Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından şirkete ait hesap ekstreleri dayanak yapılarak borçlu hakkında genel haciz yoluyla takip yapıldığı, takibe karşı borçlu şirket ödeme emrinde icra müdürü mühürünün bulunmadığını, ayrıca alacaklının son işlem tarihinden itibaren (1 yıl 2 ay) geçmesine rağmen işlem yapılmadığını, icra müdürlüğünce re"sen İİK. 17/2 maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar vermesi gerekirken bunu yapmadığını şikayet yoluyla ileri sürmüştür.
Görüldüğü gibi, borçlunun şikayete İİK.nun 78/4 maddesinde belirtilen takibin kesinleşmesinden sonra haciz talebi kanuni müddet içerisinde yapılmaz ve geri alındıktan sonra bu müddet içerisinde yenilenmezse dosyanın muameleden kaldırılacağına ilişkindir. Borçlu şirketin dava dilekçesinde herhangi bir zamanaşımı itirazı bulunmadığı gibi, takipte mahkeme gerekçesinde gösterilen TTK.nun 726. maddesinin dayanağı olan çeke dayalı başlatılmamıştır. Borçlunun ileri sürdüğü şikayet sebepleri incelenerek bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile zamanaşımı itirazı ile ilgili olarak karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 13.01.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.