10. Hukuk Dairesi 2014/9376 E. , 2014/13287 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Malatya 1. İş Mahkemesi
Tarihi :27.02.2014
No :2012/368-2014/79
İstem, SGK Başkanlığınca açılan dava yönünden itirazın iptaline, sigortalı tarafından açılan dava bakımından ise sigortalılık bildirimlerinin geçersiz sayılması yönündeki Kurum işleminin iptaline ilişkindir.
Mahkemece, birleştirilen davalarda, Kurumun talebi reddedilip sigortalının istemi aynen hüküm altına alınmıştır.
Hükmün, Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi T. Ö.. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava dışı işveren G.. İ...Turizm … Ltd. Şti.’ne ait işyerinde yapılan denetim sonrasında düzenlenen 27.02.2012 tarihli Sosyal Güvenlik Denetmenliği Raporu üzerine, sigortalı davacının anılan işyerinden gerçekleştirilen 08.06.2010 – 25.10.2011 dönemine ait bildirimlerinin gerçeğe aykırı ve fiili çalışmaya dayanmadığı gerekçesiyle iptal edilerek sağlık hizmet giderleri bakımından borç tahakkuk ettirildiği, anılan borcun yasal faiziyle birlikte tahsili için başlatılan icra takibine yasal süresinde itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanaklarından olan 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların sigortalı sayılacağı belirtilmiş, 7. maddesinde, sigorta hak ve yükümlülüklerinin 4. maddenin 1. fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için çalışmaya başladıkları tarihten itibaren başlayacağı açıklanmış, 92. maddesinde, kısa ve uzun vadeli sigorta kapsamındaki kişilerin sigortalı ve genel sağlık sigortalısı olmasının zorunlu bulunduğu, bu Kanunda yer alan sigorta hak ve yükümlülüklerini ortadan kaldırmak, azaltmak, vazgeçmek veya başkasına devretmek için sözleşmelere konulan hükümlerin geçersiz olduğu hüküm altına alınmıştır. Anlaşıldığı üzere zorunlu sigortalılık niteliği, işveren ile çalışan arasında hizmet akdi (iş sözleşmesi) ilişkisinin kurulması ve çalışmaya/çalıştırılmaya başlanması ile kazanılmakta, yazılı
olarak düzenlenen veya sözlü olarak kararlaştırılan akitle birlikte, sigortalılığın oluşumu yönünden eylemli (fiili = gerçek) çalışma olgusunun varlığı da gerekmektedir.
Diğer taraftan davanın diğer yasal dayanağı, söz konusu Kanunun 86/9. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
İnceleme konusu davada mahkemece yapılan yargılamada 3 tanığın anlatımları esas alınmış ise de bunlardan ikisinin aynı gerekçeyle bildirimleri iptal edilen sigortalı olması, üçüncüsünün de işveren şirketin ortağı konumunda bulunması karşısında bu kişilerin beyanlarına dayanılamayacağı ortadadır. Bu bakımdan, T.T.. C.., Açıl İş Merkezi, A. B..Altı adresinde bulunan işyeri ile aynı çevrede faaliyet yürüten işverenler ve çalışanlar yöntemince belirlenerek bilgi ve görgülerine başvurulmalı, belirdiği takdirde tanık anlatımları arasındaki çelişkiler giderilmeli, toplanan tüm kanıtlar değerlendirilip fiili çalışmanın var olup olmadığı açıklıkla saptandıktan sonra karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.