Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/2239
Karar No: 2019/4911

Resmi belgede sahtecilik - nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/2239 Esas 2019/4911 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2019/2239 E.  ,  2019/4911 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık
    HÜKÜM : a)Sanık ... hakkında: Beraat
    b))Sanık ... ve ... haklarında resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından: Mahkumiyet

    Sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, hükmolunan hapis cezasının süresine göre koşullarının oluşmaması nedeniyle, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 318. maddesi gereğince REDDİNE oy birliği ile karar verilerek, duruşmasız olarak yapılan inceleme sonucu gereği görüşülüp düşünüldü:
    İzmir Cumhuriyet Başsavclığınm 06.02.2012 tarihli iddianamesi ile "... Müdürlüğünde açma-kesme şefi olarak çalışan ..., Sayaç Okuma ve Kaçak Denetim Şube Müdürü olan ... ve Abone İşleri Daire Başkanı olan ..."ın, 2004-2005-2006 yıllarında sayaç okuma ve açma-kesme işi ihalelerini alan sanık ..."ın imza yetkilisi olduğu ... Ltd. Şti. İle sanıklar ... ve ..."ın imza yetkilisi oldukları ... Tic. Ltd. Şti.nin menfaatine, merkez açma-kesme biriminde iş sayılarını fazla yazarak, gerçekte yapılmadığı halde yapılmış gibi göstererek gerçeğe aykırı belge düzenledikleri, ayrıca haksız ve usulsüz fazla ödemede bulunarak idare zararına sebep oldukları iddiasıyla açılan dava üzerine İzmir 11. Ağır Ceza Mahkmesince 02.11.2008 tarih ve 2007/94 esas sayı ile ..., ... ve ... hakkında resmi belgede sahtecilik ve kamu zararına dolandırıcılık suçlarından mahkûmiyet hükümleri kurulduğu; bu hükümle birlikte haklarında suçu duyurusunda bulunulan sanıklar ..., ... ve ..."ın, belirtilen suçlara iştirak ettikleri" belirtilerek, sanıklar ..., ... ve ... hakkında resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından kamu davası açıldığı,
    Diğer sanıklar ..., ... ve ... hakkında verilen mahkûmiyet hükümlerinin, sanıkların müdafilerinin temyizi üzerine Dairemizce 06.10.2010 tarihinde 2009/20002 esas ve 2010/10755 sayı ile onandığı,
    Sanık ..."ın savunmasında, "....Tic.Ltd.Şti"nin ortaklarından birisi ve yetkilisiyim, biz firma olarak İZSU"nun sayaç okuma, açma-kesme ve kaçak takibini yapmak üzere 2002-2004 yılları ve 2005-2006 yıllarında kendileri ile sözleşme imzaladık, bizim yaptığımız sayaç okuma ve kaçak takibi işlemi bilgisayar üzerinden yapılmakta idi, ancak açma-kesme işlemi bilgisayar üzerinden yapılmıyor, normal olarak elemanlarımız giderek bu işlemleri yapıyorlardı, İZSU"nun kontrol sistemi mevcuttur, bizim elemanlarımızın yaptığı işler İZSU tarafından kontrol edilmekteydi, yapılan işlemler İZSU"ya bildiriliyor, ÎZSU kendi içerisinde tahakkuk işlemlerini yapıyor, ilgili kişiler imzaladıktan sonra hak edişler bize gönderiliyor, biz de buna göre faturalarımızı keserek ücretimizi almakta idik, yapılan kontrolde az iş yapılmasına rağmen çok iş yapılmış gibi gösterdiğimiz iddia edilmektedir, bana göre bu ÎZSU"nun bilgisayar üzerinde yapılmayan işlemleri bilgisayar üzerinden kontrol yapmasından kaynaklanmaktadır, ayrıca ÎZSU’nun bilgisayar programı bizim yapmış olduğumuz işlemlere de uygun değildir, sonuç