12. Ceza Dairesi 2019/4423 E. , 2020/193 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Taksirle yaralama, trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hükümler : 1-Sanık ... hakkında: TCK"nın 179/3-2, 62/1, 50/1-a, 52/2-4, 58/7. maddeleri gereğince mahkumiyet
2-Sanık ... hakkında: TCK"nın 89/4, 62/1, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanık ..."in mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ... ve katılan sanık ... tarafından, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanık ..."ın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A-Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmünün temyiz isteminin incelenmesinde;
Sürücü belgesiz sanığın olay günü sevk ve idaresindeki motosiklet ile kucağında çocuğu ile beraber seyir halindeyken diğer sürücü ..."in idaresindeki motosiklet ile çarpıştığı, Mut Devlet Hastanesinin 07.09.2014 tarihli adli muayene raporunda sanık ..."ın 0.62 promil alkollü olduğu ve bu haliyle motorlu araç kullanamayacağının belirlendiği olayda,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın tanık ..."yı tanımadığına, hatanın üzerine atıldığına ilişkin sair temyiz itiralarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK"nın 58/6. maddesinde tekerrür halinde hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirileceği ve ayrıca mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağının öngörüldüğü, mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbirlerinin yer aldığı 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 108. maddesinde ise, yalnızca mükerrirler hakkında tayin olunan özgürlüğü bağlayıcı ceza olan hapis cezalarının ne şekilde infaz edileceği belirtilmiş olup, bu maddede adli para cezasının infazı konusunda her hangi bir düzenlemenin bulunmadığı, 5275 sayılı Kanunun 106. maddesinde adli para cezasının infazı düzenlenmiş olup, bu maddede mükerrirler hakkında hükmolunan adli para cezasının infazına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği, bu durumda, 5237 sayılı TCK"nın 58, 5275 sayılı Kanunun 106 ve 108. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde,
sanık hakkında hükmedilen kısa süreli hapis cezasının, adli para cezasına çevrilmesi karşısında, TCK"nın 58. maddesi gereğince tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesi;
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükümden TCK"nın 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin (I-8) nolu bendinin çıkarılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B-Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre,
1-Kararın tefhim edildiği tarihte Silifke M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olduğu anlaşılan, savunmasının tespit edildiği 20/06/2015 tarihli oturumda, duruşmalardan bağışık tutulmaya yönelik talebi bulunmayan ve duruşmalara getirilmesine gerek olmadığına ilişkin hakkında herhangi bir karar verilmeyen sanık ..."in yokluğunda yargılamaya devamla hükümlülüğüne karar verilmesi suretiyle CMK"nın 196/5. maddesine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması,
2-Katılan sanık ..."ın yanında oğlu ile birlikte 0,62 promil alkollü olduğu halde sevk ve idaresinde bulunan motosiklet ile Kültür Mahallesi, Elbeyli Caddesi üzerinde seyir halindeyken karşı yönden gelen sanık ..."in idaresinde bulunan motosikle çarpışmaları sonucu ... ve oğlunun basit şekilde yaralanmasıyla sonuçlanan olayda, sanık ..."in olay yerini terk etmesi nedeniyle kaza tespit tutanağı düzenlenmediği ve mahkemece kusur durumuna ilişkin rapor alınmaksızın sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması karşısında; maddi gerçeğin ortaya çıkarılması amacıyla sanıklar ve tanık ... hazır edilerek kaza yerinde keşif icra edilip kazanın gerçekleşme biçimi saptandıktan sonra sanığın kusur durumunun mahkemece belirlenebilmesi amacıyla oluşa uygun biçimde bilirkişi raporu tanzim edilmesi sağlanarak sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
CMK"nın ""Hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar"" başlıklı 230. maddesinin 1-d bendinde; cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adlî para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin istemlerin kabul veya reddine ait dayanakların gerekçede gösterilmesi gerektiği düzenlemesine yer verilmiş; yine Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 27.09.2018 tarihli ve 2015/4-1163 Esas-2018/382 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; hüküm bölümünde CMK"nın 230. ve 232. maddeleri uyarınca cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezası veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına ya da bu hususlara ilişkin taleplerin kabul veya reddine ait dayanakların açıkça gösterilmesi zorunluluğu bulunmakta olup; dosya içeriğine göre, lehe hükümler istemi bulunan sanık hakkında tayin edilen hapis cezasının TCK"nın 50. maddesi hükmüne göre adli para cezasına çevrilmesine karar verilmiş olmakla birlikte, “Sanık hakkında hükmolunan cezanın türü (APC) itibariyle 5237 sayılı TCK"nın 51/1. maddesi uyarınca kanunen ERTELENMESİNE YER OLMADIĞINA, şeklindeki yeterli olmayan gerekçe ile TCK’nın 51. maddesinin uygulanmamasına karar verilmesi suretiyle CMK"nın 230/1-d maddesine aykırı davranılması;
Kanuna aykırı olup, sanık ve katılan sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince ve halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 07.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.