18. Hukuk Dairesi 2015/9102 E. , 2016/4813 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, soybağının reddine karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı dava dilekçesinde, küçük ...’ın müteveffa ...’ın çocuğu olmadığının tespiti ile soybağının reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, dava soybağının reddi olarak nitelendirilerek, davacının hak düşürücü süre içerisinde davayı açmamış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
1-Basit yargılama usulüne tabi dava ve işler, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 316. maddesinde sayılmış olup, soybağı davaları bu kapsamda bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanunu"nun 284. maddesinde de bu yönde hüküm olmadığından yazılı yargılama usulü uygulanmalıdır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27.maddesi hükmüne göre, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir. Bu nedenle mahkemece duruşma açılarak tarafların gösterdiği diğer deliller de toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 289. maddesinde; “Koca, davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl, içinde açmak zorundadır. Çocuk, ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde dava açmak zorundadır. Gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir yıllık süre bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar."" hükmü yer almaktadır. Aynı Yasanın 426. maddesinde ise “Vesayet makamı, aşağıda yazılı olan veya kanunda gösterilen diğer hallerde ilgilisinin isteği üzerine veya resen temsil kayyımı atar: Ergin bir kişi, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri bir sebeple ivedi bir işini kendisi görebilecek veya bir temsilci atayabilecek durumda değilse, Bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa, Yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel varsa. “ hükmüne yer verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri kanununun 33. maddesi uyarınca olayları anlatmak taraflara hukuki nitelendirme ise hakime aittir. Somut olayda, davacı dede ... tarafından açılan davada küçük ...’ın gerçek babasının müteveffa ... olmadığının tespiti ile soybağının reddine karar verilmesinin istendiği ve davanın küçüğe kayyım tayin ettirilmeden karara bağlandığı anlaşılmaktadır. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler dikkate alındığında, mahkemece küçüğe kayyım tayin ettirilip davanın kayyıma yöneltilmesi, gösterdiği takdirde delillerinin toplanmasından sonra tüm delillerin birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik hasımla yargılama yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 22.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.