olarak biz yapmış olduğumuz işlemlerin karşılığını aldık, iş yapmadan yapmış gibi göstererek para almamız, sahte belge düzenlememiz ve ÎZSU"yu dolandırmamız söz konusu değildir, ayrıca bilirkişiler de mali müşavir oldukları için bilgisayar üzerinden işlem yaparak aynı şekilde hatalı rapor vermişlerdir, teftiş kurulu başkanlığı iddiasını bilgisayar çıktıklarının eksik olmasına dayandırıyor, bizim belgelerimizi incelemiyor, incelemiş olsaydı ÎZSU"nun kendisinin de bilgisayar kayıtlarını dikkate almadığını görecekti, suçsuzum. Açma-kesme iş emirlerini ÎZSU yetkilileri vermektedir, sayaç değiştirme işlemleri yazılı iş talimatıyla yapılır, ancak sahaya gidildiğinde yeni bir iş çıkarsa sözlü olarak da talimat verildiği olur, bu işlemleri elimizdeki boş formlara biz işleyerek teslim ediyoruz, sözleşmeye göre ÎZSU bütün işlemleri kontrol eder, kontrol etti mi, etmedi mi bilemiyorum, ...’i (..."ı), ..."yi tanımam, ..."ı toplantılarda birkaç defa görmüşlüğüm vardır. Bizim yapmış olduğumuz 4 ana başlıklı iş 18 tali iş olmak üzere toplam 22 iş mevcut idi, bu 22 işten 6 işin bilgisayara girilmesi mümkün değildi, bu işlerin işlemlerinin bilgisayardan yapılması mümkün değildir." dediği,
    Sanık ..."m, "Suçlamayı kabul etmiyorum, ben ... Ltd.Şti.nin sahibiyim, belediyenin 2004-2006 yıllarında açmış olduğu ihaleye girerek kazandık, belediye ile aramızda 2.800.000TL üzerinden sözleşme imzaladık, ben Bursa"da bulunurum, İzmir"deki işlerimizi yürütmek üzere genel koordinatör olarak ..."ı atadık, kendileri gerekli çalışma ve düzenlemeyi yaparak sayaç okuma işini ve kesme-bağlama işini yapıyordu, belediye ile yapmış olduğumuz sözleşme gereği her ay hak edişlerimiz olması gerekenden daha az olmakta idi, toplamda 1 yıl sonucu toplam hakedişimiz 2.800.000TL olması gerekirken 2.400.000TL olarak gerçekleşmiştir, ben genel koordinatöre hak edişlerin sözleşme seviyesine çıkartılması için çalışma yapmasını söyledim, ancak hiçbir zaman hak edişler sözleşmede belirlenen seviyeye çıkmış değildir, ben teknik olarak işin detayını bilmiyorum, açma-kesme işlemlerini koordinatörün yönetiminde elemanlarımız yapmakta idi, savunmam ve delillerim bundan ibarettir. Yapmış olduğumuz sözleşmeye göre yapılması gereken işlemler tespit edilmiştir, atamış olduğumuz genel koordinatör sözleşme gereği yapılması gereken tüm işleri usulüne uygun olarak yapması için görevlendirilmiştir, kendisinde resmi vekaletimiz mevcuttur, elemanların alınması ve çalıştırılmalarında bizim hiçbir rolümüz yoktur, tamamıyla o işlemleri genel koordinatör yapmaktaydı,. hakedişlerin düzenlenmesinde bizim elemanlarımızın hiçbir rolü yoktur, hakedişler tamamen ÎZSU elemanları tarafından düzenlenir, ... Enerji ile ilgili benim hiçbir ilgim, alakam yoktur, yapılan işler arasında da herhangi bir bağlantı mevcut değildir." şeklinde savunmada bulunduğu,
