Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/6473
Karar No: 2018/5035
Karar Tarihi: 28.05.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/6473 Esas 2018/5035 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2017/6473 E.  ,  2018/5035 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : 2. İş Mahkemesi


    A)Davacı İstemi :
    Davacı,01.11.2014 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
    B)Davalı Cevabı :
    Kurum vekili; kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
    Mahkemece; 5510 sayılı yasanın 30.maddesine göre yaşlılık aylığı almaktayken çalışmaya başlayıp aylığı kesilenlere çalışmalarının sona ermesi ve yazılı talepte bulunmaları halinde yeniden aylık bağlanabileceği ,yazılı tahsis talebi olmaksızın kurumun resen aylığı yeniden bağlamak gibi bir yükümlüğünün bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    D) İstinaf Başvurusu :
    Davacı vekilince,kesin dönüş koşulunun gerçekleştiği tarihten itibaren aylıkların ödenmeye devam edilmesi gerektiği gerekçesiyle istinaf yoluna başvurulduğu görülmüştür.
    E)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
    Bölge Adliye Mahkemesince ;5510 sayılı yasanan 30. Maddesinde belirlenen usul ve esaslara göre davacının kısmi bildirimli çalışması sona erdikten sonra 05/09/2016 tarihli 2. Tahsis talebine istinaden tahsis talep tarihini izleyen 01/10/2016 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına ilişkin kurum işleminin usul ve yasaya uygun bulunduğu belirtilerek davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
    F)Temyiz :
    Davacı vekili, Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına gerekçe yaptığı 5510 SK 30.maddesinin bu davada uygulanma olanağı olmadığını,kararın kurumun genelgesine ve Yargıtay uygulamasına aykırı olduğunu belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.
    G) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
    Davacı ,yurda kesin dönüş yapmadığı gerekçesiyle kesilen yaşlılık aylığının kesin dönüş koşulunun gerçekleştiği 01.11.2014 tarihinden itibaren tekrar bağlanmasını talep etmektedir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 29.06.2012 tarihli tahsis talebinin, Kurum yurt dışı sigortalılık başlangıcını kabul etmediği için reddedildiği,davacının sigortalılık başlangıç tarihinin Alman sigorta sistemine giriş tarihi olan 01.04.1991 olduğunun tespitine ilişkin kararın 27.04.2016 tarihinde kesinleştiği, Mahkeme kararının kesinleşmesi üzerine davacıya 29.06.2012 tarihli tahsis talebine istinaden 01.07.2012 tarihinden başlamak üzere aylık bağlandığı, 01.07.2012-16.09.2014 arası birikmiş aylıklarının ödendiği,ancak 08.09.2014 tarihli yurt dışı çalışmasına istinaden aylığın 17.09.2014 tarihinde kesildiği,kesilen aylığın davacıdan 05.09.2016 tarihinde alınan ikinci tahsis talebine göre 01.10.2016 tarihinden itibaren yeniden bağladığı ,davacının 08.09.2014-31.10.2014 tarihleri arasında yurt dışında çalışması bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 3201 sayılı Yasa"nın 5754 sayılı Yasa"nın 79. maddesi ile değişik 6/B maddesine göre; ”bu Yasa hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında yabancı ülke mevzuatına tabi çalışanlar, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alanlar ile Türkiye"de sigortalı çalışmaya başlayanların aylıkları, tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesilir.”
    5997 sayılı Yasanın 15. maddesi ile 3201 sayılı Yasanın 6/B maddesi değiştirilerek “ Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında yabancı ülke mevzuatına tabi çalışanlar, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alanların aylıkları, tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesilir. Türkiye"de sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışılmasına ilişkin hükümleri uygulanır." hükmü getirilmiş, madde hükmü 19.06.2010 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
    3201 sayılı Yasa"nın 6. maddesinde, aylık bağlanma koşulu olarak yurda kesin dönüş yapılması esas alınmıştır. 3201 sayılı Yasa hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında çalışmaya başlayanların,çalışmaya başladıkları tarihi takip eden aybaşından itibaren aylıklarının kesileceği 6/B maddesinin açık hükmü gereğidir.
