Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/16481
Karar No: 2018/7012
Karar Tarihi: 21.06.2018

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/16481 Esas 2018/7012 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, davacının Vakıfbank ile yaptığı kredi sözleşmesi kapsamında DASK sigortası yaptırdığını ancak hasarın sigortadan önceki dönemde gerçekleştiği gerekçesiyle ödeme yapılmayacağına dair talebinin reddi halinde poliçe yapmayan acenta ve sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ettiğini belirtmiştir. Davalı DASK, davacının hasarı gizlediğini ileri sürerek sorumlu olmadığını savundu. Davalı Vakıfbank ise deprem sigortası yaptırma yükümlülüklerinin bulunmadığını savunmuştur. Mahkeme, davanın kabulüne dair verilen kararın uyuşmazlığın tüketici mahkemesi sıfatı ile görülmesi gerektiği, hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşturulduğu ve başka bir şirketin taraf olarak dahil edildiği gerekçeleriyle bozulmasına karar vermiştir. HMK'nun 294. maddesi gereği mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim etmeli ve hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların gösterilmesi gerektiğini belirtmiştir. HMK'nun 297/2 ve 298/2 maddeleri de gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olmaması gerektiğini belirtmektedir. HUMK'nun 440/I maddesi uyarınca karar düzeltme yolu açık tutulmuştur.
13. Hukuk Dairesi         2016/16481 E.  ,  2018/7012 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)



    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulün ekısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılardan ... ve Vakıflar Bankası avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR
    ... Cumhuriyet Mahallesi Işık Sokak Seylan Sitesi C Blok ... 13 Numara ..." adresinde bulunan daireyi satın almak için davalı banka ile kredi sözleşmesi yaptığını, sözleşme kapsamında dask sigortasının banka tarafından yaptırılacağı için prim ödemeleri için otomatik ödeme talimatı verdiğini, banka tarafından 26.10.2011 tarihinde "zorunlu deprem sigortası" yaptırıldığını, taşınmazının 09.11.2011 tarihinde meydana gelen ikinci depremde hasar gördüğünü, bu nedenle DASK’a başvurduğunu, ancak kendisine hasarın sigortanın yapılmasından önceki dönemde meydana gelen deprem sırasında gerçekleşmiş olması nedeniyle ödeme yapmayacaklarını söylediklerini, ancak acentanın yaptığı poliçede ilk depremden sonra hasarın bulunmadığının belirtildiğini beyanla hasarın DASK’tan karşılanmasına, bu talebinin reddi halinde süresinde poliçe yapmayan acenta ve sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı DASK, davacının 23.10.2011 tarihinde meydana gelen deprem sırasında konutunda meydana gelen hasarı gizlediğini, bu nedenle doğru bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmediğini ileri sürerek ekspertizleri aracılığıyla tespit ettikleri 20.753,88 TL hasardan sorumlu olmadıklarını savunmuşlardır.
    Davalı Vakıfbank AŞ, dava konusu taşınmaz için davacının bankaları nezdinde konut kredisi kullandığını, ancak sözleşmeyle kendilerine deprem sigortası yaptırma yetkisi verildiğini, deprem sigortasını yaptırma yükümlülüklerinin bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne dair verdiği kararın dairemizce 2015/20184 Esas, 2015/21841 Karar Sayılı ilamı ile 25/06/2015 tarihinde, mahkemece, uyuşmazlığın tüketici mahkemesi sıfatı ile görülmesi gerekirken genel mahkeme sıfatı ile görülüp sonuçlandırılması usul ve yasaya aykırıdır gerekçesiyle bozulması üzerine, bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde yine davalı DASK yönünden davanın kabulüne; 20.753,88 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı DASK"tan alınarak davacıya verilmesine, davalı ... AŞ"ye yönelik isteğin reddine karar verilmiş ve hüküm davacı ile davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    1-6100 sayılı HMK.nun 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK.nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK.nun 298/2 maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir. Somut olayda dava; davacının, davalı bankadan aldığı kredi ile satın almış olduğu yine davalı banka tarafından zorunlu deprem sigortası yaptırılan taşınmazın depremde hasar görmesi nedeniyle uğradığı zararın davalılardan tahsili gerektiği sebebine dayanılarak açılmıştır. Davalı banka hasardan sorumlu olmadığını, davacı ile aralarındaki sözleşme gereğince sigortasını yaptırmak zorunda olmadığını, davalı DASK ise hasarın sigortanın yapılmasından önce gerçekleşen depremde meydan geldiğini, davanın bu nedenle reddi gerektiğini savunmuştur. Ancak mahkemece verilen kararın gerekçe kısmında ‘Davalılardan Vakıfbank AŞ"nin davacıya kullandırdığı kredi nedeniyle dava konusu taşınmazda ipotek alacaklısı olduğu, kredi sözleşmesinde -davalı Vakıfbank AŞ"nin- zorunlu deprem sigortası yapabileceğine ilişkin yetki verildiği, ancak davalılardan Vakıfbank AŞ"nin buna karşın sigorta sözleşmesini akdetmediği, bu nedenle ortaya çıkan zarardan dolayı diğer davalıyla birlikte sorumlu tutulması gerektiği’ denilmiş olmasına rağmen hüküm kısmında davanın bu davalı yönünden reddine karar verilerek hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşturulmuştur. Ayrıca gerekçede ‘davacı vekilinin talebi üzerine, dava Eureko sigorta yönünden tefrik edilmiş ve işlemden kaldırılmıştır.’ denilmesine rağmen hüküm başlığında Euroko Sigorta A.Ş. davalı olarak gösterildiği için hükmün yargılama giderleri, harçlar ve vekalete ilişkin kısımlarının bu şirkete karşı da ileri sürülebilmesine neden olunarak dosyanın tarafı olmayan bir tüzel kişiliğin taraf olarak davaya dahil olunmasına sebep olunmuştur. Bu husus, az yukarıda açıklanan gerekçeli karar ve hüküm fıkrasının birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırı olduğu gibi, 10.4.1992 gün ve 1991/7 esas ve 1992/4 sayılı İBK.nada aykırıdır. Mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturacak şekilde karar vermesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre davacı ve davalıların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalıların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde davalılardan Vakıflar Bankasına iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi