Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5172
Karar No: 2019/1345
Karar Tarihi: 27.02.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/5172 Esas 2019/1345 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/5172 E.  ,  2019/1345 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar dahili davacı ... vekili tarafından süresinden sonra davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-
    Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı, 3039 ada 1 parsel sayılı taşınmazını, oğlu olan davalı ..."a ölünceye kadar bakması karşılığı devretmek isterken davalının hileli davranışları ile taşınmazları satış suretiyle temlik ettiğini, bu işlemi dava tarihinden 1 hafta önce davalı oğlunun evi terk etmesini istemesi üzerine öğrendiğini, okuma yazma bilmediğini, satış iradesinin bulunmadığını, kendisine herhangi bir para da ödenmediğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama aşamasında ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
    Davalı, iddiaların doğru olmadığını, zamanaşımı süresinin geçtiğini, taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını, davacının eşinin baskısı ve telkinleri sonucu bu davayı açtığı belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının okur-yazar olduğu hususunun ispatlanamadığı, bu durumda tapu müdürlüğündeki işlemin satış tarihi itibariyle iki tanık huzurunda yapılması gerekirken yapılmadığı, ayrıca satış iradesinin de bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının 3039 ada 1 parsel sayılı taşınmazını 29.04.2001 tarihinde satış suretiyle ilk eşinden oğlu olan davalı ..."e satış suretiyle temlik ettiği, yargılama aşamasında ölümü üzerine diğer mirasçıları ilk eşinden olan kızı ...ile 3. eşi ..."nin davaya dahil edildikleri anlaşılmaktadır.
    Davalının temyiz dilekçesinin dahili davacı ... vekiline 01.03.2016 tarihinde tebliğ edildiği, dahili davacı ... vekilinin temyize cevap ile katılma yoluyla temyiz dilekçesini 30.03.2016 tarihinde verdiği, bu durumda, 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nın 433/2. maddesinde belirlenen 10 günlük yasal temyiz sürenin geçirildiği, ayrıca temyiz başvuru harcı ve peşin harcın yatırılmadığı anlaşılmakla dahili davacı ... vekilinin temyiz talebinin süreden REDDİNE,
    Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
    Bilindiği üzere; hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
    Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
    Bunun yanında Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde düzenlendiği üzere “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Yine 6100 sayılı HMK’nun 190/1. maddesi gereğince “ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
    Somut olayda; dinlenen davacı tanıkları satışa ilişkin bilgilerinin olmadığını bildirdikleri, davalı tanığı Dilek"in ise "babam olan davacının okur yazarlığı vardır, babam bana dava konusu yeri abine veriyorum sana bir şey vermiyorum, razımısın diye sordu bende razıyım verebilirsin dedim, bu şekilde babam abime dava konusu yeri verdi.." şeklindeki beyanı ve toplanan deliller nazara alındığında temlikin iradi olduğu, davacının iddiasını kanıtlayamadığı anlaşılmaktadır.
    Öte yandan, dosya içerisinde bulunan davacı ..."ın, Atatürk İlkokulunu orta derece ile bitirdiği, 21.10.1981 tarihli okul dışı ilkokul diplomasından davacının okur-yazar olduğu görülmektedir.
    Hâl böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir.
    Davalı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.Başkan

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi