21. Hukuk Dairesi 2016/18754 E. , 2018/5078 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 14.03.2005-13.05.2010 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı işveren nezdinde 14.03.2005- 13.05.2010 tarihleri arasında geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen hizmetlerinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının 14/03/2005 - 28/02/2007 tarihleri arasında fiilen ve kesintisiz olarak davalı işyerinde çalıştığını ispatlayamadığı anlaşıldığından davacının davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı işverenliğe ait 224268 sicil numaralı işyerinin 01.11.1976 tarihinden bu yana kanun kapsamında olduğu, dönem bordrolarının gönderildiği, davacının ihtilaflı dönemde sigorta bildirimi bulunmayıp 2007/3. aydan itibaren 13.05.2010 tarihine kadar davalı işyerinde kesintisiz çalıştığı, davalı işveren tarafından sunulan davacının 14.03.2005- 23.03.2007 tarihleri arasındaki çalışmasına ilişkin ibraname sunulduğu, 02.03.2007 tarihli davacı tarafından imzalanan belgede davacının ihtilaflı dönemde ...Turizm firmalarının elemanı olarak çalıştığı ve ücretini bu iki firmadan aldığını belirterek imzaladığı, davalı işverenin de cevap dilekçesinde davacının bu dönemde ... Turizm ünvanlı acenterelerinde çalıştığını belirttiği, aynı zamanda bordro tanığı olan taraf tanıklarının davacının çalıştığını beyan etmekle birlikte ne iş yaptığı, hangi işveren nezdinde çalıştığına dair beyanda bulunmadıkları anlaşılmaktadır.
Medeni haklardan istifade ( hak ) ehliyeti bulunan her tüzel kişi taraf ehliyetine de sahiptir. Tüzel kişiliğin son bulması ile taraf ehliyeti de son bulur. Taraf ehliyeti kamu düzeni ile ilgili olup hakimin bu hususu resen göz önünde bulundurması zorunludur.
Hizmet tespiti davalarında, davacının tespitini istediği çalışmanın geçtiği işyerinin sahibi olan gerçek ya da tüzelkişi işveren, Sosyal Güvenlik Kurumu ile zorunlu dava arkadaşıdır. Hal böyle olunca, işveren dışındaki gerçek ya da tüzel kişilere bu davada husumet yöneltilemez.
Somut olayda, davacının çalışmasına ilişkin bir kısım belgeler mevcut olduğu halde hizmet tespiti davasında husumetin gerçek işverene düştüğü hususu göz önünde bulundurulmadan, talep edilen dönemdeki işverenler açık ve net bir biçimde tespit edilmeksizin, hak düşürücü sürenin geçmediği dikkate alınmadan hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
Yapılacak iş, öncelikle davacıya ücretini kimden aldığını açıklatmak, davalının sunduğu 02.03.2007 tarihli belgede ücretini ... Turizm ünvanlı acentelerden aldığını belirttiğinden bu belgedeki imzanın davacıya ait olup olmadığını sormak, ihtilaflı dönemde çalışması bulunan kayıtlı ve tarafsız bordro tanıklarının bilgilerine başvurularak davacının hangi tarihlerde ne iş yaptığı, ücretini acentelerden mi davalı şirketten mi aldığını sormak, ücretini ... Turizm ünvanlı acentelerden aldığının tespiti halinde davayı bu işverenlere yöneltmek, gerçek işverenin davalı sıfatıyla savunmasını almak, davalı işverenin göstereceği delilleri toplanmak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
29.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.