11. Hukuk Dairesi 2018/5563 E. , 2019/6741 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 02/11/2017 tarih ve 2017/135 E.- 2017/406 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 10/10/2018 tarih ve 2018/77 E.- 2018/1021 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının “BİZİM LOKANTA+Şekil” “BİZİM PASTACI+Şekil” gibi çok sayıda tanınmış “BİZİM” ana unsurlu tescilli markasının bulunduğunu, davalının 10.03.2015 tarihinde "BİZİM BALIKÇI YEŞİLKÖY" ibareli 35/1-6 ve 43/1-4.sınıf ürün ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2015/20139 sayılı başvurunun kötüniyet, tanınmışlık ve iltibas nedeniyle reddi istemiyle itirazda bulunduklarını, ancak davalı TPMK YİDK"nin 2017/M-1091 sayılı kararıyla haksız olarak itirazı reddettiğini, kötüniyetli başvurunun tescilinin müvekkili markalarıyla iltibasa neden olacağı gibi onların tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını, itibar ve ayırt edici karakterine zarar vereceğini ileri sürerek, davalı TPMK YİDK"nin anılan kararının iptaline, tescil edilmiş olması halinde diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, markalar arasında iltibas ve benzerlik olmadığını, anılan işareti davalının 1986 yılından bu yana zaten kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davacının markalarının "BİZİM" ibareli olduğu, uzun süreli kullanım ve yaygın dağıtım ile margarin ve benzeri ürünlerle ilgili sektörde tanınmışlık vasfını edindiği, davalının markasının ise "BİZİM BALIKÇI YEŞİLKÖY" ibareli olduğu, başvuru kapsamındaki bir kısım hizmetlerin genel olarak davacı markalarının kapsamında yer aldığı, ancak başvuru konusu "BİZİM BALIKÇI YEŞİLKÖY" ibareli işaretin ayırt edici ve baskın unsurları nazara alınarak yapılan gözlemde görsel, sescil ve anlamsal olarak bıraktığı umumi intibaı itibariyle davacının tanınmışlık vasfı bulunan "BİZİM" ibareli markaları ile iltibasa neden olacak derecede benzer olmadığı, ayrıca özellikle 35 ve 43. sınıf ürünlerin ve hizmetlerin niteliğine göre tüketicilerin daha fazla dikkat gösterecekleri, esasen iki işaretin uzun süreli fiili kullanımı sırasında aralarında iltibas doğduğuna yönelik bir iddianın da bulunmadığı, bunun gerçek hayatta iki işaret ve markanın tescil edildikleri gibi kullanılmaları halinde karışıklık doğmayacağını gösterdiği, emsal gösterilen kararlara konu işaretlerin farklılığı karşısında bu davada kriter olarak nazara alınmalarının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce, "BİZİM" ibaresinin başvuru kapsamındaki tüm sınıflar için ayırt ediciliği yüksek bir kelime olduğu, başvuruda "BİZİM" ibaresinin üst kısımda, büyük harflerle ve dikkat çekecek şekilde, "Balıkçı" ve "Yeşilköy" ibarelerinin ise alt kısımda ve küçük harflerle yer aldığı, bu yazım şeklinin davalı tarafından asıl tescil edilmek istenen ibarenin "BİZİM" ibaresi olduğunu gösterdiği, "Balıkçı" ibaresinin TDK Sözlüğüne göre, "balık tutan veya satan kimse" anlamına gelip başvuru kapsamındaki 35/5 ve 43/1. sınıf hizmetler için tanımlayıcı nitelikte olduğu, "Yeşilköy" ibaresinin ise İstanbul"da bir semt adı olup her iki ibarenin de başvuruda tali unsur konumunda bulunduğu, başvurunun asıl unsurunun "BİZİM" ibaresi olduğunun kabulü gerektiği, davacının itirazına mesnet tüm markalarının asıl unsurlarının "BİZİM" ibaresi olduğu konusunda ise bir tereddüt bulunmadığı, bu itibarla tarafların marka olarak kullanmak istedikleri ibareler arasında 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunduğu, Yargıtay 11. HD"nin benzer uyuşmazlıklarda verdiği kararların da bu yönde olduğu, alınan bilirkişi raporunda da aynı görüşün bildirildiği, markaların kapsadığı emtiaların aynı ve benzer olduğu, her ne kadar davalı ... vekilince, davalının markasını uzun yıllardır kullandığı, davacının da buna karşı çıkmadığı belirtilerek, öncelikle kullanıma dayalı haklarının gözetilmesi talep edilmişse de, davalı vekilince davalının dava konusu marka tescil başvurusu yönünden, kazanılmış hak yaratacak önceki tarihli tescilli bir markasının bulunduğunun iddia ve ispat edilmediği gibi, TPMK YİDK kararının iptali istemine ilişkin işbu davada, kendisinden önce tescilli bir marka varken, marka tescil başvurusu yapan davalının, öncelikli kullanıma dayalı hak sahipliği savunmasının dinlenemeyeceği gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın kabulü ile davalı TPMK YİDK’nın 2017-M-1091 sayılı kararının iptaline, davalı ... adına 18.07.2017 tarihinde tescil edildiği anlaşılan 2015/20139 sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan ayrı ayrı alınmasına, 04/11/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.