    Yurt dışında çalışanların yaşlılık aylığından yararlanabilmesi yönünden, yurda kesin dönüş koşulunun varlığı zorunlu görülmüştür. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/10/1997 gün, 1997/10-588 E., 857 K. sayılı ve 22/4/1999 günlü, 1999/21-284 E., 300 K. sayılı ve daha sonra aynı doğrultudaki kararlar) Davacı işçinin, çalıştığı ülkeden işsizlik yardımı, hastalık, geçici işgöremezlik vs. gibi yardımlar alması halinde sigortalının kesin dönüş yapmadığı Yargıtay kararları ile kabul edilmektedir.
    3201 sayılı Yasa, 6.madde (B)fıkrası, yurt dışından kesin dönüş yapılmasına ve kendilerine yaşlılık aylığı bağlanmasına karşın, yurt dışında çalışmak isteyenler yönünden Kurumca yapılması gereken işlemleri belirlemiştir. Buna göre; yurt dışından kesin dönüş yapan bir kimsenin yeniden yurt dışında çalışması halinde; çalıştığı süre kadar yaşlılık aylığı kesilecek bu kişinin yurda dönüşünde; isterse çalıştığı süre kadar borçlanmak suretiyle; yaşlılık aylığı oran ve miktarı artırılacak, isterse, eski aylık olduğu gibi ödenmeye devam edecektir. Böylece denilebilir ki, 3201 sayılı Yasa sisteminde yeniden yurt dışı çalışma söz konusu olduğunda, yaşlılık sigortasından bağlanan aylıklar ödenmemekte ve sosyal güvenlik askıya alınmaktadır.
    “İşten ayrılma” veya “yurt dışından dönüş” koşulunun yokluğu, kişinin sosyal güvenlik haklarının büsbütün ortadan kaldırıcı bir neden olarak, yasalarda öngörülmemiş, sadece; aylığın başlatılmaması veya bağlanan aylığın kesilmesi biçimde yaptırıma bağlanmıştır.
    Hukuk Genel Kurulu’nun 1997/10-588-857, 1998/10-645 1999-237 sayılı Kararlarında da belirtildiği üzere, yurda kesin dönüş yapmaktan söz edebilmek için yurt dışında çalışan Türk Vatandaşlarının çalışma hayatına yönelik tüm ilişkilerini gerek çalıştığı işyerleri ve gerekse ilgili olduğu tüm sosyal güvenlik kuruluşları yönünden sona erdirerek yerleşmek ve sosyal güvenliklerini de burada sağlamak üzere anavatana dönüş yapmaları gerekir. Başka bir anlatımla, yurt dışındaki işçi sıfatıyla, çalışma hayatıyla ilgili tüm bağlarını ve ilişkilerini bitirmeden yurtdışı Sosyal Güvenlik Kuruluşlarından yardım alarak geçici sürelerle yurda giriş yapmak “kesin dönüş” yapıldığı anlamını taşımaz. Keza yurt dışındaki işini kaybetmek de her zaman kesin dönüşe delalet etmez. Giderek kişi işsiz kalabilir ama işsizlik sigortasından yardım almayı yeterli görerek yurda kesin dönüş yapmayabilir.
    Bu konuda çıkarılan, 06.11.2008 tarih 27046 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin 4. maddesinde de “Kesin dönüş; Aylık tahsis talebinde bulunanların yurt dışındaki çalışmalarının sona ermesini, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almamaları durumunu” ifade edeceği öngörülmüştür.
    Somut olayda; davacıya 29.06.2012 tarihli tahsis talebine istinaden aylık bağlandığı,fakat daha sonra davacının 08.09.2014-31.10.2014 tarihleri arası yurt dışında sigortadan muaf cüzi çalışması bulunduğu,bu nedenle aylığın kesildiği anlaşılmaktadır.
    Davacının Alman Sigorta Mercii ile ilişkisinin kesildiği 31.10.2014 tarihinde "kesin dönüş" koşulunun gerçekleşmiş olduğunu kabul edilerek, bu tarihi takip eden ay başından yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmelidir.
    O halde, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenlerle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 28.05.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi