Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5476
Karar No: 2019/6775

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/5476 Esas 2019/6775 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2018/5476 E.  ,  2019/6775 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 18/07/2017 tarih ve 2014/412 E.- 2017/767 K. sayılı kararın davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi"nce verilen 01/10/2018 tarih ve 2017/812 E.- 2018/1122 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; davalı ile müvekkilinin uluslararası taşıma alanında çalıştığını, davalı şirketin müvekkilinin eski çalışanlarını bünyesine katarak rekabet gücünü zayıflatmayı amaçladığını, müvekkili şirketin eski çalışanlarının ise davalı şirketin kendilerine sunduğu yüksek ücret ve bunun gibi kişisel menfaatleri uğruna şirketin ticari sırlarını davalı şirkete sunarak haksız rekabette bulunduklarını, müvekkilinin eski çalışanları olan bir kısım davalıların müvekkilinin fiyat bilgilerini paylaştıklarını, müşterileri davalı şirkete yönlendirdiklerini, bilgi ve tecrübeleri paylaştıklarını, çalışanların davalı şirkete geçişine neden olduklarını, davalı şirketin ise işe alımlarda çalışanların toplu halde geçişine neden olduğunu, çalışanları ayarttığını, bu yollarla müvekkiline ait müşterileri ele geçirme ve şirket bilgilerine vakıf olma amacı taşıdığını, piyasanın altında fiyat teklifleri verdiğini, çalışanları bünyesine katarak hizmet, ticari ve pazarlama sırlarını elde ederek haksız rekabete neden olduğunu, bu nedenle bir kısım müşterilerin davalı şirketle çalışmaya başladığını, müvekkilinin zararına neden olduklarını ileri sürerek davalılarının haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespitini, men’ini, davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesini, müvekkilinin zararının ve davalının elde etmesi muhtemel menfaatin belirlenerek şimdilik 5.000,00 TL dava değeri üzerinden müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş, 17.07.2017 tarihli ıslah dilekçesiyle tazminata ilişkin talebini 182.729,43 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalılar vekili; zamanaşımı itirazında bulunarak davacının haksız rekabeti en geç 09.06.2011 tarihinde öğrendiğini, dava tarihine kadar bir yıldan fazla sürenin geçtiğini, işten ayrılma nedenlerinin davacı şirketin kötü yönetimi olduğunu, kötü niyetle davanın ikame edildiğini, ticari sır, bilgi verilmesinin söz konusu olmadığını yüksek kazanç elde etmek amacıyla iş değiştirilmesi ve karşılığında ticari sırların kullanılmasının da söz konusu olmadığını, personel yönetmeliğinin çalışma prosedürleri ve disiplin yönetmeliğinin davacı şirket tarafından manevi baskı altında imzalatıldığını, imzalanan belgelerin geçersiz olduğunu, çalışanların emeğinin karşılığının verilmediğini, çalışma barışının bulunmadığını, davalı çalışanların tecrübesiyle müvekkili şirket nezdinde çalışmaya başladığını ve çalışma hakkının anayasal kapsamda korunduğunu, ekip halinde geçişin söz konusu olmadığını, müvekkili şirketteki 64 personelden sadece 6 kişinin davacı şirkette önceden çalıştığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin davacıya rakip olarak ortaya çıkması yine davacı şirkette çalışan davalı elemanların davacı şirketten ayrıldıktan sonra davalı şirkete geçiş yapmasının anayasal çalışma ve sözleşme hürriyeti kapsamında bir hak olduğu, davalı personelin davacı şirkette çalışmakta iken edinmiş olduğu tecrübe ve bilgileri davalı şirkete aktarmasının ve şirketin faaliyet alanında kullanmasının ticari hayatın bir gereği olup davalı personelin davacıya ait ticari sırları ifşa ettiği anlamını taşımadığı, davacı şirketten ayrıldıktan sonra davalı şirkette çalışmaya başlayan personel sayısının az oluşu dikkate alınarak sayının davacı şirketin ekonomik olarak kötü duruma düşmesine sebebiyet vermeyeceği, davacıyı yıpratmak amacı taşımadığı, aksi yönde delilin bulunmadığı, haksız rekabetten söz edilemeyeceği, davacının çalışmakta olduğu bazı müşterilerin davalı şirket kurulduktan sonra davalı ile çalışmaya başlamış olmasının davalı şirketin faaliyetini geliştirmesinin ve dolayısıyla piyasanın gelişmesinin bir gereği olduğu, davalı şirketin söz konusu müşterileri kazanmak için haksız eylemde bulunduğuna, davacıyı doğrudan doğruya zarara uğratmak amacıyla hareket ettiğine dair delil sunulmadığı, davalı şirket ile çalışmaya başlayan davacının önceki müşterilerinin sayısının az oluşu dikkate alınarak davalı şirketin TTK"nun 54/2 maddesinde belirtilen dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edecek herhangi bir fiilinin ve dolayısıyla haksız rekabetin mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre ilk bilirkişi raporunda dava tarihinden sonraki olguların dikkate alınarak haksız rekabetin mevcudiyetine dair kanaatin doğru olmadığı, anılan raporun çelişki olarak kabul edilemeyeceği, davalı şirketin davacıdan kazandığı müşterilerin sektörde yeni olmadıkları, davalı gerçek kişilerin iş sözleşmelerinde geçerli bir rekabet yasağı hükmünün bulunmadığı, davalılardan eski çalışanların davacının personel sayısı ve iş hacmi gözetildiğinde davacı açısından vazgeçilemez nitelikte ve sayıda olmadıkları, bilirkişi raporlarının takdiri delil olduğu, davacının ıslah beyanıyla talebini 182.729,43 TL’na artırdığı, davalılar lehine nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretinin hüküm altına alınmasının hatalı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle ilk derece mahkemesi hükmünün 5 numaralı bendinin kaldırılarak davalılar yararına nisbi vekalet ücretinin tahsiline karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dava, haksız rekabetin tespiti, men’i ve tazminat talebine ilişkin olup ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, anılan karara karşı davacı tarafça yapılan istinaf başvurusunun bölge adliye mahkemesince esastan reddine karar verilmiş, davalılar vekilince yapılan istinaf başvurusunun ise kabulüyle ilk derece mahkemesince verilen karar kaldırılmaksızın kararın yalnız vekalet ücretine ilişkin bendi değiştirerek hüküm tesis edilmiştir.
    6100 sayılı HMK"nın 353/1-b-2 maddesi, Bölge Adliye Mahkemesince, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında karar verileceği hükmünü haizdir. Ayrıca Bölge Adliye Mahkemelerinin 6100 sayılı HMK’nın 370/2 maddesinde belirtildiği şekilde İlk Derece Mahkemelerince verilen kararlarda hatalı olduğu belirlenen hususları düzeltme yetkileri bulunmamakla anılan hükümler doğrultusunda Bölge Adliye Mahkemesince, davalı tarafın istinaf başvurusunda ileri sürdüğü hususlar hakkında 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca değerlendirme yapılması halinde, ilk derece mahkemesi kararının tümden kaldırılıp yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekirken, davalı tarafın istinaf başvurusunun kabul edilip ilk derece mahkemesince verilen karar kaldırılmaksızın vekalet ücretine ilişkin bendin düzeltilerek karar tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik Bölge Adliye Mahkemesi kararının re’sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 04/11/2019 arihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi