’40’ının denizel bitki örtüsü (Posedonia çayırları) üstünde kaldığı, ÇED raporu içerisinde önerilen limanın Akdeniz Çayırları olarak bilinen Posedonia çayırlarına etkileri konusunun yeterli açıklanmadığı, ÇED projesi içinde yapılacağı belirtilen dip taramanın liman projesindeki Akdeniz çayırlarına olumsuz etkilerinin olacağı, denizden çıkartılacak dip tarama malzemesin sahip olduğu tuzlu su içeriğinin taşınması sırasında çevreye olan etkilerini irdeleyen bir bölüme nihai ÇED raporunda yer verilmediği, nihai ÇED raporuna göre fok alanı olarak belirtilen alanın, halihazırda eski balıkçı limanına mesafesinin 700 metre, yapılması planlanan projede yer alan liman dalga kıranına ise 400 m. mesafede yer aldığı, bu durumun, fok varlığı varlığı üzerinde olumsuz etkilerinin olabileceği; ÇED Projesinde yapılan akıntı hızı ve yönü ölçüm süresinin yetersiz olduğu; akıntı ölçümlerinin yıl içinde farklı mevsimlerde ve farklı zamanlarda geniş bir zaman süresince ölçülmesi gerektiği, nihai ÇED raporunun Kuşadası Meteoroloji İstasyonu'nun rüzgar verilerini gösteren grafikleri incelendiğinde, rüzgarların liman kıyısı boyunca Dilek Yarımadası Milli Parkı'na akıntı yaratmasının beklendiği, rüzgar ve akıntı etkisinin uzun zamanda, limanın ardıl bölgesi olan Dilek Yarımadası Milli Parkı kıyılarının olumsuz etkileneceği; ÇED Projesine göre, proje alanı ve çevresini kapsayan bu alanda 13 adet memeli türü, 47 adet kuş türü, 3 amfibi türü ve 9 adet sürüngen türü bulunduğunun belirtildiği, söz konusu bölümde memeli canlıların hiçbirinin neslinin tehlike altında olmadığı ifade edilmesine karşın, nihai ÇED raporunda Akdeniz Fokunun dünyadaki en nadir memelilerinden birisi olduğu ve korunma altında olduğu bilgisine yer vererek kendi içinde çeliştiği; ÇED Raporu Dilek Yarımadası Milli Parkı'nda görülen çoğu memeli türünün listeye dahil edilmediği; nihai ÇED raporunun ön bölümünde Akdeniz fokunun adı geçse de, fauna bölümünde bu türün adının geçmemesinin ciddi bir eksiklik olarak değerlendirildiği; ayrıca Dilek Yarımadası Milli Parkı'nda ala geyik (dama dama) ve karakulak (characal characal) gibi çok önemli ve nesli tehlike altında memeli canlılar yaşamasına karşın, ÇED raporunda bu türlerden bahsedilmemesinin ciddi bir eksiklik olduğu; nihai ÇED raporunda gerek kuş listeleri, gerekse kuş türleri sayısı ve verdiği bilgiler açısından ciddi eksiklikler bulunduğu, projenin denizel fauna ve flora konusunda eksiklikleri ve/veya bazı hataları da bulunduğu, denizel fauna ve flora konusunun en az konularında uzman iki ayrı kişi tarafından yazılması gerektiği, öte yandan taşıma sırasında alınacak önlemlere nihai ÇED raporunda yer verilmiş olmakla birlikte, bu kadar büyük bir hafriyat sahası ve inşaat alanında oluşacak toz ve partikülün çevreye yayılmayacağının iddia edilemeyeceği tespit ve değerlendirmelerine bağlı olarak fauna açısından değerlendirildiğinde, dava konusu “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararının uygun olmadığı,
- Projenin su ürünleri disiplini açısından değerlendirilmesi sonucunda; kıyı şeridinde önemli bir yerleşim alanının olduğu, ayrıca mevcut barınağın iyileştirilmesi, kapasitesinin arttırılması, büyük balıkçı tekneleri ile diğer amaçlı teknelerin buradan yararlanması için genişletmenin önemli olduğu, nihai ÇED raporunda belirtildiği gibi dolgu alanı için yapılan ön çalışmaların olumlu olduğu; yüzer iskele uygulamaları ile deniz dibi üzerindeki etkilerin azaltılabileceği; su ürünleri için alanın büyük etkisinin beklenmeyeceği, denizin sığ kısmında deniz çayırlarının olmadığı, buna karşın dolgu alanının bütünlüğü ele alındığında kıyıya paralel olan kısmın tamamının deniz çayırlarının bulunduğu