(Kapatılan)17. Hukuk Dairesi 2020/1031 E. , 2020/8512 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki hayat sigortasından kaynaklanan alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davacıların murisi Nuray Bilgeç"in dava dışı bankadan 19/07/2011 tarihinde çektiği kredi nedeniyle davalı sigorta şirketi ile hayat sigortası yaptırdığını ve Nuray Bilgeç"in kredi taksidi bitmeden 06/02/2015 tarihinde vefat ettiğini, söz konusu sigorta poliçesine göre muris ..."in sigorta primlerinin ilgili olduğu dönemlerde ve yenilenecek olan dönemler için kendisine ait banka hesabından sigorta bedelinin tahsil edilmesi hususunda davalı şirkete yetki verildiğini belirterek Hayat Sigorta bedeli olan 30.000,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacıların murisinin 13.319,59 TL vefat teminat bedelli 17212347 sertifika numaralı 21/11/2013-19/07/2014 vade tarihli T. Garanti Bankası A.Ş. Kapsamlı Yıllık Kredi Grup Hayat Sigortası ile sigortalandığını, sigortanın ilk primin ödenmemesi durumunda sigortacı için sigorta himayesinin başlayamayacağını, 25/12/2013 tarihinde poliçe ilk priminin ödenmemesi sebebiyle TTK.nun 1421. maddesi ve devamı maddeleri uyarınca ilk prim tahsilatsızlığından iptal edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile hayat sigortası bedeli olan 30.000,00 TL"nin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, ölüm tarihi itibariyle dain-i mürtehin rehin hakkı nedeniyle T. Garanti Bankası Susurluk Şubesinin varsa alacağı, alacak miktarına yansıtılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, hayat sigortası sözleşmesine dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Muris ile davalı arasında düzenlenen hayat sigorta poliçesinde kredi veren banka lehine dain mürtehin kaydının yer alması taraflar arasında kararlaştırılabilir. Bu durumda rizikonun gerçekleşmesi/sigortalının ölümü halinde poliçeden doğan alacak hakkı, rehin alacaklısına aittir. Bu nedenle sigortalının mirasçılarının talep ettiği tazminat, dain ve mürtehinin muvafakati olmadan ödenemez. Bu nedenle sigortalı/mirasçıları tarafından açılacak davalarda dain mürtehin hakkına haiz bankanın davaya muvafakat edip etmeme hakkı bulunmaktadır. Ancak rehin hakkı sahibi bankanın davaya muvafakat edip etmeme hakkı bulunsa da her hak gibi bu hakkın da Türk Medeni Kanunun (TMK) 2. maddesi uyarınca iyiniyet kuralları çerçevesinde kullanılması gereklidir.
Somut uyuşmazlıkta, sigorta poliçesinin dava dışı banka tarafından açılan krediye teminat olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, kredi borcu ödenmemiş olması halinde sigorta bedelini talep hakkı öncelikle bankaya aittir. Ancak kredi borcunun bir kısmı ödenmiş ise ödenen miktar kadar tazminat talep etme hakkı mirasçılara, kredinin ödenmeyen kısmı yönünden talep hakkı yine bankaya aittir.
Poliçelere esas kredi borcunun artan kısım için bankanın onayına ihtiyaç bulunmadığı gibi, kalan kredi borcu için icra takibine girişilmiş olması durumunda dava dışı rehin alacaklının muvafakatinin sorulmasına da gerek yoktur.
Davacıların murisi ile davalı arasında düzenlenen poliçenin incelenmesinde; dain mürtehinin Garanti Bankası-Susurluk Şubesi olduğu anlaşılmaktadır.
Poliçe üzerinde dain-i mürtehin kaydı bulunan Garanti Bankası-Susurluk Şubesi lehine olan rehnin devam edip etmediğinin anlaşılması bakımından ilgili banka şubesinden, kredi alacağının ve dain-mürtehin kaydının devam edip etmediği, ediyorsa davaya ve tazminatın davacılara ödenmesine kayıtsız şartsız muvafakat edip etmedikleri, sigortalının kullandığı kredinin ve kredi borcunun vefat tarihi olan 06.02.2015 tarihi itibariyle kaç TL olduğu, tamamının ödenip ödenmediği, tamamı ödenmedi ise ne kadarının ödendiği, ödenmeyen taksitler var ise hangi aylara ilişkin ve ne kadar olduğunun sorulması, dava dışı bankanın da davacılar aleyhine icra takibi yapıp yapmadığı, eğer yapılmışsa banka tarafından yapılan takip neticesinde dosyaya ödeme yapılıp yapılmadığı hususları araştırılmaksızın, buna göre kredi/borç miktarı dışında kalan bakiye teminat miktarı yönünden davacının bu poliçeye/miktara dayalı olarak talep hakkı bulunduğu gözetilmeden yazılı gerekçe ile davanın tamamının kabulü doğru görülmemiştir.
Yargılama aşamasında dain-i mürtehin Garanti Bankası-Susurluk Şubesi"nin davaya ve ödemeye muvafakatinin bulunup bulunmadığı konusunda herhangi bir araştırma yapılmamış olmakla birlikte hüküm tereddüt uyandıracak şekilde kurulmuş olup infaz edilebilir nitelikte de değildir.
HMK"nın 297. maddesinde hükümde hangi hususların yer alacağı belirtilmiştir. HMK"nın 297/2. maddesinde hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olduğu hükmü getirilmiştir. Bunun amacı, hükmün infaz edilecek kısmı sonuç kısmı olacağından sonuç kısmının infaz ve uygulamaya elverişli olarak yazılmasını sağlayarak infazda tereddüt yaratmamaktır.
Mahkemece yapılacak iş, yukarıda belirtilen şekilde bir araştırma yapıldıktan sonra sonucuna göre infazı kabil ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hüküm kurmaktan ibarettir.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece hüküm fıkrasında, "sigorta bedelinin davalılardan tahsiline, Garanti Bankası-Susurluk Şubesinin kredi alacağı varsa, alacak miktarına yansıtılmasına” şeklinde hüküm kurulduğu ve bu durumun infazda tereddüte neden olacağı anlaşıldığından, bu hususta yukarıda belirtilen şekilde araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile infazda tereddüt uyandıracak ve infazı kabil olmayacak şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 16/12/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.