    Sanık ..."ın ise savunmasında, "Ben üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, ben ... Elektrik Mühendislik San.ve Tic.Lmt.Şti"nin ..."la ortağıyım, şirketin Türkiye"nin her tarafında ihaleye girip, kazandığımız ihaleye göre çalışmaktayız, yapacağımız işe göre elemanlara ihaleye aldığımız kurum eğitim vermektedir, yine denetimi ihaleyi aldığımız kurum yapmaktadır, ben İstanbul"daki işlere baktığımdan dolayı İzmir"e hiç gitmedim diğer ortağım ... İzmir"e giderek yaptığımız işleri kontrol ederdi, iddianamede belirtilen şahısları tanımam, yapılan işler karşılığında fatura kesiliyordu, bu faturalar dahi İzmir’de kesilmekteydi, ben kesinlikle faturaya imza atmadım, faturayı da görmedim, üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, beraatime karar verilmesini istiyorum" dediği,
    Dinlenen tanıklar ..., ... ve ... ile savunma tanıklan ... ve ...nun, sanıkların savunmalarını doğrular nitelikte beyanda bulundukları,
    ÎZSU Genel Müdürlüğünün 19.10.2012 tarihli cevap yazısında, suç tarihlerinde sahada gerçekleşen iş ve işlemlerin tamamının bilgisayarla değil manuel olarak da yapıldığının bildirildiği,
    Mahkeme tarafından, ".. sanıklar ... ve ..."ın azmettirmeleri olmadan hükümlü ..."ın resmi belgede sahtecilik suçunu işlemesi için bir sebep bulunmadığı, resmi belgelerde sahtecilik yaparak fazlaca tahakkuk ettirmiş olduğu, bedellerin sanıklar tarafından hak edişlerle alınmasının ve hükümlü ..."a para verilmemesi halinde hiçbir menfaatin bulunmadığı, suç işlemesi için de herhangi bir sebebin olmadığı, aksine sanıklar ... ve ..."ın azmettirmesi ile gerçek hak edişlerin dışında binlerce iş fazla yapılmış olarak hükümlü ... tarafından gösterildiği, buna bağlı olarak tahakkukların yapıldığı ve sanıklar ... ile ... tarafından bu paraların belediyeden çekilip bir kısmını hükümlü ..."a verildiği, bir kısmının ise kendileri tarafından mal edinildiği ve bu şekilde sanıklar ... ve ..."ın TCK"nin 40/2,38/1 maddeleri uyarınca azmettiren olarak memur hükümlü ..."ın resmi belgede sahtecilik eylemine katıldıkları" kabul edilerek, sanıklar ... ve ..."ın her iki suçtan mahkûmiyetlerine; sanık ..."ın ise, aksi sabit olmayan savunmasına göre diğer sanık ... ile firmalarında iş bölümünün mevcut olduğu, ..."ın İzmir"deki işlerden sorumlu olduğu, sanık ..."in ise İstanbul"daki işlerden sorumlu bulunduğu bu durum karşısında gerçekleştirilen sahtecilik-dolandırıcılık suçlarına katıldığına dair kesin bir kanaatin oluşamadığı, durumun şüpheli kaldığı" belirtilerek, her iki suçtan beraatine karar verildiği,
    Anlaşılmıştır.
    TCK"nin 204. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen "görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenleme" suçu, sadece kamu görevlisi tarafından işlenebilen "özgü suç" olduğundan; aynı Kanun"un 40. maddesinin 2. fıkrası gereğince, bu suçun işlenişine iştirak eden diğer kişiler ancak azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilir. Kamu görevlisi olan ve hakkındaki mahkûmiyet hükmü kesinleşen diğer sanık ..."ın işlediği suçtan, kamu görevlisi olmayan sanıkların sorumlu tutulabilmeleri için, ..."ı belirtilen suça azmettirmeleri veya ona yardım etmeleri gerekmektedir.
    Mahkeme tarafından, sanıklar ... ve ..."ın, ..."a para vermemeleri halinde, hiçbir menfaati olmayan bu kişinin suç işlemesi için bir sebebin olmayacağı belirtilerek, adı geçen sanıkların ..."ı sahtecilik suçuna azmettirdikleri kabul edilmiş ise de; dinlenen tanıklar ile haklarındaki mahkûmiyet hükümleri kesinleşen diğer sanıkların bu konuda bir beyanları bulunmamaktadır. Bu suçu işlemesi için ..."a para verdikleri ise varsayıma dayanmaktadır.
    1- Bu durumlar karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanabilmesi için;
    a) 2004-2006 yıllarında yapılan işlerle ilgili gerek bilgisayar ortamında gerekse manuel düzenlendiği belirtilen belgelerin ve işlemlerin getirtilerek, yapılan işlerle hak edişler arasında fark olup olmadığı konusunda üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan rapor alınması,
    b) Suç tarihlerinde, hakkında iş emirleri düzenlenen aboneler ile iş emirlerini sahada yerine getiren personelin kimlikleri belirlendikten sonra, bunlardan kanaat oluşturacak sayıdaki kişilerin tanık olarak dinlenmesi; kendilerinden iş emirlerine manuel olarak ilave edilen işlerin gerçekten yapılıp yapılmadığının, yapılmamış ise yapılmış gibi gösterilmesi konusunda sanıkların ..."ı azmettirip ettirmediklerinin sorulması,
    c) ..."ın tanık olarak dinlenmesi; sanıkların sahte belge düzenlemesi konusunda kendisini azmettirip ettirmediklerinin veya bu konuda kendisine herhangi bir para verip vermediklerinin sorulması,
    d) İZSU Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu görevlileri tarafından ifadeleri alınan, ancak duruşmada dinlenmedikleri anlaşılan ..., ..., ..., ..., ... ve ... "in tanık olarak dinlenmeleri; kendilerinden, iş emirlerine manuel olarak ilave edilen işlerin sisteme veya başka bir ortama kaydedilip edilmediğinin, bilgisayar menüsünde karşılığı olmadığı için giriş yapılamayan iş tipi olup olmadığının, sanıkların ... ile görüşmeleri ve irtibatları olup olmadığının sorulması,
    e) Sanıklar ile yetkilisi oldukları şirketlerin ve ..."ın 2004-2006 yıllarına ilişkin bankalardaki hesap hareketlerini gösteren belgelerin, ayrıca sanıklar ya da yetkilisi oldukları şirketler tarafından ..."a para havalesi yapılmış ise bu konudaki belgelerin ilgili bankalardan getirtilmesi,
    f) Sanık ... Karadağ"ın, suç tarihlerinde ... Elektrik Ltd. Şti."ni temsile yetkili olup olmadığının, aynı tarihlerde bu şirketi temsilen suç konusu işlerle ilgili belgeleri imzalayıp imzalamadığının araştırılması,
    Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak, sanıkların ..."ı veya diğer kamu görevlilerini sahtecilik suçuna azmettirip ettirmediklerinin, buna bağlı olarak sanıkların gerek sahtecilik gerekse dolandırıcılık suçuna iştirak edip etmediklerinin belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
    2- Kabule göre;
    a) Sanıklar ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulurken, TCK"nin 158. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendi uyarınca, adli para cezasının suçtan elde edilen haksız menfaatin iki katından az olamayacağı dikkate alınarak, elde edilen haksız menfaatin iki katının, aynı Kanun"un 52. maddesi gereğince sanığın ekonomik ve diğer şahsi hâlleri göz önünde bulundurularak 20 ilâ 100 TL arasında belirlenecek miktara bölünmesi suretiyle TCK"nin 61. maddesinin 8. fıkrası uyarınca temel gün para cezasının belirlenmesi, bu miktar üzerinden diğer artırma ve indirimler yapılarak bulunacak gün para cezasının 52. madde uyarınca sanığın ekonomik ve şahsi hâllerini de göz önünde bulundurarak günlüğü 20 ilâ 100 TL arasında takdir olunacak miktar ile çarpılması suretiyle sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerekirken; TCK"nin 43. maddesinin uygulanmasından sonra gün para cezasının TL"ye çevrilerek haksız olarak elde edilen menfaatin iki katına çıkarılması ve daha sonra TCK"nin 168. maddesinin 2. fıkrası ve 62. maddesinin 1. fıkrası gereğince indirim yapılarak sonuç cezanın belirlenmesi suretiyle eksik para cezasına hükmolunması,
    b) Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükümle ilgili TCK"nin 62. maddesinin uygulanması ile belirlenen sonuç adli para cezasının 142.240 TL yerine 142.250 TL olarak fazla belirlenmesi,
    c) Sanıklar ... ve ... hakkında TCK"nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı gereğince yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... müdafileri ve ... müdafii ile Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, sanıklar ... ve ..."ın kazanılmış hakkının 1412 sayılı CMUK"nin 326. Maddesinin son fıkrası gereğince saklı tutulmasına, Başkan ... ve Üye ..."ın karşı oyları ve oy çokluğu ile 21.05.2019 tarihinde karar verildi.

