22. Hukuk Dairesi 2015/26424 E. , 2015/29356 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, 01.12.2008 tarihinde davalı bankanın Abdi İpekçi İstanbul Şubesinde Operasyon yetkilisi olarak çalışmaya başladığını, 2010 yılının Aralık ayından itibaren davalı bankanın Ostim şubesinde yönetmen yardımcısı olarak çalışmaktayken ortada bir sebep yokken 03.03.2014 tarihinde sözlü olarak yapılan bildirim ile gişe görevlisi olarak görevlendirildiğini, verilen görevin eskisine nazaran daha alt seviyede olduğunu, bu sebeple eski yerinde çalışmaya devam ettiğini, bunun üzerine davalı banka yetkilileri tarafından müvekkilinin gişede görev yapmama sebebi ile ilgili olarak savunmasının alındığını, davacının gişede oturarak gişe işlemlerinin yapılmadığı gerekçesi ile iş sözleşmesinin feshedildiğinin, işverence yapılan feshin geçersizliğinbe ve davacının işe iadesine, işe başlatılmama durumunda ödenecek ücretin fesih sendikal sebeplerle yapıldığından müvekkilinin bir yıllık ücreti olarak belirlenmesine, boşta geçen süreler için dört aylık ücretin ve diğer haklarının ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın açmış olduğu işe iade davasının haksız ve yersiz olduğunu, 01.12.2008 tarihli iş sözleşmesi gereğince aynı tarihte İstanbul Abdi İpekçi Şubesi nezdinde operasyon sorumlusu "uzman" olarak çalışmaya başladığını, davacının bu şubede çalışırken yönetmen yardımcısı unvanına yükseldiğini ancak kasa açmadığı için kasa tazminatı almadığını, eş durumu sebebiyle Ankaradaki şubelerden birine tayin istediğini, Ankaradaki şubelerde yapılan inceleme sonucunda bulunduğu yetki ve unvan çerçevesinde uygun bir pozisyon bulunamadığı için talebin kabul edilmesi imkanının olmadığının elektronik posta adresi ile bildirildiği, bunun üzerine davacının 05.05.2011 tarihli dilekçesi ile 31.05.2011 tarihi itibariyle istifa ettiğini bildirdiğini, haksız ve kötü niyetli açılan davanın reddini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, kanuni dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanılarak feshedilebileceği düzenlenmiştir. Söz konusu geçerli sebepler İş Kanunu’nun 25. maddesinde belirtilen derhal fesih için öngörülen haklı sebepler olduğu gibi, bu nitelikte olmamakla birlikte, işçinin ve işyerinin normal yürüyüşünü olumsuz etkileyen hallerdir. İşçinin sık sık rapor alması kanunun gerekçesinde bu sebepler içinde sayılmıştır. İşçinin yeterliliğinden veya davranışlarından kaynaklanan sebepler ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde fesih için geçerli sebep olabilirler. İş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli sebeplere dayandığı kabul edilmelidir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda, davacının 25.05.2011 tarihli Ankaraya nakil talebinin Ankara Şubesinde yine yönetmen yardımcısı unvanında operasyon personeli (gişe yetkilisi görevi dahil) olmak üzere görevlendirmeyi kabul etmesi durumunda 01.06.2011 tarihi itibariyle naklinin gerçekleştirileceğinin bildirildiği, davacının da yazılı beyanı ile bu görevlendirmeyi kabul ettiği, davacının feshe konu olayda gişe işlemlerini yapmayı kabul ettiği ancak çalışma yerinin gişe bölümü olmasına itiraz ettiği ve yerini değiştirmediği anlaşılmakla davacıdan başka gişe işlemi yapacak personel bulunmaması ve yapılacak işin gereği davacının bu itirazı yerinde değildir. Söz konusu davranışın iş yeri düzenini ve iş akışını olumsuz yönde etkilediği ve bununda fesih için geçerli sebep oluşturduğu gözetilmeksizin davanın kabulü hatalıdır.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 300,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 20.10.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi