13. Hukuk Dairesi 2016/10888 E. , 2018/7045 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacılar vekili, müvekkili Hanife’nin davalının gelini, diğer müvekkili ... in kardeşi olduğunu, ... de oturan müvekkillerinin yatırım amaçlı Türkiye’de taşınmaz alımı için davalı tarafından ikna edildiklerini, bu kapsamda davalı tarafından mail yolu ile arazi tanıtım dosyası gönderildiğini, mesaj ve mail yoluyla yazışmaların yapıldığını, müvekkili Hanife tarafından 11.5.2011 tarihinde 26.000... diğer müvekkili ... tarafından da 6.6.2011 tarihinde 24.500 ... olmak üzere toplam 50.500 ... nın davalıya ait banka hesabına havale yolu ile gönderildiğini ancak davalının satın alınan taşınmazı kendi adına tescil ettirdiğini ileri sürerek öncelikle davaya konu taşınmazın tapusunun iptali ile tesciline, olmadığı takdirde gönderilen paranın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, her iki davacı tarafından gönderilen paraların tapu alımı ile ilgisi bulunmadığını ve tapu alımından sonra gönderildiğini, davacı ... tarafından gönderilen paranın düğün masraflarına ilişkin olduğunu, diğer davacı ... tarafından gönderilen paranın ise emanet para olduğunu ve bu davanın açıldığı öğrenilince 22.3.2012 tarihinde geri gönderildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 30.6.2015 tarih 2014/25605 esas, 2015/22595 karar sayılı ilamı ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak davacıların tapu iptal ve tescil talebinin reddine, davacı ..."ın alacak davasının kabulü ile 24.500... "nın 6.6.2011 tarihinden itiraben işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı ..."a verilmesine, davacı ...’ın alacak davasının reddine, karar verilmiş; hüküm, davacılardan ... ile davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemenin 2012/246 esas, 2014/44 karar sayılı ilamının davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 30.6.2015 tarih 2014/25605 esas, 2015/22595 karar sayılı ilamında; ‘’Davacılardan Hanife, kendisinin davalının oğlu olan eşiyle ... de oturduklarını, davalının kayın validesi olduğunu, taşınmaz alması için kardeşi olan diğer davacı ile birlikte para havale ettikleri halde davalının evi kendi üstüne aldığını bildirerek, davalıya gönderdiği bedelin tahsili için eldeki davayı açmıştır. Davalı, oğluyla yeni evlenen davacı ..."nin ... de oturduğunu, çiftin düğün masraflarının karşılanması için davacı tarafından 26.000 ... ın gönderilmiş olduğunu, gönderilen paranın oğluna ait para olup, sadece davacının hesabının kullanıldığını, diğer davacı ..."ın ise dava konusu edilen 24.500... nı emanet olarak kendisine teslim ettiğini, gönderilen paranın alınan taşınmaz ile ilgisi bulunmadığını, davacıların gönderdiği paraya ilişkin dekontta herhangi bir açıklama yapılmadığını, bu miktara ev alınamayacağını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davalının “düğün için yapılan masraflar” şeklindeki savunması bağlantısız bileşik ikrar olarak değerlendirilip ispat yükü bu konuda davalı tarafa yüklenerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacının davalıya gönderdiği, 11.05.2011 tarihli dekontta gönderilme sebebi açıklanmamıştır. Kural olarak havale bir ödeme vasıtası olduğundan bu dekonta dayalı olarak alacak isteminde bulunulması halinde ispat yükü davacı tarafa aittir. Davalının “düğün masrafı olarak verdiğim paranın iadesidir” şeklindeki savunması, bağlantısız bileşik ikrar değil, bağlantılı bileşik ikrar niteliğinde olup ispat yükünün yer değiştirmesine sebep olmaz. Bu durumda davacı taraf, davalı kayın validesine taşınmaz alması için para havale ettiği halde taşınmazı kendi üzerine aldığı iddiasını yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Mahkemece, ispat yükü ters çevrilerek davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.’’ gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Her ne kadar mahkemece, bozma ilamına uyularak, davacı Hatice Demirhas yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de, ispat yükü kendisinde olan davacının delilleri değerlendirilmemiş, bozma gereği yerine getirilmemiştir. Bozmaya uyulmakla, bozma ilamında belirtilen hususlar eksiksiz ve harfiyen yerine getirilmek zorundadır. Davacı Hatice Demishas ile davalının gelin kaynana olduğu ve 6100 sayılı HMK.’nun 203/1-a maddesi gereğince somut olayda tanık da dinlenebileceği göz önünde bulundurularak bozma ilamında da belirtilediği şekilde davacı Hatice Demirhas tarafından gönderilen paranın taşınmaz alımına ilişkin olduğuna yönelik dosyaya sunulan diğer deliller de değerlendirilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 29,20 TL harcın istek halinde taraflara iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.