Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/10746 Esas 2017/4973 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/10746
Karar No: 2017/4973
Karar Tarihi: 15.06.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/10746 Esas 2017/4973 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davanın konusu kefil olarak atılan imzanın inkarına yönelik menfi tespit istemidir. Davacı, kredi nedeniyle kefil sıfatıyla takip yapıldığını ve imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek, davalıya borçlu olmadığının tespitini, ödemelerin faiziyle istirdatını ve kötüniyet tazminatının tahsilini talep etmiştir. Mahkeme dava konusu takibin 2000 yılında yapıldığını, 2003-2009 yılları arasında maaşından kesinti yapıldığını ve davacının kesintiye rıza gösterdiğini belirterek davanın reddine karar vermiştir. Ancak İİK'nun 72/7. maddesi gereği istirdat isteminin ödeme tarihinden itibaren bir yıl içinde yapılması gerektiği ve inkar edilen imzanın davacıya ait olup olmadığı yönünde bir inceleme yapılmadan karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddesi: İİK'nun 72/7. maddesi.
19. Hukuk Dairesi         2016/10746 E.  ,  2017/4973 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, davalı bankanın müvekkili aleyhine dava dışı ..."a kullandırılan kredi nedeniyle kefil sıfatıyla takip yaptığını, banka görevlileri ile sözlü görüşme nedeniyle takibe itiraz süresinin kaçırıldığını, müvekkilinin maaşından kesintiler yapıldığını, sözleşmelerdeki kefil imzasının müvekiline ait olmadığını, müvekkilinin kefil olarak sorumlu olmadığını ileri sürerek, davalıya borçlu olmadığının tespitini, ödemelerin faiziyle istirdatını ve kötüniyet tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının takibe itiraz etmediğini, maaşından kesintilere itiraz etmediğini, davacının kötüniyetli olarak dava açtığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, dava konusu sözleşmedeki asıl borçlunun davacının kardeşi olduğu, dava konusu takibin 2000 yılında yapıldığı, 2003-2009 yılları arasında maaşından kesinti yapıldığı, davacının kardeşini ceza yargılamasından korumak amacıyla işbu dava tarihine kadar dava açmadığı, kesintiye rıza gösterdiği , bu aşamada imza itirazında bulunmanın hakkın kötüye kullanımı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan kefil sıfatı ile atılan imzanın inkarına yönelik menfi tespit istemine ilişkindir. İİK"nun md. 72/7. fıkrası uyarınca istirdat isteminin ödeme tarihinden itibaren bir yıl içinde yapılması gerekir. Ancak icra dosyasında alacağın tamamen tahsil edilmediği anlaşılması halinde bu süre işlemeye başlamayacağından mahkemece bu hususun resen gözetilmesi gerekir. Kabul şekline göre de, inkar edilen imzanın davacıya ait olup olmadığı yönünde bir inceleme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.