
Esas No: 2020/1697
Karar No: 2021/4364
Karar Tarihi: 28.09.2021
Danıştay 10. Daire 2020/1697 Esas 2021/4364 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/1697
Karar No : 2021/4364
DAVACI : … DAVALI : … Bakanlığı
…
DAVANIN ÖZETİ : 28/02/2019 tarih ve 30700 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan İhtiyaç Sahibi Hanelere Elektrik Tüketim Desteği Verilmesi Hakkında 27/02/2019 tarih ve 795 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı'nın iptali istenilmiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacının davadan feragati nedeniyle inceleme olanağı kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca Tetkik Hakiminin raporu ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME
Dava; İhtiyaç Sahibi Hanelere Elektrik Tüketim Desteği Verilmesi Hakkında 27/02/2019 tarih ve 795 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının iptali istemiyle açılmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 14. maddesinde, kısıtlıların fiil ehliyetinin bulunmadığı; 16. maddesinde, kısıtlıların, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremeyecekleri; 407. maddesinde, bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkum olan her erginin kısıtlanacağı, cezayı yerine getirmekle görevli makamın, böyle bir hükümlünün cezasını çekmeye başladığını, kendisine vasi atanmak üzere hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlü olduğu; 413. maddesinde, vesayet makamının, bu görevi yapabilecek yetenekte olan bir ergini vasi olarak atayacağı; 471. maddesinde ise, özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkumiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayetin, hapis hâlinin sona ermesiyle kendiliğinden ortadan kalkacağı hüküm altına alınmıştır.
Yukarıda yer verilen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda yer alan düzenlemelere göre; bir yıl veya daha fazla süreli hapis cezasına mahkum olanların cezalarını çekmeye başlamaları üzerine, hükmü icra ile görevli idarenin durumu sulh hukuk mahkemesine hemen ihbar ederek vasi atanmasını sağlamakla yükümlü olduğu, kısıtlının, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarla ilgili davalar dışındaki davaları vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesinin izni ile vasisi tarafından veya vasinin tayin edeceği vekili aracılığıyla açabileceği kuşkusuz olmakla birlikte, somut olayda Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, davacının çeşitli kamu kurumlarına ve savcılıklara, mahkemelere verdiği dilekçeler ile soyut iddialarda bulunmak suretiyle kurumları meşgul ederek huzur ve sukûnu bozduğu, davranışlarını yönlendirme yeteneğine sahip olmadığı belirtilerek kısıtlanmasının talep edildiği, kısıtlama ve vasi atama davası kapsamında alınan Adli Tıp Kurumu raporunda ise, kişinin davranışlarını yönlendirme yeteneğini ortadan kaldıracak akli arızasının bulunmadığı görüşüne yer verildiği, davanın halen karara bağlanmadığı, öte yandan davacı hakkında verilmiş bir yıl ve uzun süreli bir mahkumiyet kararının da bulunmadığı görüldüğünden, davacının dava açma ve dava ile ilgili işlemleri tek başına yapma yetkisi bulunduğu anlaşılmakta olup, bu kısma yönelik usulî bir eksiklik bulunmamaktadır.
Öte yandan, dosyadaki belgelerin incelenmesinden, davacı tarafından, 06/07/2021 tarihinde Danıştay Genel Yazı İşleri Müdürlüğü kaydına giren dilekçe ile davadan feragat edildiği görülmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 307. maddesinde feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmış; 309. maddesinde, feragat ve kabulün dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılacağı, feragat ve kabulün hüküm ifade etmesinin karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmadığı, kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerektiği, feragat ve kabulün kayıtsız ve şartsız olması gerektiği; 310. maddesinde ise, feragat ve kabulün hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği hükme bağlanmıştır.
Bu itibarla; yasal şekle uygun olarak yapılan davadan feragat nedeniyle davanın incelenme olanağı bulunmamaktadır.,
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. FERAGAT NEDENİYLE DAVA HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2.492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 22. maddesi uyarınca aşağıda dökümü yapılan ve davacının adli yardım talebinin kabul edilmesi nedeniyle dava açıldığı esnada tahsil edilmeyen … TL yargılama giderinin davacıdan tahsili için vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
3.Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu açık olmak üzere, 28/09/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.