11. Ceza Dairesi 2016/4857 E. , 2019/4952 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Arkay Grup Demir Çelik İnş. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şirketinin müdür ve ortakları olan sanıkların, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenledikleri iddiası ile açılan kamu davasında; vergi raporlarında Ba-Bs form analizlerine göre, şirketin 2009 yılında toplam 944.369 TL; 2010 yılında toplam 65.332.519 TL tutarında sahte fatura düzenlediği, şirketin mal aldığını beyan ettiği karşıt kişi-şirketler hakkında da sahte belge düzenleme yönünden rapor veya olumsuz tespitler bulunduğu, yüksek matrahları elde edecek iş yeri potansiyelinin olmadığının tespit edilmesi; sanık ..."in savunmasında, "...Arkay Demir Çelik Ltd. Şirketini 2009 yılı Şubat ayında ... ile birlikte devir aldık. 2010 yılı içinde de ... ve ..."ye sattık. Bizim dönemimizde herhangi bir sahte fatura düzenlemedik ve sahte fatura almadık. Bir firmadan şüphelendiğimiz için faturasını gider olarak göstermedik... 2009 yılı 3,4,5 ve 6. aylarında şirketimiz faaliyet gösterdi daha sonra herhangi bir alım veya satım yapmadık." demesi; sanık ..."ın ise; "...hissedar olduğumuz dönem içerisinde sadece 4-5 ve 6. ayda alım satım faaliyetimiz olmuştur, bu dönemdeki ciro yüksek gözükse de, demiri aldığımız yere ödediğimiz bedelin üzerine kilo başına 3-5 TL kar koyarak satış yapıyorduk, o yüzden çok cüzi bir komisyon almış oluyorduk, bu yüzden nakliye aracı, depo vs. ihtiyacımız bulunmuyordu, ...bizim hissedar olduğumuz dönem boyunca sadece 3 ay boyunca ticaretimiz olmuştur, kesinlikle sahte fatura düzenlemedik." diyerek suçlamaları kabul etmemeleri ancak savunmalarını destekleyecek ödeme belgesi, sevk irsaliyesi gibi belgelerin dosya kapsamında bulunmaması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından,
1- Davaya konu sahte olduğu iddia olunan faturaların dosya kapsamında bulunmaması nedeniyle, vergi dairesinden ya da Ba-Bs karşılaştırma analizine göre, faturaları kullandığı tespit edilen şirketlerden her bir yıl için kanaat oluşturacak sayıda faturaların temin edilmesi,
2- Faturaların sanıklara gösterilerek yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması, kendilerine ait olmadığını söyledikleri takdirde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanıklara ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
3- Faturalardaki yazı ve imzaların sanıklara ait olmadığının saptanması halinde;
a) Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında vergi incelemelerinin devam ettiğinin belirtilmesi nedeni ile incelemelerin akıbetinin sorulması ve düzenlenmiş ise vergi tekniği raporlarının ilgili vergi dairelerinden onaylı örneklerinin getirtilmesi,
b) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
c) Faturaları kullanan şirket yetkililerinin, CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak, tanık sıfatıyla dinlenmesi; faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanıkları tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanıkların bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
4- Gerektiğinde, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için; faturayı düzenleyen şirkete ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin olup olmadığının araştırılması, daha sonra, faturaları düzenleyen şirket ile kullanan şirketlerin ticari defterleri ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükümleri kurulması,
5- Kabule göre, hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve ... sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, ... sayılı TCK"nin 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz talebi bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, ... sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken ... sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 22.05.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.