4. Hukuk Dairesi 2016/11045 E. , 2018/6787 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ... ve ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 28/08/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayet ve haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 22/03/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız şikayet ve haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili; davalının haksız şikayeti nedeniyle her iki davacı hakkında ceza yargılaması yapıldığını ancak yargılama sonucunda beraatlerine karar verildiğini belirterek haksız şikayet nedeniyle ve olay günü polisler tespite geldiği esnada davalının davacılardan ..."in üzerine yürüyerek tekme atmaya çalışarak tehdit ettiği gerekçesiyle de bu davacıya yönelik haksız fiil nedeniyle ayrı ayrı maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı; davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; davacılar hakkında "mala zarar verme" eyleminden dolayı yapılan ceza yargılamasında davalının davacıları Taş Kafe önünde yemek yerken görmesi üzerine buraya onların zarar verdiğini düşünerek şüphe içerisinde emniyete beyanda bulunduğu, davacıların yapılan yargılama sonrasında beraat ettikleri gerekçesiyle bu olay nedeniyle istenen manevi tazminat talebinin reddine, davalının davacılardan ..."e yönelik üzerine yürüme ve tekme atma eylemi nedeniyle manevi tazminat istemi hakkında ise tanık beyanlarından anlaşılacağı üzere davalının adı geçen davacıya yönelik tehdit içerikli herhangi bir eylemi olmadığı, davacı ..."in davalıya yönelik elini boğazına götürmesinden sonra davalının davacı ..."ın üzerine yürümeye çalıştığı olay günü davalının hareketinin davacı tarafça yanlış anlaşılabilecek bir hareket olması ve davacının eylemine tepki olarak gerçekleştiği gerekçesiyle bu manevi tazminat istemine ilişkin davanın da reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 297/1-c madde ve bendinde; "tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" 2. bendinde ise ""Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir"" şeklinde düzenleme mevcuttur.
Davacı vekili, dava dilekçesinde davalının haksız şikayet ve haksız fiili niteliğindeki eylemleri nedeniyle manevi tazminat müvekkillerinin ceza davasında avukatla temsil edilmeleri nedeniyle de maddi tazminat isteminde bulunmuştur.
Anayasa"nın 141. maddesinin üçüncü fıkrasında, bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılacağı belirilmiştir. Adil ve hakkaniyete uygun yargılanma hakkının bir gereği olarak gerekçeli karar hakkı; kararın hukukiliğini, kararda tarafların taleplerinin karşılanıp karşılanmadığını ve ulaşılan sonuçların somut olaya uygunluğunu denetleme imkanı sunar. Aynı zamanda bu hak davanın taraflarının yanında, demokratik bir toplumda kendi adlarına verilen yargı kararlarının sebeplerini toplumun öğrenmesnin sağlanması için de gereklidir. Bu anlamda, bir hükmün hangi unsurları ihtiva etmesi gerektiği HMK"nın 297. maddesinde belirlenmiştir. Yargılama sırasında taraflarca ileri sürülen ve davanın sonucunu değiştirecek nitelikte bulunan iddia ve savunmaların açık ve somut olarak ve makul bir gerekçeyle yanıtlanması gerekir. Aksi durum, Anayasa"nın 141. maddesine aykırılık oluşturur. Makul gerekçe ise davaya konu olay ve olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi kabule göre ve hukuksal düzenlemelere dayandırılarak ortaya konulduğunu, olay ve olgular ile hüküm arasındaki bağlantıyı gösterecek nitelikte olmalıdır.
Somut olayda mahkemece manevi tazminat istemleri reddedilmiş, davacıların maddi tazminat istemine ilişkin talepleri ise ne gerekçede ne hükümde değerlendirilmiştir. Davacıların tüm taleplerinin değerlendirilmesi gerekirken HMK’nın 297. maddesine aykırı biçimde maddi tazminat istemlerine ilişkin olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeyerek eksik hüküm kurulması doğru değildir. Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 08/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.