14. Hukuk Dairesi 2016/6494 E. , 2019/1382 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 02.04.2008 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili ile dava dışı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı, mülkiyetinde olan ... İli, ... İlçesi 1291 parsel sayılı taşınmazın genel yola bağlantısının bulunmadığını ileri sürerek geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir.
Bir kısım davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 19.11.2014 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen 1 numaralı alternatifte ... İlçesi, ... mevkiinde 1263 nolu parselde 252,94 m2, 1265 No"lu parselde 40,30 m2, 8334 parsel 579,35 m2"lik alanlarda bu parseller aleyhine fen bilirkişisinin krokisinde Y harfi ile gösterilen toplam 872,59 m2"lik yüzölçümlü kısmı üzerinde 1291 parsel lehine geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
Hükmü, bir kısım davalılar vekili ile aleyhine geçit hakkı tesis edilen taşınmazlardan 1265 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıt maliki olduğu iddiası ile dava dışı ... oğlu ... temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "mutlak geçit ihtiyacı" veya "geçit yoksunluğu", ikincisine de "nispi geçit ihtiyacı" ya da "geçit yetersizliği" denilmektedir.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nin 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılması da gerekebilir.
Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün "İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili" başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Yukarıda açıklanan genel ilkeler ışığında somut olaya gelince; aleyhine geçit hakkı kurulan 1263 parsel sayılı taşınmazın 1/2 paylı tapu kayıt maliki Münire Durana Tekgül ile 1265 tapu kayıt malikleri davaya dahil edilmedikleri anlaşılmaktadır. Mahkemece 1263 ve 1265 parsel sayılı taşınmazların güncel tapu kayıtları temin edilmeli, tapu kayıt malikleri sağ ise kendilerinin, ölü ise ilgilisinden mirasçılık belgeleri temin edilerek mirasçılarının davaya dahil edilerek karar verilmesi gerekir.
Dosyada mevcut 13.06.2011 tarihli fen bilirkişisi raporunda aleyhine geçit hakkı tesis edilen 8334 parsel sayılı taşınmazın 1269 ve 5585 parsel sayılı taşınmazların tevhidi ile oluştuğu belirtilmiştir. 8334 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı ve tevhitten sonra yeri duruma göre oluşan güncel krokinin temin edilmeden karar verildiği görülmüştür. Bu durumda mahkemece, taraf teşkili sağlanmalı, geniş ve güncel pafta ile dosyada eksik olan tapu kayıtları temin edilmeli, başta bölünmezlik ilkesi olmak üzere yukarıda belirtilen ilkeler dikkate alınarak yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak bir karar verilmelidir.
Kabule göre de, geçidin bağlandığı yolun E - 91 karayolu olduğu anlaşılmakla Karayolları Genel Müdürlüğünden bu yolun, karayoluna çıkışında bir sakınca bulunup bulunmadığının sorulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bu sebeplerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; bir kısım davalılar vekili ile dava dışı ..."un temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.