alana geldiği, dolayısıyla bu bölgedeki deniz çayırlarının önemli derecede zarar görmesinin kaçınılmaz olduğu, deniz çayırlarının zarar görmesi bu derinlikteki sucul canlıları olumsuz etkileyeceği, ancak deniz kaplumbağaları ve foklar içinde alandaki kıyı yapılaşması dikkate alındığında önemli bir etkiden söz edilmesinin zor olduğu; modern bir balıkçı barınağı yapılmasının önemli olduğu, ancak mevcut balıkçı barınağının yerinde korunacağı, yapılması planlanan proje kapsamında yeni limanın marina olarak kullanılmasının planlandığı, projenin uygulama aşamasında mutlaka planlanan dolgu alanı içinde oluşturulacak mendireğin bir kapalı alan oluşturmaması gerektiği; denizden liman içine ya da tersine su akışının düzenlenmesi ile mevcut türlerin sürdürülebilirliğinin sağlanabileceği, proje aşamasında buna hassasiyet gösterilmesi gerektiği, proje uygulama planları yapılırken buna dikkat edilmesi ve yeniden değerlendirilmesinin önemli olduğu, zira projenin uygulama planları içinde bunlara çok dikkate edilmediği, bu bağlamda nihai ÇED raporunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği tespit ve değerlendirmelerine bağlı olarak dava konusu “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararının belirtilen nedenlerle su ürünleri disiplini açısından olumsuz olarak değerlendirme yapılmadığı, ancak belirtilen yönlerden nihai ÇED raporunun yeterli olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmektedir.
Uyuşmazlıkta hükme esas alınan bilirkişi raporunda, "... Yat Limanı, Feribot Yanaşma Yerleri Yapımı İle Balıkçı Barınağı Kapasite Artırımı Projesi" hakkında düzenlenen nihai ÇED raporunun, çevre mühendisliği, jeoloji mühendisliği, şehir ve bölge planlama ile toprak bilimi (tarım) disiplinleri bakımından bilimsel ve teknik anlamda uygun olduğu; flora ve fauna disiplinleri açısından bilimsel ve teknik anlamda uygun olmadığı; su ürünleri disiplini açısından ise yeterli olmadığı yönünde görüş bildirildiği görülmektedir.
Yukarıda verilen bilgiler ışığında; projenin yapılacağı alana çok yakın alanda bulunan ve flora ve fauna açısından birçok endemik türü barındıran Dilek Yarımadası Milli Parkı'ndaki bitki ve hayvan çeşitliliği ile anılan Yarımadanın kıyı kesimindeki olumsuz etkilerin, esas itibarıyla proje kapsamında inşa edilecek yapıların akıntıyı perdeleme etkisinden kaynaklandığı yönündeki görüşün, bilirkişi raporunun flora uzmanınca hazırlanan kısmında yer aldığı görülmektedir. Bu nedenle, nihai ÇED raporunun deniz akıntılarına ilişkin veriler ile bu kapsamda alınacak tedbirlerin yeterliliğinin, öncelikle kıyı-liman mühendisliği alanında uzman inşaat mühendisi, oşinografi alanında uzman jeoloji veya jeofizik mühendisi ve deniz meteorolojisi alanında uzman meteoroloji mühendisince yapılacak multi-disipliner bir değerlendirmeyi gerektirmesine rağmen, bilirkişi heyetindeki uzmanların alanları dikkate alındığında, bu hususa yönelik değerlendirme yapabilecek kıyı-liman mühendisi ve meteoroloji mühendisine yer verilmediği gibi, bilirkişi heyetinde yer alan jeoloji mühendisinin ise uzmanlık alanının oşinografi olmadığı ve bilirkişi raporunun jeoloji mühendisliği disiplinine ilişkin kısmında yukarıda yer verilen konularda değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. Bu nedenle, uyuşmazlık konusu proje kapsamında inşa edilecek yapılardan kaynaklı olarak deniz akıntıları üzerindeki perdeleme etkisinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin, gerçekleşecekse söz konusu akıntının olumsuz etkileri ve bu kapsamda alınması planlanan önlemlerinin yeterliliğinin, nihai ÇED raporunda yer verilen rüzgar yönü, akıntı, vb. değerlendirmelerin bilimsel ve teknik yönden uygunluğu açısından öncelikle ele alınması ve bu kapsamda yukarıda belirtilen uzmanlık alanları çerçevesinde yapılacak değerlendirme sonrasında, olası akıntı perdelemesinin; Dilek Yarımadası Milli Parkı'na, projenin etki alanındaki hayvan ve bitki çeşitliliğine, kıyı ve deniz canlılarına ile sahil kesimine olumsuz etkilerinin, su ürünleri, flora ve fauna uzmanlarınca değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Ayrıca, proje kapsamında inşa edilecek yeni limanın marina olarak kullanılmasının planlandığı, projenin uygulama aşamasında yapılması planlanan dolgu alanı içinde oluşturulacak mendireğin kapalı alan oluşturmaması gerektiği ve denizden liman içine ya da tersine su akışının düzenlenmesi ile mevcut türlerin sürdürülebilirliğinin sağlanabileceği yönündeki görüşlerin ise, bilirkişi raporunun su ürünleri disiplini açısından yapılan değerlendirme kısmında yer aldığı; bu bağlamda yapılacak tespit ve değerlendirmelerin ise, kıyı-liman mühendisliği ve su ürünleri uzmanınca birlikte yapılması gerektiği, zira anılan tespit ve değerlendirmelerin birden fazla uzmanlık alanını ilgilendirdiği sonucuna varılmaktadır.
Öte yandan; bilirkişi raporunun flora ve fauna açısından değerlendirmelere ilişkin kısımlarında, inşaat sürecinde alanda ve çevresinde yoğun hafriyat taşınması nedeniyle, taşıma sırasında trafik ve buna bağlı kirleticiler, toz ve havaya salınacak partiküllerin yakın çevrede yer alan bitki örtüsü üzerinde olumsuz etki oluşturacağı yönünde görüş bildirilmesine karşın, çevre mühendisliği disiplini bakımından yapılan değerlendirmede ise, projenin Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’ne uygunsuzluk içermediği yönünde görüş bildirildiği anlaşılmakta olup; inşaat sürecinde ve hafriyat çalışmaları nedeniyle alınacak tedbirlerin bilimsel ve teknik yönden yeterliliği açısından yapılacak değerlendirmenin öncelikle çevre mühendisliği disiplini bağlamında ele alınması gerekirken, bilirkişi raporunun anılan kısmında bu bağlamda herhangi bir tespit ve değerlendirmeye yer verilmediği görülmektedir.
Bu durumda, İdare Mahkemesince; tarafların iddia ve savunmaları, nihai ÇED raporunu hazırlayanların uzmanlık alanları ve bölgenin özelliği de dikkate alınarak, dava konusu "ÇED Olumlu Kararı"na konu faaliyetin, denize, deniz canlılarına, bitki örtüsüne, doğal yaşama, Dilek Yarımadası Milli Parkı'nda yaşayan canlı türlerine, anılan Milli Park'ın sahil kesimine, flora ve faunaya etkileri ile nihai ÇED raporunun ve alınacak önlemlerin bilimsel ve teknik açıdan yeterli olup olmadığının tespiti amacıyla, yukarıda yer verilen değerlendirmeler de dikkate alınmak suretiyle, üniversitelerin ilgili bölümlerinden seçilecek biri çevre mühendisi olmak üzere, kıyı-liman mühendisliği alanında uzman inşaat mühendisi, oşinografi alanında uzman jeoloji veya jeofizik mühendisi ve deniz meteorolojisi alanında uzman meteoroloji mühendisi, su ürünleri uzmanı, flora uzmanı ve fauna uzmanından teşkil edecek yedi kişilik yeni bir bilirkişi heyeti ile mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması ve bunun sonucunda yukarıda yer verilen değerlendirmeler de dikkate alınarak düzenlenecek raporun incelenmesi suretiyle yeniden karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, hükme esas alınabilecek nitelikte ve yeterlilikte olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalı ile davalı yanında müdahilin temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 28/09/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X) :
Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan İdare Mahkemesi kararın onanması gerektiği düşüncesiyle, aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.