19. Hukuk Dairesi 2018/2941 E. , 2020/162 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülmekte olan asıl ve birleşen itirazın iptali davalarının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda verilen kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi tarafından verilen davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabul kısmen reddine, davalı vekilinin istinaf talebinin reddine ilişkin hükmün davacı vekilince duruşmasız, davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vek. Av. ... ... ile davalı vek. Av. ... gelmiş olmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunan taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
- KARAR -
Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili, davacının 1924 doğumlu olup yaşlı olduğunu ve davalı bankanın Topağacı ... şubesinde mevduat ve menkul değerler hesapları bulunduğunu, davacının yeğeni olan dava dışı..."in 2008 yılında bir dönem davacının evinde kaldığını, adı geçenin davalı bankanın çalışanlarının yardım ve işbirliği ile bankadaki 3 ayrı hesaptan hileli işlemler ile müvekkiline ait mevduatı zimmetine geçirdiğini, ayrıca müşterek bir hesap açtığını, davacının bu hesaptan haberi olmadığını ve müşterek hesap sözleşmesi de imzalanmadığını, bu hesapla ilgili farkın kendisine verilmesini sağladığını, internet dolandırıcılığı yapılarak ve bankanın ihmalli davranışı sonucu bu olayların meydana geldiğini, durumun 14/07/2008 tarihinde banka tarafından aranması sonucunda öğrenildiğini, olayda gerek davacının yeğeninin, gerekse bankanın kusuru bulunduğunu, davacının zarara uğradığını, söz konusu tutarların tahsili için gerek asıl davaya, gerekse birleşen davalara konu icra takiplerinin başlatıldığını belirterek asıl ve birleşen davalar yönünden itirazın iptaline, takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili, davalı bankaya husumet yöneltilemeyeceğini, davacının dava dışı yeğeninin davacının şifresini bildiğini, para aktarma ve hesap kapama diğer işlemlerin usulüne uygun olarak internet güvenliği teyidide belirlenip buna göre işlemlerin yapıldığını, kredi kartı kullanılarak internet şifresinin alındığı ve bu yolla dolandırıcılığın önünün açıldığı yolundaki iddialarıda kabul etmediklerini, banka kayıtlarına müşteri tarafından banka sistemine tanımlanan ve banka tarafından hiçbir koşulda bilinmeyen ve sadece müşterinin bilmesi beklenen kişisel bilgiler ve şifreler olmaksızın girilmesininde mümkün bulunmadığını, olayın davacının kusurundan kaynaklandığını, davacının kartın çalındığına dair bir bildirim de yapmadığını bildirerek asıl ve birleşen davaların reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının üç ayrı mevduat hesabından yeğeni dava dışı... tarafından 08/07/2008 tarihli işlemler ile 167.353,89 TL, 167.936,08 TL, 108.932,28 USD miktarın çekilerek farklı hesaplara aktarıldığı, davacı bankanın hatalı eylem ve işlemlerinin zararın oluşmasında %75 oranında etkili olduğu, %25 oranındaki kusurun ise davacıya ait bulunduğu, meydana gelen zararı Topağacı şube personelinin müşterek hesap açarken müşterisi olan davacının bulunmamasını hiç dikkate almayarak usulsüzlükler yapılmak suretiyle bir şekilde imzaların tamamlatıldığı,Fulya şubesi ATM’si tarafından alıkonulan müştekiye ait kredi kartının kimlik tespiti yapılmadan kredi kartı ile ilgili olmayan ve sanık sıfatı ile yargılanmış olan davacının yeğeni dava dışı..."e şube personelince teslim edildiği, yine çağrı merkezi personelinin hatalı davranarak basit bir kaç soruya istinaden sanığın interaktif şifresini almasını sağladığı, bu durumda bankanın adam çalıştıran sıfatı ile de denetim ve gözetim yükümlülüğünü yerine getirmediği, dava konusu edilen miktarların ise likit olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükme karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, somut olayda kredi kartının bir şekilde dava dışı..."in eline geçtiği,dava dışı şahsın 25.05.2008 tarihinde davalı bankayı internet bankacılığı yapabilmek için aradığı, ancak kişisel bilgilerin tam olarak verilmemesi nedeniyle görüşmenin sonuçsuz kaldığı, yine dava dışı kişinin kredi kartı ile 28.06.2008 tarihinde işlem yapmak istediği ancak hatalı şifre girilmesi nedeniyle bankamatik tarafından kredi kartının