    KARŞI GÖRÜŞ:

    Sayın çoğunluğun bozma ilamının 1/a-b-c-d-e-f bentlerinde yazılı eksik araştırma nedenleriyle hükümlerin bozulmasına ilişkin bozma düşüncelerine iştirak etmek mümkün olmamıştır. Şöyleki,
    TCK"nin 204/2. maddesinde kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçu düzenlenmiş olup, suç, kamu görevlisinin görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi belgeyi sahte olarak düzenleme, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirme, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleme veya sahte resmi belgeyi kullanma şeklinde işlenmektedir. Suçu oluşturan eylemler yönünden TCK"nin 204/1. maddesi ile aynı nitelikte fiillerle işlenmesine rağmen 204/1. maddesinden farklı olarak TCK"nin 204/2. fıkrasında 1. fıkrada sayılan bu seçimlik hareketler dışında tatbikatta fikri ya da içerik sahteciliği olarak isimlendirilen gerçeğe aykırı belge düzenleme eylemine yer verilmiş olup, kamu görevlisinin düzenlemeye yetkili olduğu o belgeyi gerçeğe aykırı olarak düzenlemesi içerik sahteciliği olarak nitelendirilmektedir. İçerik sahteciliğinde fail bu suçu görevini yerine getirirken ve görevin gereği olarak resmi belge düzenlerken işleyecektir. TCK" nin 204/2. maddesinde yazılı suçu sadece bir kamu görevlisi işleyebilir. Bu niteliği itibariyla özgü suçtur.
    İştirak hükümleri yönünden genel kurallara tabi olan kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunda resmi belge düzenlemeye yetkili kamu görevlisi ile resmi belge düzenlemeye yetkili olmayan faillerin suça iştirakleri durumunda TCK"nin 40. maddesinde yazılı bağlılık kuralı hükümlerinin uygulanması gündeme gelecektir. Anılan maddenin 2. fıkrası "Özgü suçlarda ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişi fail olabilir. Bu suçun işlenmesine iştirak eden kişiler ancak azmettiren ya da yardım eden olarak sorumlu tutulur " hükmü amirdir. Yani 5237 sayılı TCK"nin sistematiğinde bu suça kamu görevlisi olmayan diğer kişilerin ancak şerik olarak katılması kabul edilmiştir.
    Bu açıklamalar ışığında somut olayın incelenmesine gelince ;
    İzmir C. Başsavcılığının 06/02/2012 tarihli iddianamesiyle; sanıkların resmi belgede sahtecilik, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçlarını işlediklerinden bahisle TCK"nin 37/1. maddesi delaletiyle 204/2, 43/1, 158/1 (e), 43/1, 53/1. maddelerinden cezalandırılmaları istemiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda mahkemece;
    "Sanık ..."ın ... Ltd.Şti. yetkilisi ve sorumlusu olduğu, sanıklar ... ve ..."ın ise .... Ltd. Şti. yetkilisi ve sorumlusu oldukları, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile elektrik ve su sayaçları ile ilgili açma-kesme işlemleri üzerine anlaşmalarının mevcut olduğu, bu anlaşma gereği yapılan işlemlerin günlük olarak görevli memurlar tarafından bilgisayarlara işlendiği, bu şekilde yapılan ve bilgisayara işlenen işlemlerle ilgili dava dışı hükümlü ..."ın yükleneceği sanıkların temsilcisi olduğu firmalar tarafından yapılıp gönderilen gerçek işlerin hak edişlerinin hükümlü ... tarafından hazırlandığı, hükümlü ..."un yüklenici firmalar tarafından yapılan işlerin gerçeğin çok üzerinde gösterilmek suretiyle yüklenici firma alacaklarının tahakkuk ettirildikleri, tahakkuk ettirilen bedellerin sanık ..."ın ve sanık ..."ın yetkili sorumlusu oldukları firma görevlileri tarafından tahsir edildiği, aralarında mevcut gizli antlaşma gereği bu paralardan bir kısmının hükümlü sanık ..."a ödendiği, kalan kısmının ise sanıklar ... ve ..."da kaldığı, bu şekilde sanıklar ... ve ..."ın azmettirmeleri ile hükümlü sanık ..."ın resmi belgelerde sahtecilik ve kamu kurumu aleyhine dolandırıcılık suçlarını işledikleri, sanık ..."ın yetkili sorumlusu olduğu firmanın suç tarihlerinde toplam 170.699,00TL, diğer firma yetkilisi ..."ın ise 264.270,00TL İzmir Belediyesini dolandırdıkları, bu şekilde üzerlerine atılı resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını işledikleri kabul edilmiş; ... Elektrik yetkili sorumlusu ... hakkında da resmi belgede sahtecilik ve kamu kurumu aleyhine dolandırıcılık suçlarından açılan davada, diğer sanık ... ile firmalarında iş bölümünün mevcut olduğu, ..."ın İzmir"deki işlerden sorumlu olduğu, sanık ..."in ise; İstanbul"daki işlerden sorumlu bulunduğu kabul edilerek diğer sanıkların sübuta eren sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarına bir iştirakinin bulunmadığı gerekçesi ile beraatine karar verilmiştir.
    Hükümlü ... hakkında İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/11/2008 gün, 2007/94 Esas, 2008/268 Karar sayılı ilamı ile kamu görevlisi olan ve ödemeye esas puantaj belgelerini düzenleyen sanık ... hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan TCK"nin 204/2, 43/1. maddeleri uyarınca 7 yıl hapis ve dolandırıcılık suçundan ise TCK"nin 158/1-c-son, 43/1 maddeleri uyarınca 8 yıl 9 ay hapis ve 1.841.180.00 TL para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş bu karar Yargıtay 11. Ceza Dairesince onanarak kesinleştiği ve kesinleşen karar ile birlikte bu davaya konu sanıklar hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Kamu görevlisi olmayan sanıklar ... ve ..."ın özgü suç olan resmi belgede sahtecilik suçundan fail olabilmeleri için TCK"nin 40/2. maddesi uyarınca azmettiren veya yardım eden olarak suça katılmaları gerektiği, maddi menfaat temin etmek amacıyla işlenen suçların niteliği gereği sanıklar ... ve ..."ın azmettirmeleri olmadan hükümlü ..."ın resmi belgede sahtecilik suçunu işlemesi için bir sebep bulunmadığı, resmi belgelerde sahtecilik yaparak fazlaca para tahakkuk ettirmiş olduğu, bedellerin sanıklar tarafından hak edişlerle alınmasının ve hükümlü ..."a para verilmesi halinde hiçbir menfaatinin bulunmadığı gibi resmi hesaplara gelir olarak giren bu tutarlar nedeniyle vergi ve diğer yükümlülüklerinde doğacağı nazara alındığında sanıklar ... ve ..."ın azmettirmesi ile gerçek hak edişlerin dışında binlerce iş fazla yapılmış olarak hükümlü ... tarafından gösterildiği, buna bağlı olarak tahakkukların yapılarak sanıklar ... ile ... yetkilisi olduğu şirketlerin hesaplarına yatırıldığı hususunda kuşku bulunmadığı gibi bu sanıkların gerçeğe aykırı puantaj belgeleri ile tahakkukları yapılan paraların kendi yetkilisi oldukları şirket hesabına yatırılmış olmasına nazaran sanıklar ... ve ..."ın, hükümlü ..."ın kamu görevlisinin resmi evrakta sahteciliği suçuna TCK"nin 40/2, 38/1. maddeleri uyarınca azmettiren olarak katıldıklarının kabulüne dair yerel mahkemenin kararında bir isabetsizlik yoktur.
