Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/3932
Karar No: 2018/5108
Karar Tarihi: 29.05.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/3932 Esas 2018/5108 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2017/3932 E.  ,  2018/5108 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
    Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
    K A R A R
    Dava, davacının davalıya ait işyerinde 01/03/1999-31/12/2003 tarihleri arasında geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
    506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddelerine göre Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır. Yasada yer alan 5 yıllık süre hak düşürücü olup mahkeme tarafından kendiliğinden nazara alınması gerektiği gibi davacının aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesinin veya 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının, hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağı ve hak düşürücü sürenin, kesilmesi ve durmasının mümkün bulunmadığı hukuksal gerçeği de ortadadır.
    İşverenin, çalıştırmış olduğu sigortalılara ait hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanun"un 79/1.maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği"nin dördüncü kısmında işverence verilecek belgeler düzenlenmiştir. Bunlar, aylık sigorta primleri bildirgesi (SSİYön.Madde16) , dört aylık sigorta primleri bordrosu (SSİYön. Madde 17), sigortalı hesap fişi (SSİY. Yön. Madde 18) vs.dir. Yönetmelikte sayılan bu belgelerden birisinin dahi verilmiş olması halinde artık Kanun"un 79/10 (eski 8) maddesinde yer alan hak düşürücü süreden söz edilemez. Yargıtay uygulamasında anılan maddenin yorumu geniş tutulmakta; eğer sayılan belgelerden birisi işveren tarafından verilmişse burada Kurumun işçinin çalışmasından haberdar olduğu ve artık hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilmektedir.
    Maddede belirtildiği üzere yönetmelikle tespit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi çalışmaların sigorta müfettiş raporu ile saptanması durumunda da hak düşürücü sürenin geçtiğinden sözedilemeyeceği açıktır. Bir sigortalının askere gitmeden önce çalıştığı işyerini askerliğe müteakip girmesi durumunda hizmet akdi mecburi hizmet nedeniyle kesilmiş olduğundan artık hak düşürücü sürenin oluştuğundan bahsedilemez.
    Davacının sigortalı çalışmalarının Kuruma kısmen bildirildiği hallerde, eksik bildirimlere yönelik olarak açılan davada hak düşürücü süre işlemeyecektir. (Hukuk Genel Kurulunun 23.06.2004 gün ve 2004/21-369 E, 2004/371 K. sayılı kararı )
    Ayrıca çalışmanın blok çalışma niteliğinde olması yani kesintisiz devam etmesi halinde hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi, mevsimlik çalışmanın bulunması ve bu çalışmanın yıllar itibariyle kesintisiz sürdüğünün kabulü halinde de çalışılmayan dönemde hizmet akdi askıda olduğundan hükme esas alınan 5 yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak, mevsimlik çalışmanın sona erdiği yılın sonu esas alınması gerekir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 01/07/1999-31/07/1999 tarihleri arasında geçen çalışmasının dava dışı Atak Tur. Ltd. Şti."ne ait 1038077 sicil sayılı işyerinden bildirildiği, 1038077 sicil sayılı işyerinin ...Müdürlüğü adresinde kurulu olduğu, davalı şirketin 14/05/2001 tarihi itibariyle tescil edildiği, kuruluş sözleşmesindeki adresinin Toros Sok. No;25/1 Sıhhıye/Ankara olduğu, kurucu ortaklarının ..., ..., ... olduğu, 12/11/2009 ortaklar kurulu karar tarihi itibariyle ile ortakların ..., ... ve ... olduğu, ... Ltd. Şti."nin 18/06/1993 tarihi itibariyle tescil edilip 23/01/2014 tarihinde tscil kaydının resen silindiği, şirketin ticaret sicilinde kayıtlı son adresinin Toros Sok. No;25/1 ... olduğu, kuruluş tarihinden itibaren tüm ortaklarına ilişkin bilgiler dosya kapsamında bulunmadığı ancak 11/06/2004 tarihli ticaret sicil gazetesinde ortakları arasında ... ve ... isimli kişilerin bulunduğu, dinlenen davacı tanıklarınca davacının önce ... Müdürlüğünce temzilik işinde çalıştırılıp daha sonra şirketin genel merkezinde çalıştırıldığının beyan edildiği anlaşılmaktadır.
    Somut olayda, davacının 01/07/1999-31/07/1999 tarihleri arasında geçen çalışmasının bildirildiği ... Ltd. Şti. ile davalı şirket arasında organik bağ bulunup bulunmadığı tespit edilmemiş, organik bağ bulunması halinde hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği dikkate alınmamış, davacının çalışmasının geçtiği işveren ... Şti. olup olmadığı, böylelikle gerçek işverenin kim olduğu ortaya konulmadan eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmuştur.
    Yapılacak iş, davalı şirket ile ... Ltd. Şti. arasında organik bağ bulunup bulunmadığını ortaya koymak, ...Ltd. Şti. nin kuruluşundan itibaren ortaklarına ilişkin bilgileri dosya kapsamına almak, davacının hangi işyerinde ve hangi işveren nezdinde çalıştığı, çalıştığı süreler ve gerçek işverenin kim olduğu tereddüte mahal vermeyecek şekilde ortaya koymak, gerçek işverenin ...Ltd. Şti. olduğunun anlaşılması halinde, tüzel kişiliğinin sona erdiği anlaşıldığından ihyasının sağlanması ardından davaya dahil edilmesi için davacıya uygun süre vermek, ... Ltd. Şti. "nin uyuşmazlık konusu dönemde temizlik işine ilişkin ihale alıp almadığı, almışsa çalıştırdığı işçilere ilişkin bilgileri ... Müdürlüğü"nden sormak, davacının çalıştığını iddia ettiği işyerlerine ait dönem bordrolarını davalı kurumdan istemek, bordro tanıklarını dinlemek, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmemesi halinde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp beyanlarını almak ve sonucuna göre karar vermek; davalı şirket ile .... Ltd. Şti. arasında organik bağ bulunmadığı ve gerçek işverenin davalı şirket olduğunun tespiti halinde davanın şimdiki gibi hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine,
    29/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi