4. Hukuk Dairesi 2016/11641 E. , 2018/6845 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 29/01/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız el koyma nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 02/06/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız el koyma nedenine dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, kendisine ait 73 DN 642 palaka sayılı araca kaçakçılık suçunda kullanıldığı iddiasıyla el konulduğunu, ... 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/75 esas sayılı dosyasında müsadereye yer olmadığına ve aracın sahibine iadesine karar verildiğini, ancak iadenin gerçekleşmediğini belirterek, araç bedeli ve aracı kullanamamaktan kaynaklanan zararının tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın husumetten reddi gerektiğini ve zaman aşımına uğradığını belirterek, esastan da reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacıya ait araca kaçakçılık suçunda kullanıldığı gerekçesiyle el konulduğu, açılan kamu davasında ... 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/177 esas ve 3007/313 karar sayılı ilamıyla sanıklar ... ve ... "ın kaçakçılık suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesi tarafından hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünden değerlendirme yapılmak üzere bozulduğu, bu aşamada dava zaman aşımına uğradığı için kamu davasının ortadan kaldırılmasına ve aracın ruhsat sahibine iadesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Ceza dosyanın incelenmesinde ise davaya konu aracın teminat karşılığı iadesinin talep edildiği ve 01/08/2005 tarihli savcılık mütalasında trafik kaydına satılamaz ve devredilemez şerhi konularak iadesinde sakınca olmadığı yönünde görüş bildirildiği ve 16/08/2005 tarihinde davaya konu ... palaka sayılı araç için ... Bankasının 7.770,00 TL bedelli kesin teminat mektubu alındığına dair mal müdürlüğünün 925376 sıra nolu makbuzunun da dosyada mevcut olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda aracın ceza yargılaması sırasında fiilen iade edilip edilmediğinin araştırılmaması doğru olmamıştır.
Aracın fiilen teslim edilmediği kapsamlıca araştırıldıktan sonra şayet iadenin gerçekleşmediği anlaşılacak olursa; zarar kapsamının belirlenebilmesi için öncelikle davacının aylık net kârının tespiti gerekmektedir. Bu konuda dosya içerisinde... Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanlığının birbiri ile çelişen iki adet yazısı mevcut olup bu yazıları esas alan iki farklı bilirkişi raporunun mevcudiyetine rağmen çelişkinin giderilmemesi de doğru olmamıştır. Şöyle ki,... Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanlığı 31/01/2015 tarihli cevabi yazısında 2004 ve 2014 yılları arasında davaya konu aracın tazminata esas aylık ve yıllık bazda elde edebileceği gelirini belirttikten sonra not olarak aracın yıllık giderlerinin hesaplanması için konusuna göre uzman kişi veya meslek odalarından görüş alınabileceği belirtilmiş, 28/09/2015 tarihli cevabi yazısında ise daha önce piyasa koşulları göz önünde bulundurularak yapılan hesaplamanın, ortalama aylık ve yıllık olmak üzere, net kazançtan ibaret olduğu bildirilmiştir. Mahkemece, alınan 09/06/2015 tarihli ilk bilirkişi raporunda odanın 31/01/2015 tarihli cevabi yazısında belirtilen rakamlar üzerinden bilirkişi tarafından belirlenen giderler düşüldükten sonra yapılan hesaplamada tazminat miktarı 43.050,95 TL olarak hesaplanmış, odanın 28/09/2015 tarihli cevabi yazısı esas alınarak düzenlenen 28/03/2016 tarihli bilirkişi raporunda ise zarar 246.500,00 TL olarak hesaplanmıştır. Öncelikle oda cevapları arasındaki ve dolayısıyla bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi gerekmektedir. Mahkemece, uzman bilirkişiden kesin, açık, anlaşılır ve denetime elverişli rapor alınarak dava konusu kamyonetin model yılı ve el koyma tarihi dikkate alınarak aracın yaşına göre kaç yıl nakliye işini yapabileceği tespit edilmeli ayrıca muhtemel gelirinden vergi, yakıt, lastik, bakım, küçük onarım ve benzeri aylık giderleri de tek tek gösterilmek suretiyle düşülerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davaya konu aracın, gelir kaybına yönelik hesaplamanın, el koyma tarihinden itibaren ileriye yönelik yapıldığı için her yıl belirlenen gelir kaybına o yıldan itibaren faiz yürütülmesi gerekirken el koyma tarihinden itibaren faize hükmedilmesi ve 12 ay boyunca yılın her günü kesintisiz olarak çalışacağının kabulü ile zarar hesabı yapılması da usul ve yasaya uygun düşmemiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgeler ile ceza dosyası kapsamından davaya konu aracın mazot kaçakçılığında kullanıldığı, esasen ceza yargılaması sonucunda da sanıkların cezalandırılmasına ve davaya konu aracın müsaderesine karar verildiği, bu kararın temyizi üzerine de Yargıtay 7. Ceza Dairesi tarafından hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünden değerlendirme yapılması için bozulduğu, sonucunda yargılamanın uzaması dolayısıyla zaman aşımı süresi dolduğundan ceza davasının ortadan kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmakta olup davacının da zararın oluşması ve artmasında müterafik (bölüşük) kusuru olduğu açıktır. Şu halde, hükmedilecek tazminat miktarından BK. 42, 43 ve 44 (6098 sayılı TBK.nın 50, 51 ve 52.) maddeleri gereğince uygun miktarda indirim yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 12/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.