17. Ceza Dairesi 2018/6320 E. , 2019/7760 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanık hakkında hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü;
I-Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre, sanık ..."ın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden reddiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA,
II-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-UYAP"ta yer alan bilgilere göre Adana İli Seyhan İlçesi"nde 23/10/2013 tarihinde yaz saati uygulaması da gözetildiğinde güneşin saat 06.51"de doğduğu, 17.56"da battığı, katılan ..."ün 23/10/2013 tarihli kolluk ifadesinde, dükkanını 22/10/2013 günü saat 18.30 sıralarında kilitleyerek ikametine gittiğini, 23/10/2013 günü saat 07.00 sıralarında iş yerini açtığında hırsızlık olayını fark ettiğini beyan ettiği, sanığın eylemi gerçekleştirme zamanının kesin olarak tespit edilememesi karşısında,
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/03/2015 tarih, 2014/10-613 Esas ve 2015/35 Karar sayılı kararında yer alan "Amacı, somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkumiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi halinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikle ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı ve hiçbir şüphe veya başka türlü oluşa imkân vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir." şeklindeki ifadelerde de belirtildiği üzere şüphe sanık lehine yorumlanarak suçun gündüz vakti işlendiğinin kabulü gerektiği gözetilmeksizin tahmine dayalı ve hukuki olmayan gerekçe ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 143. maddesinin uygulanması sonucu sanık hakkında yazılı şekilde fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz talebi bu bakımdan yerinde görüldüğünden, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkralarından "Suçun gece vakti işlendiği anlaşıldığından 5237 sayılı TCK"nın 143 maddesi gereğince sanığa verilen cezadan takdiren 1/4 oranında arttırım yapılarak 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, Sanığın yargılama sürecindeki davranışları, verilen cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri mahkememizce sanık lehine takdiri indirim sebebi kabul edildiğinden 5237 sayılı TCK"nın 62/1 maddesi gereğince sanığa verilen cezadan takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak sanığın NETİCETEN 4 YIL 2 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA," cümlelerinin çıkarılarak yerlerine "Sanığın yargılama sürecindeki davranışları, verilen cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri mahkememizce sanık lehine takdiri indirim sebebi kabul edildiğinden 5237 sayılı TCK"nın 62/1 maddesi gereğince sanığa verilen cezadan takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak sanığın 3 YIL 4 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA," cümlesinin eklenerek sonuç cezanın 3 YIL 4 AY HAPİS CEZASI olarak belirlenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III-Sanık hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Yukarıdaki açıklamalara göre şüphe sanık lehine yorumlanarak suçların gündüz vakti işlendiğinin kabulü gerektiği gözetilmeksizin tahmine dayalı ve hukuki olmayan gerekçe ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 116/4. maddelerinin uygulanması sonucu sanık hakkında yazılı şekilde fazla ceza tayini,
2-Hüküm tarihine kadar yapılan yargılama gideri toplamı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 324/4 maddesinde atıfta bulunulan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun"un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutar olan 20,00 TL"den az olduğu halde yargılama giderinin sanıktan tahsiline karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz talebi bu bakımdan yerinde görüldüğünden, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 20/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.