Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2016/11487 Esas 2016/10035 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/11487
Karar No: 2016/10035
Karar Tarihi: 24.11.2016

Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2016/11487 Esas 2016/10035 Karar Sayılı İlamı

23. Ceza Dairesi         2016/11487 E.  ,  2016/10035 K.

    "İçtihat Metni"

    Güveni kötüye kullanma ve suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçlarından şüpheliler ... ve.. ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda,... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 06/06/2014 tarihli ve 2014/64401 soruşturma, 2014/79093 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın “kovuşturma aşamasına geçilip dava açılmasının yerinde olacağı” gerekçesiyle kabulüne dair... 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 15/12/2014 tarihli ve 2014/656 değişik iş sayılı kararını müteakip,... Cumhuriyet Başsavcılığınca, aynı olayla ilgili olarak verilen 25/02/2015 tarihli ve 2015/27989 soruşturma, 2015/21805 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik yapılan itirazın reddine ilişkin... 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 18/09/2015 tarihli ve 2015/1490 değişik sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 17/05/2016 gün ve 2112-2016-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07/06/2016 gün ve 2016/227731 sayılı yazısıyla dairemize gönderilmekle okundu.
    Kanun yararına bozma isteminde;
    ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 06/06/2014 tarihli ve 2014/64401 soruşturma, 2014/79093 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulüne ilişkin... 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 15/12/2014 tarihli ve 2014/656 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince kesin nitelikte olması karşısında, Cumhuriyet savcısınca adı geçen şüpheliler hakkında müsnet suçlardan kamu davası açılması gerektiği gözetilmeden, itiraz hakkında bu nedenle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi yerine, işin esasa girilerek yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26/02/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak 01/03/2016 tarihinde yürürlüğe giren 16/01/2016 tarih ve (1) sayılı kararının Yargıtay Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen (II) numaralı bölümün ortak hükümler kısmında “Çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adli para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır, hükmünü amirdir.
    İncelenen dosya içeriğine göre, kovuşturmaya yer olmadığı kararına konu suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçunun cezası, 5237 sayılı TCK"nın 282. maddesine göre üç yıldan yedi yıla, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun cezası ise aynı Kanun"un 155/2. maddesi gereğince bir yıldan yedi yıla kadar hapis cezasından ibaret olduğu gözetildiğinde;
    Kanun yararına bozma talebi ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu"nun 12/02/2016 Tarihli ve 2016/1 sayılı Kararı gereğince, kanun yararına bozma yasa yolu ilgili incelemenin Yargıtay (16.) Ceza Dairesinin görevi dâhilinde olduğu kanaatine varılmış olup; Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın ilgili Daireye gönderilmesine, 24/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.