20. Hukuk Dairesi 2017/6612 E. , 2019/6601 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı taraf dava dilekçesinde özetle; 2510 ve 1306 sayılı kanunlar gereği 1981 yılında Hazine adına tapuya kayıt edilen taşınmazın bir bölümünün 1.000.000,00.-TL bedelle murisleri Mehmet Beğkondu"ya satıldığını, 30 yıldan fazla süreyle de kendilerinin zilyetliğinde olduğu, bu şekilde oluşan Eylül 1981 tarih 27 sıra numaralı tapu kaydının Kurudere köyünde yapılan genel kadastro çalışmaları sırasında 129 ada 4 sayılı parsele uygulanarak, kargir ev ve arsa niteliğiyle murisleri...... adına tesbit edildiğini, ancak Hazine tarafından açılan kadastro tespitine itiraz davası neticesinde verilen kararın kesinleşmesi üzerine parselin Hazine adına tescil edildiği, Hazinece satılan taşınmazın tapu kaydının yine Hazinece iptali istenmekle doğan zarar nedeniyle; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00.-TL tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş, 25.08.2011 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesiyle ise tazminat isteğini, 54.288,66.-TL"nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmek suretiyle ıslah etmiştir.
Mahkemece; bozma öncesindeki 20.09.2011 tarihli 2011/393 E. - 2011/716 K. sayılı gerekçeli kararda; "davanın kabulü ile, davalı Hazine hukuka aykırı satış ve tapuya tescil işlemi nedeni ile davacıları zarara uğrattığından, davacıların zararı olan 54.288,66.-TL"nin 10.000,00.-TL"si için dava tarihinden itibaren, 44.288,66.-TL"si için ıslah tarihi olan 25.08.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine" karar verilmiş, hükmün davalı Hazine vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 17.04.2012 tarih, 2012/2615 E. - 2012/5932 K. nolu ilamı ile; "Yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu vasıtasıyla keşif yapılarak, denetlemeye olanak veren bilimsel verileri içeren rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve yetersiz bilirkişi raporuyla hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş, bozmaya uyan mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davacı vekilinin, taşınmazın beyanlar hanesinde binanın davacıların murisine ait olduğu açıklamasının yazılması sebebiyle tazminat davasının konusuz kaldığını beyan ettiği, bu ifadenin tapu kaydına yansıyan beyanın davacılar bakımından yeterli olduğu, tazminat isteklerinin son bulduğu, davanın bu sebeple konusuz kaldığı biçiminde yorumlanması gerektiği, 6100 sayılı HMK"nın 331/1. maddesinin, "Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder." hükmünü amir olduğu, bozma öncesi verilen kararda ve Yargıtay bozma ilamında, davacıların mülkiyet hakkının zedelendiğinin, bu nedenle ödenenparaların iadesini talep etmekte haklı oldukları hususunun kesinlik kazanmış olduğu, bu durumda davanın açıldığı sırada davacıların haklı oldukları, davalı Hazine"nin tahsil ettiği parayı ödemeyerek muaraza çıkardığı ve davacıların dava açmaya zorlandığı hususlarının da tespit edildiği, HMK"nın 331/1. maddesi hükmü de gözönüne alındığında, davacıların işbu davanın açılmasına kendi kusurlu davranışlarıyla sebebiyet vermedikleri, aksine davalı Hazinenin davaya sebebiyet verdiği, konusuz kalan dava esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılması gerektiği gerekçesiyle "konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Hazinece yapılan satış suretiyle oluşan tapu kaydı esas alınarak yapılan kadastro tespitinin iptali yoluyla oluşan zararın tazminine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamına göre; davalı Hazinenin yüklenen yargılama giderlerine ve vekalet ücretine münhasıran temyiz isteminde bulunduğu anlaşılmakla; davanın açıldığı sırada davacıların haklılık durumlarının mahkemece dikkate alınarak HMK"nın 331/1. maddesi delaletiyle davacıların işbu davanın açılmasına kendi kusurlu davranışlarıyla sebebiyet vermedikleri, aksine davalı Hazine"nin davaya sebebiyet verdiği hususları belirlenerek oluşturulan mahkeme kararının gerekçesinde ve dayanılan kanuni delillerin tartışılmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davalı Hazinenin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 13/11/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.