23. Hukuk Dairesi 2016/9601 E. , 2018/3361 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasındaki ayıp nedeniyle tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan gelen olmadığından incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra incelemenin evrak üzerine yapılmasına karar verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı kooperatif üyesi olan müvekkilinin davalı ..."dan villa satın aldığını, 23.10.2011 tarihinde Van"da meydana gelen depremde villada ağır hasar meydana geldiğini, bu nedenle müvekilinin yazlık villayı sadece arsa payı olarak sattığını ileri sürerek, yazlık villanın yeniden yapım bedeli olan şimdilik 50.000 TL"nin faizi ile davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, öncelikle zamanaşımı itirazında bulunarak, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma "1163 sayılı Kooperatifler Kanunu hükümleri dikkate alınarak davaya ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiğini" dair Dairemizin uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davacının satın aldığı villanın deprem sırasında ağır hasar gördüğüne dair 20.08.2013 tarihli İl....... yazısı dışında herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, aynı sitedeki villalarda hasar farklılığı bulunduğu, keşif sırasında dava konusu taşınmazın 3. kişiye satışı sebebiyle kapalı olmasından dolayı bilirkişi kuruluna hasar mukayesesi yaptırma olanağının bulunmadığı, bu nedenle ilgili kurum tarafından tanzim edilen raporun gerçeğe uygunluğunun mahkemece denetlenemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davacının, kooperatif hissesini davalı ..."dan devralmak suretiyle davalı kooperatif üyesi olduğu sabittir. Olayda hisse devreden davalı ..."ın sorumluluğundan bahsedebilmek için taraflar arasında düzenlenen hisse devir sözleşmesinde davalı ..."ın inşaat kusurundan ötürü davacıya taahhüdünün bulunması ..../...
S.2.
gerekmektedir. Bu itibarla, mahkemece davacı ile davalı ... arasında düzenlenen hisse devir sözleşmesi dosya içerisine celbedilerek, davalı ..."ın inşaat kusurundan dolayı davacıya herhangi bir taahhüdünün bulunup bulunmadığı üzerinde durulması, şayet taahhüdünün bulunmadığının tespiti halinde ise davalı ... yönünden şimdiki gibi davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
3-Ayıplar yapının tesliminden sonra, meydana gelen deprem nedeniyle oluşan hasarların incelenmesi sırasında anlaşılabilmiştir. Bu nedenledir ki, gizli ayıp niteliğinde olduklarının kabulünde zorunluluk vardır. (BK 362. madde) Gerçektende gizli ayıp, kısa bir tanımlama yapmak gerekirse; eserin teslimi sırasında ilk bakışta görülemeyen, muayene ile hemen anlaşılamayan, sonradan kullanılmakla veya somut uyuşmazlıkta görüldüğü gibi deprem ve benzeri bir olay vesilesi ile ortaya çıkan bir ayıptır. Ayıplı iş ise vasıf eksikliğini ifade eder. (YHGK, 08.10.2003 T. 2013/15-474 Esas, 2003/545 K.) O sebeple de vasıf eksikliği bulunduğu veya ayıplı inşaa edildiği anlaşılan binalar nedeniyle yüklenicinin sorumlu olması gerekir. Şu halde mahkemece yapılması gereken iş, mahalinde keşif yapılmak suretiyle bilirkişi kurulundan rapor alınarak, inşaatın 1995 tarihli deprem ve imar yönetmeliğine uygun şekilde yapılıp yapılmadığının ve davalı kooperatifin kusurunun bulunup bulunmadığının belirlenmesi, davalı kooperatifin kusurunun bulunduğunun tespiti halinde ise 1995 tarihli deprem ve imar yönetmeliğine göre saptanan gizli ayıpların giderilmesi için gerekli bedelin, aynı yönetmelik esasları doğrultusunda ve dava tarihindeki serbest piyasa rayiçleri üzerinden hesaplattırılması ve bulunacak bedelin hüküm altına alınması, aksi halde ise şimdiki gibi red kararı verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.