alıkonulduğu, banka görevlilerinin beyanına göre... olduğu anlaşılan kişinin söz konusu kredi kartının kimlik tespiti yapılmaksızın ve/veya isim benzerliği nedeniyle adı geçene teslim edildiği, banka görevlilerinin teslim sırasında herhangi bir kimlik tespiti kaydı tutmadığı, daha sonra kendisini ... olarak tanıtan aynı kişinin 30.06.2008 tarihinde saat 10.00"da bankanın çağrı merkezini arayarak bu kez Kredi Kartı Şifre Merkezi"ne bağlandığı ve güvenlik sorularına cevap verdiği, yine aynı gün saat 15.12"de davalı bankanın çağrı merkezine bağlı sesli yanıt sistemi üzerinden davacıya ait kredi kartının numaraları ve şifresi girilerek interaktif bankacılık şifresi tanımlandığı ve böylece davacıya ait hesaplara internet bankacılığı yoluyla ulaşma ve tasarrufta bulunma imkanı elde ettiği, daha sonra 01.07.2008 ve 03.07.2008 tarihleri arasında çeşitli bilgi alma ve sorgulama işlemlerinin yapıldığı, 08.07.2008 tarihinde ise davacıya ait hesaplardan davaya konu meblağların çekildiği ve çekilen bu tutarların dava dışı..."e ait davalı bankanın başka şubelerindeki münferit veya annesi Jülide Eğilmez ile müşterek hesaplarına aktarıldığı, bu hesaplardan da aynı gün çekildiği, bu şekilde gerçekleşen maddi olayda ilk derece mahkemesince banka %75 oranında kusurlu, davacı ise %25 oranında kusurlu kabul edilerek değerlendirilme yapılmış ise de; bu oranların dairece isabetli görülmediği,dairece yapılan değerlendirmede davalı banka %100 oranında kusurlu kabul edildiği, her ne kadar davacının dava dışı yeğeni ile birlikte yaşaması ve bu kişinin davacının kişisel ve banka bilgilerine erişimi kolay hale gelmiş ise de; bu husus davacıyı kusurlu kılmadığı,somut olayda davacının kişisel bilgilerini bilerek ve isteyerek veya ağır kusurlu olarak dava dışı kişi ile paylaştığı hususu kanıtlanamadığından davacı kusursuz olarak değerlendirildiği, davalı bankanın kusurlu ve sorumlu olduğu, alacak likit bilinebilir olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesinde bir isabetsizlik olmadığı davacının kusura ilişkin istinaf sebebi yerinde olduğu, TL mevduata uygulanan faiz oranının %15 olduğu bilirkişi raporuyla tespit edildiğinden ayrıca USD mevduata da uygulanan faizin de %7 olduğu bilirkişi raporuyla tespit edildiğinden davacının bu konudaki istinaf talepleri yerinde olduğu,ancak inkar tazminatının döviz üzerinden hükmedilmesine yönelik istinaf talebinin ise yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin ise kısmen kabulüne karar verilerek ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, asıl davada davalının ... 2. İcra Müdürlüğü"nün 2008/19067 sayılı takibe itirazının iptaline, takibin 167.936,08TL"si asıl alacak, 4.762,02TL"si işlemiş faiz olmak üzere toplam 172.698,10 TL üzerinden devamına, asıl alacağa yıllık %15"i aşmamak üzere mevduat faizi uygulanmasına, %40 icra inkar tazminatı olan 67.174,432 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen ... 12. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2009/569 esas sayılı dosya yönünden davalının ... 2. İcra Müdürlüğü"nün 2008/19068 sayılı takibe yönelik itirazının iptaline, takibin 167.353,89 TL asıl alacak, 4.745,51 TL"si işlemiş faiz olmak üzere toplam 172.099,40 TL üzerinden devamına, asıl alacak 167.353,89 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %15"i aşmayacak şekilde mevduat faizi uygulanmasına, %40 icra inkar tazminatı olan 66.941,55 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen ... 12. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2009/570 esas sayılı dosya yönünden davalının ... 2. İcra Müdürlüğünün 2008/19069 esas sayılı takibe yönelik itirazının iptaline, takibin 108.932,28 USD asıl alacak, 1.378,81 USD"si işlemiş faiz olmak üzere toplam 110.311,09 USD üzerinden devamına, asıl alacak 108.932,28 USD ye takip tarihinden itibaren yıllık %7 oranını aşmamak üzere devlet bankalarının USD mevduata uyguladığı faizin uygulanmasına, %40 icra inkar tazminatı olan 54.890,79 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
İstinaf mahkemesince karar başlığında davacı olarak dava sırasında ölen ...’in gösterilmesi ve mirasçıları Safa Fazıl Eğilmez ve ...’in gösterilmemiş olması hatalı olmakla beraber mahallinde düzeltilebilecek hata olduğundan bozma sebebi yapılmıştır.
