Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/15724
Karar No: 2016/11104
Karar Tarihi: 24.05.2016

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2016/15724 Esas 2016/11104 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2016/15724 E.  ,  2016/11104 K.

    "İçtihat Metni"



    Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
    (İş Mahkemesi Sıfatıyla)
    Dava Türü : Alacak

    YARGITAY İLAMI

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının yerinde olmaması nedeni ile reddine,
    2-Davacı Sendika vekili, davalı (kapatılan) Belediye Başkanlığı"nın davacı ...-İş Sendikası"nın yıllardır örgütlü olduğu bir işyeri olduğunu, davalı bünyesinde çalışan ve müvekkili sendikaya üye olan işçilerin, ... Sendikası Ana Tüzüğü"ne göre, Sendika"ya üyelik aidatı ödemeleri gerektiğini, davalı Belediyenin, işçilerden kestiği üyelik ve dayanışma aidatlarını bu güne kadar müvekkile ödemediğini, kanunun amir hükmü uyarınca, aidat kesinti listelerinin davalı işveren tarafından müvekkile gönderilmesi gerekmesine rağmen bu listelerin de müvekkile gönderilmemiş olduğunu, kesilen aidatların hangi tarihte ödeneceğine ilişkin düzenlemelerin davalı ile müvekkil Sendika arasında bağıtlanmış toplu iş sözleşmelerinde de mevcut olduğunu, toplu iş sözleşmeleri ve yasanın amir hükümlerine aykırı hareket eden, yapılan ödeme ihtarlarına rağmen borcunu ödemeyen aidat alacağının toplu iş sözleşmelerinde belirlenen temerrüt tarihinden itibaren en yüksek işletme kredisi faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
    Dava ... Belediyesi"ne karşı açılmış, 2014 yerel seçimleri ile birlikte 6360 sayılı Kanun hükümlerine göre bu belediyenin tüzelkişiliği sonaerip davalı ..."ye katıldığından davaya... Belediyesi"ne karşı devam edilmiştir.
    Davalı ... Belediyesi vekili, davalının bu şekilde davaya dahil edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dava dosyasının hangi kuruma devredildiğinin tespiti gerektiğini, dava dilekçesindeki iddiaların gerçek dışı olduğunu, alacağın zaman aşımına uğradığını beyanla davanın reddini istemiştir..
    Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Davaya karşı ileri sürülen zamanaşımı savunmasının süresinde olup olmadığı ihtilaflıdır.
    Dava, Mezra Belediyesi"ne karşı açılmış, dava dilekçesi o tarihte tüzel kişiliği devam eden Mezra Belediyesi"ne 28.08.2013 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı... Belediyesi davaya cevap dilekçesi vermemiştir. 10.12.2013 tarihli duruşmaya da davalı taraftan katılan olmamıştır. Bu Belediyenin 6360 sayılı Kanun ile tüzel kişiliğine son verilmesi ile dava kendisine teşmil edilen davalı ... Belediyesi"ne dava dilekçesi 27.05.2014 tarihinde tebliği edilmiş, davalı ... Belediyesi vekili 03.06.2014 tarihli cevap dilekçesinde zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. Davacı Sendika vekili, 22.07.2014 havale tarihli dilekçesinde süresinde yapılmayan zamanaşımını kabul etmediklerini beyan etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda süresinde yapılmayan zamanaşımı savunmasına davacının muvafakati olmadığından 15.07.2003-14.07.2013 tarihleri arasındaki süre için hesaplama yapılmıştır.
    Mahkeme ise, gerekçeli kararında ıslah zamanaşımına göre “manuel” hesaplama yaptığını belirterek 14.07.2008-24.07.2013 tarihleri arasındaki dönemi alacağını hüküm altına almıştır.
    Dava, 6360 sayılı Kanun ile tüzel kişiliğine 31.03.2014 tarihi itibari ile son verilen Mezra Belediyesi"nin tüzel kişiliğinin devam ettiği bir sırada yani 25.07.2013 tarihinde açıldığına, usulünce yapılan tebligata rağmen süresinde davaya karşı zamanaşımı savunması ileri sürülmediğine göre, bu Belediyenin tüzel kişiliğinin sona ermesinden sonra 6360 sayılı Kanun"un Geçici 1/13 ve HMK"nun 124 üncü maddelerine göre dava kendisine yöneltilen davalı ... açısından yeni bir cevap süresinin başlaması mümkün olmadığından, halefi olduğu belediyenin yaptığı işlemlerle bağlı olduğundan süresinden sonra yapılan ve davacının rıza göstermediği (davaya yönelen) zamanaşımı savunmasına itibar edilmesi mümkün değildir. Hal böyle olunca mahkemenin ıslah zamanaşımına göre manuel hesaplama yaptığını belirtip süresinde yapılmayan dava zamanaşımına itibar ederek resen yaptığı hesaplamaya göre alacağı hüküm altına alması hatalı olmuştur.
    3-Hüküm altına alınan sendika üyelik aidatı alacağına Toplu İş Sözleşmeleri ile kararlaştırılan ödeme gününden itibaren faiz işletilip işletilemeyeceği ve belirlenen temerrüt tarihlerinin TİS hükümlerine uygun olup olmadığı konularında taraflar arasında ihtilaf bulunmaktadır.
    Sendika üyelik aidat alacağına toplu iş sözleşmelerinde kararlaştırılan ödeme tarihlerinden itibaren faiz işletilebilmesi için, gerek 2821 sayılı Kanun"un 61 inci; gerek 6356 sayılı Kanun"un 18 inci maddesi hükümlerine göre, sendikanın sendika üyesi işçilerin isim listesi ile kesilmesi gereken aidat miktarını ve aidatın yatırılacağı banka hesabı numarasını işverene bildirmesi şarttır. “Bildirim yükümlülüğü” olarak adlandırılan bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde aidat alacağına toplu iş sözleşmelerinde öngörülen ödeme tarihlerinden itibaren faiz işletilmesi mümkün olmaz.
    Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi hesap raporunda, davacı Sendika"nın bildirim yükümlülüğünü yerine getirdiği belirtilerek toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre temerrüt tarihleri belirlenmiş ise de, davacı Sendika"nın 15.07.2005-14.07.2007 tarihlerini kapsayan Toplu İş Sözleşmesi dönemi için gönderdiği 30.06.2005 tarih ve 13427 sayılı; 15.07.2009-14.07.2010 tarihlerini kapsayan Toplu İş Sözleşmesi dönemi için gönderdiği 21.05.2009 tarih ve 17000 sayılı bildirim yazılarının tebliğ tarihi belli değildir. Bu yazıların davalı işverene ne zaman tebliğ edildiği tespit edilmelidir. Şayet davacı Sendika"nın belirtilen dönemler için bildirim yükümlülüğünü yerine getirdiği tespit edilirse, aidat alacağına toplu iş sözleşmeleri ile kararlaştırılan ödeme günü baz alınarak faiz işletilmesi gerekecektir. Aksi halde bu dönemlere ait alacaklar ayrıştırılarak dava ve gerekirse ıslah tarihinden itibaren faize karar verilmelidir.
    Öte yandan, 15.07.2005-14.07.2007 ve 15.07.2009-15.07.2010 dönem Toplu İş Sözleşmelerinde işçi ücretlerinin hakedildiği tarihten itibaren en geç 5 gün içinde ödeneceği; sendika aidatlarının ise işçi ücretlerinin ödendiği günü takip eden 7 gün içinde ödeneceği kararlaştırılmıştır. Bu durumda bu Toplu İş Sözleşmeleri dönemleri bakımından temerrüt tarihi her ayın 28 (yirmisekiz) inci günü olmalıdır. Aynı şekilde 15.07.2003-15.07.2005 dönemini kapsayan Toplu İş Sözleşmesinde sendika aidatlarının işçi ücretlerinden kesilerek 1 (bir) ay içinde ödeneceği kararlaştırılmıştır. İşçi ücretlerinin ne zaman ödeneceğine dair ayrık bir hüküm bulunmadığından kamuda ücretlerin her ayın 15 (onbeş)inde ödendiği bilinen bir durum olduğundan, bu dönem aidat alacağında temerrüt tarihi, ait olunan ayı takip eden ayın 15 (onbeşi )"i olmalıdır. Örneğin 15.08.2005-15.09.2005 ayına ait aidat alacağı bakımından temerrüt tarihi 15.10.2005 tarihi olacaktır. Mahkemenin atıf yaptığı hesap raporunda temerrüt tarihinin ait olunan ayın 23 üncü günü olarak belirlenmesi hatalı olmuştur.
    4-Mahkemenin aidat alacaklarının aylık olarak miktarını ve temerrüt tarihlerini karar yerinde göstermeyerek rapora yollama yapmakla yetinmesi, infazda tereddütlere, yeni ihtilaf ve davalara yolaçabileceğinden bozma nedenidir.
    O halde taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
    SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 24.05.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi