10. Hukuk Dairesi 2013/18410 E. , 2014/13346 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı SGK Başkanlığı vekili ve davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, davacı SGK Başkanlığı vekilinin temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Davacı Kurum vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Hüküm İş Mahkemesi tarafından verilmiştir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 8. maddesi hükmüne göre, iş mahkemelerinden verilmiş bulunan nihai kararların 8 gün içinde temyiz olunması gerekir.
Olayda hüküm 07.05.2013 tarihinde tefhim, 04.06.2013 tarihinde ise temyiz eden davacı vekiline yöntemince tebliğ edilmiş, temyiz ise davalı vekilinin temyiz dilekçesine cevap verilmesine ilişkin 17.06.2013 tarihli dilekçe ile vuku bulmuştur. İş mahkemelerinden verilen kararlara karşı katılma yoluyla temyiz olanağı bulunmadığı da gözetildiğinde, şu duruma göre davada 8 günlük temyiz süresi geçtiğinden, 01.06.1990 gün ve 1989/3 E. 1990/4 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı da göz önünde tutularak davacı Kurum vekilinin temyiz dilekçesinin süre aşımı yönünden REDDİNE,
2-) Kesinlik sınırı belirlenirken; alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde temyiz (kesinlik) sınırının tespitinde alacağın tamamının gözetilmesi, tamamı dava edilen bir alacağın kısmen kabulünde ise temyiz (kesinlik) sınırının belirlenmesinde kabul ve reddedilen miktarların esas alınması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun Geçici 3.maddesi gereğince 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kunun"nun 427.maddesi hükmü gereğidir.
Somut olayda; davacı Kurum vekili sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödemesi nedeniyle oluşan kurum zararını talep etmiş ise de, sürekli iş göremez hale gelen sigortalıya bağlanan gelir ve yapılan tedavi giderleri bulunmasına göre; tamamının karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırının üzerinde bulunmasına göre; kesinlik nedeniyle davalı vekilinin temyiz talebinin reddine dair 15.05.2013 tarihli EK KARARIN BOZULMASINA,
3-) Davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
5510 sayılı Yasanın 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğü öncesinde gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26’ıncı maddesidir.
Somut olayda; Mahkemece, davanın yasal dayanağının 5510 sayılı Yasanın 21. maddesi olarak kabulü isabetsiz olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 506 sayılı Yasanın 26’ıncı maddesi kapsamında, maddi oluşa ve kanuna uygun olarak kusur oran ve aidiyetlerinin belirlenmediği, dolayısıyla, hükme esas alınan kusur raporunun yetersiz olduğu anlaşılmıştır.
Şu halde, Mahkemece; trafik-iş kazasının gerçekleştiği iş kolu (trafik kusur uzmanı) ile, işçi sağlığı ve işgüvenliği alanında uzman kişilerden seçilecek bilirkişi kurulundan, yeniden kusur raporu aldırılmalı, oluşan kazaya karşı hangi önlemlerin alınması gerektiği, işverence alınması gerekli önlemlerin neler olduğu, bunların alınıp alınmadığı ve alınmış tedbirlere, sigortalı ve diğer ilgililerin uyup uymadığı hususları ortaya konulmalı, maddi oluşa ve kanuna uygun olarak kusur oran ve aidiyetleri belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yapılarak, elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgı sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalıya iadesine, 29.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.