8. Ceza Dairesi 2017/4454 E. , 2019/6122 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret, kamu görevlisine hakaret, görevi yaptırmamak için direnme, nitelikli mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Sanık ...’nun katılan ...’a yönelik hakaret suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
Hükmün tarihi, tayin olunan cezanın miktar ve nev"i dikkate alındığında 14.04.2011 tarih 27905 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Yasanın 26. maddesi ile 23.03.2005 tarihli ve 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna eklenen geçici 2. madde uyarınca hüküm kesin nitelikte olup temyiz kabiliyeti bulunmadığından, sanığın temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2) Sanık ... hakkında görevi yaptırmamak için direnme ve kamu malına zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçların oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre, sanığın eksik inceleme olduğuna dair ve sair temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
3) Sanık ...’nun katılan ...’a yönelik hakaret suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde ise;
a) Sanık hakkında kamu görevlisine hakaret suçundan kurulan hükümde; hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu
bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövme fiilini oluşturması gerekmektedir. Öte yandan kendilerine belirli idari yetkiler verilmiş görevlilerin, sözlerine ve eylemlerine getirilen eleştirilere daha fazla hoşgörü göstermeleri gerektiği AİHM içtihatlarında kabul edilmektedir. AİHM, kamu görevlilerine karşı yapılmış hakaret içerikli ifadelerle ilgili bir başvuruda, başvuruya konu sözlerin, kamuoyunun söz konusu görevlinin performansına duyduğu güveni ortadan kaldırmaya yönelik gerçek bir tehlike meydana getirip getirmediğini incelemektedir.
Tüm bu bilgiler ışığında; olay günü sanığın, katılana hakaret ettiğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gibi sanığın katılan görevli polis memuru Muzaffer"e karşı "siz buranın polisi misiniz, buranın fedaisi misiniz" şeklindeki sözlerin, muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden, mahkumiyetine yeterli kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği anlaşıldığından sanığın atılı suçtan beraatı yerine yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 03.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.