    Zira asıl gayesi maddi menfaat elde etmek olarak işlenen suçlar sonunda elde edilen haksız paranın sanıkların yetkilisi olduğu şirket hesabına yatırılmış olması ve bu sanıkların şuça şerik olarak katılımı olmadan elde edilen menfaate hakkındaki hüküm kesinleşen ..."ın ulaşabilmesine imkan bulunmamaktadır. Bu itibarla dolandırıcılık suçunun işlenmesi için öncül suç olan kamu görevlisinin resmi evrakta sahteciliği ve sahte belgelerle işlenen dolandırıcılık suçuna sanıkların iştirak ettiklerinin kabulünde oluş, hayat tecrübeleri, mantıksal örgü itibarıyla bir isabetsizlik söz konusu değildir.
    Öte yandan anılan şirketler tarafından ihale ile belli dönemler dahilinde İzmir Büyükşehir Belediyesinden alınan sayaç okuma, kesme ve açma işlemlerinin niteliği gereği sistemde kayıtlı olan 1.242.592 olan iş sayısının puantaj cetvellerinde sanık ... tarafından 1.986.324 olarak gösterilmesinin gerek işin niteliği ve gerekse sistem ve puantaj belgeleri arasındaki 743.732 iş sayısı farkı nazara alındığında olayın sistemsel bir sorundan kaynaklandığının kabulü de mümkün bulunmamaktadır.
    Kaldı ki ... hakkında kamu görevlisinin resmi evrakta sahteciği ve dolandırıcılık suçlarından kurulan hükümler daha önce Yargıtay onaması ile kesinleştiği de gözetilmek durumundadır. ... yönünden delillerin hükme yeter nitelik ve derecede toplandığı Yargıtay onamasından anlaşılmakla birlikte sistem kayıtları ile puantaj belgelerinde belirtilen sayılara ilişkin bilirkişi raporu da aldırılmıştır. Dosya kapsamından sistem ve puantaj belgelerindeki iş sayıları farkı net olarak ortaya konulduğu gibi KDV dahil 311.836 ve 201.425 (KDV hariç 264.268 ve 170.699) TL tutarlı haksız menfaat miktarları da net biçimde hesaplanmıştır. Bu yönüyle eksik araştırma konusu bulunmadığı gibi sanıklar ... ve Bekaş"ın maddi menfaat temini amacıyla işlenen bu suçlarda paranın hesabına yattığı şirketlerin yetkilileri olmaları ve belediyeden çıkan paranın bizzat bu şirketlerin tasarrufuna girmesi nedeniyle suça iştirak ettikleri hususunda kuşku ya da duraksama bulunmadığından eksik araştırmaya konu bir husus bulunmamaktadır.
    Ayrıca İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/105 esas, 2012/149 sayılı kararı ile de sanıklara ait firmaların aleyhine davacı belediyenin açmış olduğu davanın kabulüne karar verildiği de anlaşılmaktadır.
    Belirtilen nedenlerle sanık ... hakkında kurulan beraat hükmünün doğrudan; sanıklar ... ve ... haklarındaki mahkumiyet hükümlerinin ise bozma ilamının 2/a-b-c bentlerinde yazılı nedenlerle düzeltilerek onanması gerektiği düşüncesiyle, sayın çoğunluğun bozma ilamının 1/a-b-c-d-e-f bentlerinde yazılı bozma nedenlerine iştirak etmek mümkün olmamıştır.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi