23. Ceza Dairesi Esas No: 2015/10658 Karar No: 2016/10070 Karar Tarihi: 28.11.2016
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/10658 Esas 2016/10070 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanığın bir şirkette pazarlama elemanı olarak çalıştığı süre zarfında, müşterilere mal satmadan fatura düzenleyerek hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia edilmiştir. Mahkeme sanığın suçlu olduğuna dair yeterli delil olmadığı gerekçesiyle kararı bozmuştur. Kararda, sanığın suçsuzluğunun tespit edilmesi için bilirkişi incelemesi yapılması ve şirketin defter, belge ve kayıtlarının incelenmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, kararda hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu için adli para cezası öngörülmüş olup, TCK'nın 207/1, 50/1-a, 52/4 maddeleri ile sahtecilik suçu için de TCK'nın 155/2, 52/4, 50/1-a maddeleri referans gösterilmiştir.
23. Ceza Dairesi 2015/10658 E. , 2016/10070 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma HÜKÜM : 1)TCK"nın 207/1, 50/1-a, 52/4. maddeleri gereğince 7.300 TL adli para cezası 2)TCK"nın 155/2, 52/4, 50/1-a. maddeleri gereğince hapisten çevrilme 7.300 TL ile doğrudan hükmedilen 2.000 TL adli para cezası
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık ..."un katılan şirkette pazarlama elemanı olarak çalıştığı süre zarfında, müşterilere katılan şirkete ait herhangi bir mal satmadığı halde, bir kısım müşterilere mal satmış gibi fatura düzenleyip belge üzerinde bu müşterileri borçlandırdığı, daha sonra bu malları piyasada satmak suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia ve kabul edilen olayda; 1- Sanığın üzerine atılı suçu işlemediğine dair baştan beri değişmeyen savunmaları karşısında, Gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından öncelikle sahtecilik eylemine konu faturalar üzerinde imza aidiyeti hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak faturalarda bulunan imzaların ismi geçen şahıslara ait olup olmadığın tespiti, faturalarda mal aldığı belirtilen şahısların duruşmaya tanık sıfatıyla çağrılarak faturalarda bahsi geçen malları alıp almadıkların sorulması, ayrıca davaya konu olaya ilişkin şirketin defter, belge ve kayıtları celp edilip incelemesi yaptırılarak sanığın ne kadar haksız menfaat ettiğinin net olarak tespit edilerek ve toplanan tüm delillerin sonucuna göre, sanığın eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağı tartışılarak hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm verilmesi, Kabule göre de; a) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kurulan hükümde adli para cezasının alt sınırın üzerinde 100 gün olarak tayin edilmesi, b) Sanığın, bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda katılana karşı aynı suçu birden fazla kez işlemesi nedeniyle TCK"nın 43/1 maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.11.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.