Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/2585
Karar No: 2019/4827
Karar Tarihi: 12.03.2019

Görevi yaptırmamak için direnme - tehdit - hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2017/2585 Esas 2019/4827 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Yerel mahkeme, bir sanığın görevi yapmamak için direnme, tehdit ve hakaret suçlarından mahkumiyetine karar vermiştir. Ancak, temyiz sırasında verilen kararın usulsüz tebliğ edildiği belirtilerek, temyiz davasının reddedilmesine karar verilmiştir. Hakaret suçunun aynı kasıt altında ve kısa aralıklarla iki müştekiye karşı işlenen tek bir suç olarak kabul edilmesi gerektiğine dair bir açıklama yapılmıştır. Tehdit suçuyla ilgili herhangi bir tartışma olmamıştır. Eğer tehdit suçu görevi yaptırmamak için direnme suçu ile birlikte işlenmemişse, uzlaşma işlemlerinin usulüne uygun olarak gerçekleştirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, TCK'nın 53/1-b maddesi Anayasa Mahkemesi'nin 2015 tarihli bir kararı ile iptal edildiği için infaz evresinde gözetilebileceği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve 2. maddeleri
- TCK'nın 58. maddesi
- TCK'nın 53/1-b maddesi (iptal edilmiştir)
- TCK'nın 43. maddesi
18. Ceza Dairesi         2017/2585 E.  ,  2019/4827 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : Görevi yaptırmamak için direnme, tehdit, hakaret
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet

    KARAR

    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre; sanığın yokluğunda verilen gerekçeli kararın sanığın adres kayıt sistemindeki adresine öncelikle Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre tebliği, mümkün olmaması durumunda aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca tebliğ edilmesi gerektiği gözetilmeden, doğrudan Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligatın usulsüz olması nedeniyle temyizin süresinde olduğu belirlenerek, dosya görüşüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
    A) Sanık ..."e yükletilen görevi yaptırmamak için direnme eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanun"a uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanıın kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
    Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun"da öngörülen suç tipine uyduğu,
    Adli sicil kaydında tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında TCK"nın 58. maddesi uygulanmamış ise de, aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,
    TCK"nın 53/1-b maddesinin, Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile iptal edilmesinin infaz evresinde re"sen gözetilebileceği,
    Anlaşıldığından sanık ..."in ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
    B) Sanığa yükletilen tehdit ve hakaret suçlarından kurulan hükümlerin temyizinde ise; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak;
    1- Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulu"nun 2013/13-293 esas, 2013/297 karar ve 11/06/2013 tarihli kararında da kabul edildiği üzere TCK"nın 43. maddesinin ikinci fıkrası; "Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır" hükmünü içermekte olup, zincirleme suçtan farklı bir müessese olan ve aynı neviden fikri içtima olarak kabul edilen bu durumda, fiil yani hareket tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Burada, hakaret tek olduğu için, fail hakkında bir cezaya hükmolunacağı, ancak bu cezanın Kanun"un 43/1. maddesine göre artırılacağı öngörülmüştür. Ancak burada kastedilen, fiil ya da hareketin, doğal anlamda değil hukuki anlamda tekliğidir. Hakaret suçunun farklı mağdurlara karşı tek fiille gerçekleştirildiğinden söz edilebilmesi için hakaretin mutlaka ortak söz veya davranışlarla gerçekleştirilmiş olması şart değildir. Her bir mağdura veya mağdurlardan bazılarına özel olarak hitap edilerek hakaret içeren sözler söylenmiş veya davranışlarda bulunmuş olsa bile objektif bir gözlemcinin bakış açısıyla bakıldığında failin hareketlerinin tek bir iradi karara dayalı olduğu, aralarında yer ve zaman bakımından bağlantı bulunduğu, bu nedenle bir bütünlük oluşturduğu sonucuna ulaşılması durumunda, fiilin hukuken tek olduğu kabul edilmelidir.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda, sanığın katılan ... ve ..."ya sinkaflı sözlerle hakarette bulunduktan sonra kamu görevlileri olan polislere hitaben de hakaret etmesi biçimindeki eylemlerinin, aynı kasıt altında ve kısa aralıklarla her iki müştekiye karşı işlenen tek bir hakaret suçunu oluşturduğu ve hakaret suçundan bir kez mahkumiyetine karar verilerek cezasından TCK"nın 43/2. maddesi uyarınca arttırım yapılması gerektiği gözetilmeden, iki kez mahkumiyetine karar verilmesi katılanlara hakaretin ayrı suç olarak kabulü halinde eylemin tehdit suçu ile birlikte işlenmesi nedeniyle suç tarihinde yapılan uzlaşma işlemleri geçersiz olduğundan sanığa katılanlara yönelik hakaret suçu yönünden uzlaşma teklifinde bulunulması,
    3- Tehdit suçunun görevi yaptırmamak için direnme suçu ile birlikte işlenip işlenmediğinin tartışılmaması,
    4- Katılanlara tehdit suçunun görevi yaptırmamak için direnme suçu ile birlikte işlenmediğinin kabulü halinde, hükümden sonra yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik CMK"nın 253/1. madde hükmü uyarınca, TCK"nın 106/1. maddesinin ilk cümlesinde düzenlenen tehdit suçu uzlaşma kapsamına alındığından, 6763 sayılı Kanun"un 35. maddesiyle değişik CMK"nın 254. maddesi uyarınca usulünce uzlaştırma işlemleri yerine getirilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
    Bozmayı gerektirmiş ve sanık ..."in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak, tehdit suçundan kurulan hükmün başkaca yönleri incelenmeksizin HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken aleyhe temyiz olmadığından, 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 12/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi