Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/16209
Karar No: 2014/13532
Karar Tarihi: 02.06.2014

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2013/16209 Esas 2014/13532 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2013/16209 E.  ,  2014/13532 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Eskişehir 1. İş Mahkemesi
    Tarihi : 06.06.2013
    No : 2013/282-2013/710

    Dava, kurumca tahakkuk ettirilen primler nedeniyle gönderilen ödeme emirlerinin zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davacı, 13.08.2012 tarihinde, Kurumca, davacının 1999–2002 tarihleri arasında yapıp bitirdiği kabul edilen inşaat üzerinde yapılan eksik işçilik değerlendirilmesi sonucunda 23.04.2012 tarihli müfettiş raporu ile 1999 Yılı Mayıs ve Haziran ayından itibaren 2002 yılı mayıs ve haziran aylarına mal edildiği anlaşılan 5140,80 TL fark işçilik borcunun ve buna bağlı olarak toplam 23.136,04 TL tahakkuk ettirilen prim ve gecikme zammının zamanaşımına uğradığını ve bu nedenle Kuruma karşı sorumlu olmadığını tespitin istemiş; mahkemece davacının inşaat işyerinin 01.10.2008 tarihinden sonra tescil edilmesi ve Kurum müfettiş raporunun 2012 tarihli olduğu, bu nedenle, 5510 sayılı Yasanın 93.’üncü maddesi kapsamında zamanaşımının henüz başlamayacağı kabul edilerek, davanın reddine karar verilmiş ise de; verilen kararın, yanılgılı değerlendirmeye tabi olduğu anlşaılmaktadır.
    Davaya konu olayda; davacının beyanlarına, Odunpazarı Belediyesi’nin 25.08.1999 tarihli yapı ruhsatı olmasına ve Kurum müfettiş raporuna göre inşaatın, en geç 2002 tarihinde bittiği kabul edilmiş olmasına rağmen, mahkemece davacıya ait işyerinin 15.12.2011 tarihinde tescil edilmesi nedeniyle kurumca yapılan işlemle tescil tarihi gözetilerek davada zamanaşımının 5510 sayılı Yasanın 93’üncü maddesi gereği henüz geçmediğinden bahisle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
    Davanın yasal dayanağının 506 sayılı Yasanın 79. maddesinin 13’üncü fıkrasında, “Sigorta müfettişi tarafından, Kuruma bildirilmediği tespit edilen asgari işçilik tutarı üzerinden Kurumca re"sen tahakkuk ettirilen sigorta primleri bu Kanunun 80"inci maddesi de nazara alınarak işverene tebliğ olunur. İşveren, tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde Kuruma itiraz edebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazın reddi halinde, işveren, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir.” hükmü mevcuttur.
    506 sayılı Yasanın 79/13 maddesindeki bir aylık süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup, Kurum işleminin tebliğinden itibaren bir aylık süre içinde itiraz edilmemesi halinde, Kurumun işleminin kesinleştiğinin kabulü gerekir.
    Diğer taraftan, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 1. Maddesi uyarınca “Kazaî merciler, 10.12.2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli...(IV) sayılı cetvelde yer alan sosyal güvenlik kurumları... tarafından yapılacak elektronik ortam da dâhil tüm tebligat, bu Kanun hükümlerine göre Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü veya memur vasıtasıyla yapılır.” Hükmüne ve aynı Kanunun 11. Maddesi gereğince vekille takip edilen işlerde vekile tebliğin gerekmesine göre davacının da eşine 13.08.2012 tarihinde tebliğ edilen fark işçilik borcuna karşı süresinde 29.08.2012 tarihinde vekilince yapılan itiraz sonrasında 08.10.2012 tarihli itirazın reddine dair komisyon kararını vekile göndermesi gerekirken, davacının kendisine göndermesi nedeniyle yapılan tebliğin usulsüz olduğu bu nedenle açılan davanın hak düşürücü süre içerisinde olduğu belirlendikten sonra, Kurumca davaya konu fark işçilik borcunun mal edildiği 1999/5–6 ve 2002/5–6.aylar bakımından zamanaşımı süresinin geçip geçmediğinin belirlenmesi gerekecektir.
    Nitekim aynı yönde; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.09.2006 günlü 2006/21–546- 565 ve 06.12.2013 günlü ve 2013/10–433,-1649 sayılı Kararlarında da kurumun süresi içerisinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı belirlenirken, zamanaşımının alacağın muaccel olduğu tarihte yürürlükte bulunan kurallara göre belirlenmesi gerektiği ilkesi gözetilmek suretiyle, öncelikle prim borcunun muaccel olduğu tarihler itibariyle ay be ay ayrıştırılması ile prim ve gecikme zamlarının hangi aylara ait olduğu miktarlarıyla saptanmalı, yapılacak tespit uyarınca uygulanması gereken mevzuat belirlenerek, varılacak sonuca göre her aya ait prim borcu için ayrı karar verilmesi gerektiği açıklanmıştır.
    Bu kapsamda, mahkemece davalı Kurumun fark işçilik incelemesi sonucunda yargılamaya konu alacağı 1999–2002 devresine tahakkuk ettirdiği ve gecikme zammının bu tarih itibariyle başlatılmış olması karşısında, anılan devrede yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanunun 80. maddesi uyarınca, Kurum alacaklarının tahsilinde gözetilecek zamanaşımı süresi 6183 sayılı Kanunun 102. maddesi uyarınca belirlenmelidir.
    506 sayılı Kanunun 80. maddesinde 3917 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik uyarınca, Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Bu durumda zamanaşımı süresi bakımından, 3917 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 08.12.1993 tarihinden önceye ilişkin prim ve gecikme zamları yönünden Kurumun alacak hakkı, Borçlar Kanununun 125. maddesinde öngörülen on yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, zamanaşımının başlangıç tarihi, anılan Kanunun 128. maddesi hükmü gereğince alacağın muaccel olduğu tarihtir ve zamanaşımının kesilmesi ile durmasına ilişkin 132. ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemeler de burada uygulama alanı bulmaktadır. 08.12.1993 tarihi ve sonrasına ilişkin prim ve gecikme zammı borcu yönünden ise, 6183 sayılı Kanunun “Tahsil zamanaşımı” başlığını taşıyan 102. ve ardından gelen maddeleri uygulanacaktır. Anılan
    madde hükmüne göre zamanaşımı süresi beş yıl olup, zamanaşımı süresinin başlangıcı da, alacağın vadesinin rastladığı takvim yılını izleyen yıl başı olarak belirlenmiştir. 06.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5198 sayılı Kanun ile bu konuda yeniden bir düzenleme yapılarak 506 sayılı Kanunun 80. maddesinin beşinci fıkrasında değişiklik yapılıp, Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanunun 51. maddesiyle birlikte 102. maddesinin de uygulanmayacağı hükme bağlanarak 3917 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki duruma dönülmüştür.
    Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki olgular üzerinde durulmadan, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 02.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi