11. Hukuk Dairesi 2018/5503 E. , 2019/6761 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 04/10/2017 tarih ve 2016/429 E.- 2017/354 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 21/09/2018 tarih ve 2018/239 E.- 2018/937 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı kurum vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin “TRESemme” markalı ürünlerinin ilk olarak 1947 yılında üretildiğini, müvekkilinin 1955 yılından bu yana şampuanlar, saç kremleri, saç şekillendirici ürünler ve saç spreyi ürünleriyle ilgili olarak ticari faaliyette bulunduğunu, “TRESemme” ibareli markanın birçok ülkede yerel, Avrupa Birliği Fikrî Mülkiyet Ofisinde de bölgesel tescillerinin olduğunu, tüm dünyada kişisel bakım ve saç bakım ürünleri için tanınmış bir marka haline geldiğini, Türkiye"de de 2011/56799, 155228 ve 2003/00788 sayılar ile tescilli olduğunu, anılan kompozisyonla kullanılan “TRESemme” markalı ürünlerin uzun zamandır Türkiye"de de piyasada bulunduğunu, müvekkili markalarının bilinirliğinden yararlanmak isteyen davalının 01.07.2015 tarihinde müvekkili markalarının sunuş komposizyonunu aynen içerecek biçimde “TRES/herbal” ibareli, 3. sınıf ürünleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, başvuruya müvekkilince iltibas, önceye dayalı hak sahipliği, tanınmışlık ve kötüniyet gerekçeleriyle itiraz edildiğini, itirazın önce MDB tarafından reddedildiğini, bu karara yapılan itirazın ise YİDK tarafından kısmen reddedildiğini ancak "ağartma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Diş bakım ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları. Aşındırıcı ürünler: zımpara bezleri, zımpara kâğıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar. Deri, vinil, metal ve ahşap parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks.” malları için itirazın reddedildiğini ve başvurunun tescil işlemlerinin devamına karar verildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, söz konusu ürünlerin reddedilen mallar ile aynı hedef kitleye hitap eden, aynı dağıtım kanalları vasıtasıyla satışa sunulan ve raflarda yan yana yer alan ürünler olduğunu, YİDK kararında 556 sayılı KHK"nın 8/3 ve 8/4. madde hükümleri açısından inceleme yapılmamış olduğunu, davalı markasında yer alan “TRES” ibaresinin davalı markasında müvekkilinin kullandığı şekliyle ve müvekkilinin marka örneğinde olduğu gibi siyah zemin üzerine büyük harflerle ve aynı kompozisyon halinde kullanıldığını ve dikkatleri "TRES" ibaresinin üzerine çektiğini, bu durumda müvekkilinin tanınmış markası ile karıştırılma ihtimalinin çok yüksek olduğunu, marka kompozisyonunun davalı tarafından kötü niyetle seçildiğini ileri sürerek, YİDK’in 2016/M-9195 sayılı kararının iptaline ve davalı markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde bir benzerlik bulunmadığını, tanınmışlık ve kötüniyet ile önceye dayalı hak sahipliği iddialarının ispat olunamadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, “TRESemme” markalı ürünlerin ilk olarak 1947 yılında üretildiği, davacının da 1955 yılından buyana şampuanlar, saç kremleri, saç şekillendirici ürünler ve saç spreyi ürünleriyle ilgili olarak ticari faaliyette bulunduğu, “TRESemme” ibareli markanın birçok ülkede yerel ve Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisinde de bölgesel tescillerinin olduğu, anılan ülkelerde markanın kullanıldığı, itiraza mesnet diğer iki markanın hükmünü yitirdiği ancak “TRESEMME” ibareli 3.sınıf ürünleri içeren 2011/56799 sayılı markasının geçerli bulunduğu, davacının markasının “TRESEMME” ibareli olduğu, markanın ürünlerin sunumundaki fiili kullanımının siyah zemin üzerine beyaz büyük harflerle yazılan “TRES” ve devamında küçük harflerle yazılan emme ibaresinden oluştuğu, gerek bütün gerekse yalnızca “TRES“ ibaresi itibariyle özgün ve ayırt ediciliği yüksek bir işaret olduğu, davalının başvurusunun da siyah zemin üzerinde beyaz harflerle yazılmış “TRES” ibaresi yanında / işareti ve devamında küçük harflerle yazılmış “herbal” sözcüğünden oluştuğu, hemen altında küçük boyutta Türkçe karşılığı "yeni ileri teknoloji" olan “NEW ADVANCED TECHNOLOGY” ibaresinin bulunduğu, “herbal” ibaresinin Türkçe karşılığının bitkisel anlamına geldiği, işarette asıl ve ayırt ediciliğin “TRES” ibaresi ile işaretin bütünsel kompozisyonu olduğu, başvuru konusu işarette birçok unsurun bulunduğu, ancak işarette “TRES” ibaresinin bulunmasının ve bu işaretin biçim, renk ve düzenlenme tarzı itibariyle davacının tescilli ve fiilen kullanılan tescilsiz markasıyla ilişkilendirilmesi sonucunu doğuracak nitelikte bir etki bıraktığı, bu hâli ile başvuru konusu işaretin, davacı sınai haklarıyla anlamsal, görsel ve sescil olarak bıraktığı umumi intiba itibariyle aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer mahiyette bulunduğu, işarette ilişkilendirmeyi sağlayan “TRES” ibaresi ve genel kompozisyon yanında başkaca unsurlar bulunmasının başvuru konusu işareti, davacının tescilli ve fiili kullanılan markalarından ayırt edici kılmadığı ve bu farklılığın anlamsal, görsel ve sescil olarak iki işaret arasında var olan özellikle de işletmesel bağlantılandırmayı tesis edecek düzeydeki genel izleminden doğan benzerliğin etkilerini geri plâna atmaya elverişli olmadığı, başvuru ile itiraza mesnet markanın kapsamındaki mallar arasında da benzerlik olduğu, davacının önceye dayalı fiili kullanım konusu işaret üzerinde elde ettiği tescilsiz sınai hak bakımından da yukarıdaki sonuçlara ulaşılmasının kaçınılmaz bulunduğu, dava konusu işaretin tescilinin davacı aleyhine haksız rekabet yaratacağı, başvurunun kötü niyetli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne YİDK"in 2016/M-9195 sayılı kararının iptaline, davalı başvurusu tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar vekillerince ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davalı şahıs ve davalı kurum vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı kurum vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı kurum vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı kurumdan alınmasına, 04/11/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.