Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2012/4691 Esas 2013/5911 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4691
Karar No: 2013/5911

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2012/4691 Esas 2013/5911 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2012/4691 E.  ,  2013/5911 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ :İhtiyati Tedbir

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sırasında mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, 03.05.2010 tarihli ihtiyati tedbir kararı temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    Mahkemece, 03.05.2010 tarihli tensip kararı ile ihtiyati tedbir kararı verilmiş ise de, yapılan yargılama sonucu verilen nihai hükümle birlikte ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verildiğinden konusu kalmayan temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple, temyiz talebinin REDDİNE, oyçokluğuyla karar verildi.06.03.2013 (Çrş.)

    (Muhalif)

    KARŞI OY YAZISI
    6100 sayılı HMK.nun 391/3. maddesinde ihtiyati tedbir talebinin reddi halinde kanun yoluna başvurulabileceği, 394/5. maddesinde de ihtiyati tedbirle ilgili yerel mahkemece itiraz üzerine tesis edilen karara karşı da kanun yoluna başvurulabileceği öngörülmüş, aynı yasanın “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341. maddesinin birinci fıkrasında da, ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulacağı hükme bağlanmıştır.
    Ayrıca, 361. maddesinde temyiz edilebilen kararlar, 362. madedesinde ise temyiz edilemeyen kararlar tek tek sayılmıştır. 361. maddede, ihtiyati tedbire ilişkin verilen kararların temyize konu edileceğine dair bir düzenlemeye yer verilmezken 362. maddenin birinci fıkrasının ( f ) bendinde geçici hukuki korumalar hakkında verilen kararların açıkça temyiz edilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Hemen belirtilmelidir ki, kanun yolundan maksadın istinaf, ihtiyati tedbir kararının da geçici hukuki koruma niteliğinde olduğu tartışmasızdır.

    Öte yandan, 6217 sayılı Kanunla 6100 sayılı Yasaya eklenen Geçici 3. maddenin birinci fıkrasındaki; “Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete"de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” şeklindeki düzenlemeyle bölge adliye mahkemeleri kuruluncaya kadar 1086 sayılı Yasanın temyize ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam edileceği öngörülmektedir.
    Bu durumda, temyiz incelemesinin yönteminin belirlenmesinde olduğu gibi temyize tabi kararların kapsamının belirlenmesinde de anılan kanun hükümlerinin gözetilmesi gerektiği açıktır. 1086 sayılı Yasanın temyize ilişkin hükümlerinin yer aldığı 427 ilâ 454. maddesi hükümleri gözetildiğinde; "ihtiyati tedbir kararlarına karşı yapılan itirazların reddine” ilişkin kararların temyize tabi olduğuna ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır.
    Yukarıda açıkladığım nedenlerle ihtiyati tedbir kararlarının temyizinin mümkün bulunmadığı düşüncesindeyim. Bu sebeplerle değerli çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.