İstinaf mahkemesi kararında asıl ve birleşen davaların ve tarafların karar başlığında gösterilmemiş olması hüküm fıkrasında asıl ve birleşen davalar için ayrıntılı olarak hüküm kurulduğu için esasa müessir hata olarak görülmemiş, sadece eleştirilmekle yetinilmiştir.
1- Davacının temyizine gelince,
(a) Asıl ve birleşen ... 2008/569 esas sayılı dosyalarındaki TL alacaklarına ilişkin itirazın iptali hükmü kurulması sırasında asıl alacağa takip tarihinden sonra uygulanacak faizin takip talebindeki talep dikkate alınarak yıllık %15‘i aşmamak üzere kurulmasında yanlışlık yok ise de uygulanacak faizin nasıl hesaplanacağı belli olmayan ‘mevduat faizi’ olarak yazılması doğru olmadığından, buraya avans faizi yazılması gerektiği anlaşılmakla bu husus bozmayı gerektirmekte ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
(b)Yine asıl davada dava değeri 172.698,10 TL olup, davacı yararına 16.311,89 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davacı yararına 13.115,85 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekirse de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nın 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
2- Davalının temyizine gelince,
Davalının davayı sahtecilik işlemi yapan dava dışı...’e ihbarına ilişkin dilekçesi APS ile tebliğe çıkarılmış olduğundan mahkemece bu konuda yapılmış bir usul hatası bulunmamaktadır.
(a)Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
(b)Her ne kadar istinaf mahkemesince, ilk derece mahkemesince bankanın %75 kusurlu olduğu tespiti kabul edilmeyerek, alacak miktarından kusur oranında indirim yapılmasını doğru bulmayıp davalı bankanın %100 kusurlu olduğu belirlenerek sonuca gidilmiş ise de bankaların kısmi kusurlarından dolayı vermiş oldukları zararların tamamından sorumlu olmaları nedeniyle bankanın kusur oranı zararın hesaplanmasında önemli olmadığından Bölge Adliye Mahkemesi’nin kusur oranına göre tazminata hükmedildiği yönündeki kusur ve zarara ilişkin gerekçesi yerinde olmayıp kararın bu nedenle bozulması gerekirse de bu husus yeni bir yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi ve 5236 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 5236 sayılı Kanunun 16. maddesiyle değiştirilmeden önceki 438/son maddesi gereğince mahkeme kararının gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1-a) nolu bendinde açıklanan nedenlerle asıl davada hüküm fıkrasının (4) nolu bendindeki “asıl alacağa % 15’i aşmamak üzere mevduat faizi uygulanmasına, ” sözcüklerinin çıkarılarak yerine “ asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 15’i aşmamak üzere avans faizi uygulanmasına,” sözcüklerinin eklenerek, hükmün değiştirilen bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, birleşen ... 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/ 569 esas sayılı dosyada hüküm fıkrasının (5) nolu bendinde yer alan “asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 15’i aşmamak üzere mevduat faizi uygulanmasına,” sözcüklerinin çıkarılarak yerine “ asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 15’i aşmamak üzere avans faizi uygulanmasına,” sözcüklerinin eklenerek, hükmün değiştirilen bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
(1-b) nolu bendinde açıklanan nedenlerle hükmün 4. fıkrasının 5. bendinde yer alan “13.115,85 TL ” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine "16.311,89 TL" ibaresinin eklenerek hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA,
Yukarıda (2-a) nolu bend uyarınca asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2-b) bendine açıklanan nedenlerle hükmün gerekçesinin yukarıdaki şekilde değiştirilmiş haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,dosyanın İlk derece mahkemesine gönderilmesine,karardan bir örneğin ... BAM 16. Hukuk Dairesi"ne gönderilmesine, vekilleri Yargıtay duruşmasında hazır bulunan taraflar yararına takdir edilen 2.540,00"ar TL duruşma vekalet ücretinin bir diğerinden alınıp yek diğerine ödenmesine, peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 30.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.