213 sayılı Vergi Usul Kanunu"na muhalefet - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2016/1896 Esas 2017/1398 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/1896
Karar No: 2017/1398
Karar Tarihi: 20.03.2017

213 sayılı Vergi Usul Kanunu"na muhalefet - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2016/1896 Esas 2017/1398 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, sahte fatura ve yanıltıcı belge kullanmak suçundan beraat etmiştir. Ancak, defter ve belgeleri gizlemek suçundan hüküm kurulmuştur fakat dava konusu bu suç değildir. Bu nedenle, karar bozulmuştur. Sanık hakkındaki kamu davası ise zamanaşımı nedeniyle düşürülmüştür. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında, sanığa yüklenen suçların yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğuna dikkat çekilmiştir. Ayrıca, suçun işlendiği tarihten temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle kamu davası düşürülmüştür. Suç tarihinde yürürlükte olan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımından bahsedilmiştir. Sanık hakkındaki kamu davasının düşürülmesi, 765 sayılı TCK’nun 102/4,104/2. ve CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca isteme uygun olarak gerçekleştirilmiştir.
(Kapatılan)21. Ceza Dairesi         2016/1896 E.  ,  2017/1398 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"na muhalefet
    HÜKÜM : Beraat

    1-)Sanık hakkında “2004 takvim yılında sahte fatura ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanmak” suçlarından kurulan beraat kararına yönelik yapılan incelemede;
    Gerekçeli karar başlığında yanlış yazılan suç tarihinin 16.04.2005 tarihi olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
    5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen ‘2004 takvim yılında sahte fatura ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanmak’ suçlarının yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği tarihden, temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış olup, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta CMUK.nun 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/4,104/2. ve CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca isteme uygun olarak DÜŞÜRÜLMESİNE,
    2-)Sanık hakkında “defter ve belgeleri gizlemek” suçundan kurulan beraat kararına yönelik yapılan incelemede;
    5271 sayılı CMK"nun 225. maddesi uyarınca hükmün konusu iddianamede gösterilen fiilden ibaret olup, davanın dayanağı olan 12.02.2008 tarih ve 2008/682 Esas sayılı iddianame anlatımında defter ve belgeleri gizlemek suçunun dava konusu edilmediği, görevsizlik kararında da bu hususa yer verilmediği gözetilmeden, açılmış bir dava bulunmadığı halde defter ve belgeleri gizlemek suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 20.03.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.