10. Hukuk Dairesi 2014/6657 E. , 2014/13459 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Denizli 3. İş Mahkemesi
Tarihi : 11.10.2013
No : 2009/4-2013/590
Davacı, 01/05/1999-01/11/2007 tarihleri arasında davalıların yönetim kurulunu oluşturduğu apartmanda kapıcı olarak çalıştığını iddia ile bu sürelerin sigortalı çalışma olarak tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar Kurum ve M.. Y.. vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi olup, bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, re"sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Davacı, davalı apartmanda kapıcı olarak çalışmasının tespitine karar verilmesini istemiş; Mahkemece, davanın, kabulüne karar verilmiş ise de; davacının çalışmasının niteliği, işyerinin kapsamı, yapılan iş veya işlerin devamlı olup olmadığı konusunda yapılan inceleme hüküm kurmaya yeterli görülmemiştir.
Davacının kapıcılık yaptığını iddia ettiği apartman yönetim kurulu karar defterinde, davacının eşi adına kararlar alındığı ve makbuz kesildiği, kolluk marifetiyle yapılan araştırmada davacının eşi ile birlikte kaldığı ve eşinin kaloriferleri yaktığı, şahısların birlikte kapıcılık yaptığının tespit edildiği, davacının eşinin ihtilaflı dönemde dava dışı başka bir işyerinde çalıştığının sabit olduğu, dinlenen tanıklardan davacının köylüsü olduğunu belirten davacı tanıkları dışında çalışmayı doğrulayan tanık bulunmadığı anlaşılmakla, davacının tam gün süreyle çalıştığı iddiası karşısında, apartmandaki kat ve daire sayısı ile davacının her gün düzenli şekilde kalorifer yakma, çöp toplama, apartman sakinleri için alışveriş yapma, ekmek vesaire ihtiyaçlarının alımı gibi işlerini karşılama, apartmanda temizlik yapma gibi hizmetleri yerine getirip getirmediği ve yaptığı işlerin gün içinde aldığı zaman dilimi belirlenmeli, buna göre tam zamanlı mı yoksa part time çalışma olup olmadığının tespiti ile, part-time çalışmanın kabulü halinde günlük çalışma saatine göre (4857 sayılı İş Kanununun 63. maddesi gereğince 7.5 saat çalışmanın 1 günlük çalışma hesabı ile) haftalık ve aylık çalışma süresinin kaç gün olduğu açıkça belirlenmeli, davacının apartmanda ikamet edip etmediği, ediyor ise hangi tarihten itibaren burada ikamet ettiği hususu mahalle muhtarlığından araştırılmalı, yine, davacının tespitini istediği dönemde işverenin emir ve nezareti altında verilecek işi, yapmaya hazır bir şekilde beklemesi gerektiğinden, sürekli çalışmasının varlığı araştırılarak, apartmanda uzun süre ikamet edenler arasından, davacının hizmetlerini bilebilecek durumdaki kat maliki olmayan sakinlerinden, kanaat edinmeye elverişli sayıda tanık dinlenilmeli, keza civar apartmanlarda uzun yıllar oturan komşu yada yakın yerlerde kayıtlara geçmiş çalışanlar ile davacının bu çalışmalarını bilebilecek durumda olan mahalle muhtarı veya azaları tespit edilip tanık sıfatıyla beyanlarına başvurularak uzun yılları kapsayan bu bilgilerinin doğruluğu konusunda tanıklar özenle dinlenilmeli ve bu yöndeki beyanları buna göre irdelenmeli, gerekirse, bu hususlar dinlenen bu tanıklara ayrıntılı şekilde açıklattırılmalı ve böylelikle, çalışma hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde sağlıklı bir biçimde ortaya konulmalıdır.
Yapılan tüm bu değerlendirmeler sonunda; davacının tam gün çalışması gerçek ise davasının tam gün üzerinden, kısmî süreli (part-time) ise kısmî süreli şeklinde çalışmasının tespitine karar verilmeli, çalışma ispat edilememiş ise davanın reddine karar verilmelidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki olgular üzerinde durulmadan, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar Kurum ve M.. Y.. vekillerince bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan M.. Y.."ne iadesine, 29.05.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.