Abaküs Yazılım
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/682
Karar No: 2022/820
Karar Tarihi: 25.05.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/682 Esas 2022/820 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/682
KARAR NO : 2022/820

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21.12.2021
NUMARASI : 2019/243 E.
BİRLEŞEN İZMİR 7.ATM'nin 2020/536 E.SAYILI DOSYASINDA;
İHTİYATİ TEDBİR TALEP EDEN
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 25.05.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 25.05.2022
İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.12.2021 tarih 2019/243 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir talep eden vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye ... tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
ASIL DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin uzun zamandır Almanya'da yaşadığını, müvekkili aleyhine 11.01.2019 tarihinde İzmir 13. İcra Müdürlüğü'nün 2019/291 E. sayılı dosyasında davalı ... tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, takibe konu 03.12.2018 düzenleme tarihli, 17.12.2018 tarihli vadeli 2.850.000,00 TL bedelli bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, bononun düzenlendiği tarihte müvekkilinin Türkiye'de olmadığını, bu bonoda davalı ...'ın lehtar olduğunu, ciro ile dvalı ...'e verildiğini, İzmir 11. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/454 E. sayılı dosyasında imzanın sahteliği nedeniyle dava açtıklarını, müvekkilinin davalıları tanımadığını, müvekkilinin Türkiye'de mernis adresinin bulunmamasına rağmen İzmir 13. İcra Müdürlüğü'nün 2019/291 E. sayılı icra dosyasında ödeme emrinin müvekkili ile ilgili olmayan bir adreste bizzat tebliğ şeklinde müvekkiline tebliğ edilerek takibin kesinleştirildiğini, müvekkilinin taşanmazlarına haciz uygulandığını, İzmir C.Başsavcılığı'nın 2019/55397 Sor. Sayılı dosyasında 27.12.2018 – 09.04.2019 tarihleri arasında Türkiye'ye giriş çıkış yapmadığının belli olduğunu, nüfus müdürlüğüne yerleşim yeri hakkında yapılan başvurudaki imzanın da müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek, İzmir 13. İcra Müdürlüğü'nün 2019/291 E. sayılı icra takibinin durdurulmasına, takibin iptaline, %20'den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı ... vekili, davacının takip tarihinde Giresun Bulancak'da mernis adresinin olduğunu, takipten dört gün sonra kayıtlı adresini kötüniyetle sildirdiğini, 15.01.2019 tarihinde muhutabın adresten sürekli ayrıldığından bahisle ödeme emrinin bila-tebliğ iade edildiğini, Tebligat Kanunu'nun 21/2 maddesi gereğince tebligat yapılmasını talep ettiklerini, İcra Hukuk Mahkemesince bu talebin reddedildiğini, davacının bononun düzenlendiği tarihte Türkiye'de olduğunu, davacının yurtdışında olduğunu ileri sürdüğü 15.01.2019 tarihinde mernis adresini iptal ettirmiş olduğunu, davacının iddialarının ceza yargılamasının konusu olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ..., davacıyı tanıdığını, davacının kendisine Urla'da yaşadığını söylediğini, 2018 yılı Aralık ayında kendisinden borç istediğini, davalı ...'den borç alarak davacıya verdiğini, parayı verirken dava konusu bonoyu davacıdan aldığını, ancak davacının borcunu ödemediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA:Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı ... tarafından İzmir 13. İcra Müdürlüğü'nün 2019/16941 E. sayılı dosyasında kambiyo senetlerine mahsus genel haciz yolu ile takip başlatıldığını, müvekkilin takip alacaklısına ve senette lehtar olarak görünen davalı ...'e herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin davalı ... ile Türkiye'de bulunduğu süreçte tanıştığını, davalı ...'in müvekkilinden el konulan ehliyetini emniyetten geri alma vaadi ile 10.000 Euro ve 31.500 TL para aldığını, ancak ehliyetini getirmediğini, yatırım amacıyla ev alması için davalı ...'e 1.310.000 TL gönderdiğini, ev alma işinin de gerçekleşmediğini, müvekkilinin parasının iadesini talep ettiğini, davalı ...'in parayı iade etmediğini, müvekkilinin kafasına silah dayamak suretiyle bir takım boş senet ve boş kağıtlara imza attırdığını, dava konusu senedin silahlı tehdit olayı neticesinde davalılar tarafından hukuka aykırı şekilde elde edilen belgelerden olduğunu, taraflar arasında borç ilişkisi doğuracak hiçbir parasal ilişki bulunmadığını, müvekkilinin davalılardan alacaklı olduğunu, müvekkilinin Almanya'da bulunduğu esnada silah zoruyla alınan senetlerden bir tanesinin dava dışı ... (asıl davada davalı) lehtar gösterilecek şekilde doldurulduktan sonra ciro edilerek yine dava dışı ... (asıl davada davalı) adına İzmir 13. İcra Müdürlüğü'nün 2019/291 E. Sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, davalılar ile dava dışı ... ve ... (asıl davada davalılar) arasında da fiil ve fikir birliği ile irtibat bulunduğunu iddia ederek; takdiren teminatsız olarak aksi takdirde teminat karşılığında İzmir 13. İcra Müdürlüğü'nün 2019/16941 E. Sayılı dosyası ile derdest icra takibinin tedbiren durdurulmasına, mümkün olmaması halinde icra dosyasına yatan paranın davalıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin İzmir 13. İcra Müdürlüğünün 2019/16941 E. Sayılı dosyası sebebiyle ve davacıya silah zoruyla imzalattırılmış olan ileride çıkabilecek diğer senetlerden dolayı davalılara herhangi bir borcunun olmadığının tespitine, %20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece 08.12.2021 tarih, 2020/536 Esas 2021/1133 Karar sayılı ilamı ile davanın asıl dava ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, daha önce bir veya birden çok kez reddedilen ihtiyati tedbir istemleri hakkında yasa yoluna başvurulmaksızın yeniden talepte bulunulması halinde her iki karar arasında yaklaşık ispat kuralı çerçevesinde ihtiyati tedbir talebinin kabulünü gerektirecek nitelikte ve yeterlilikte yeni delillerin, durum ve maddi vakıaların ortaya çıkmış olmasının zorunlu bulunduğu, ceza soruşturmasında mahkemenin önceki kararlardaki değerlendirmelerini ve kararını etkileyecek ve değiştirecek yeni bir delilin toplanmadığı, kamu davasının açılmış olmasının takibin durdurulması konusunda başlı başına ihtiyati tedbir nedeni olmadığı, kamu davasının aynı deliller ile açılmış olmasının daha önce verilen tedbir isteminin reddine ilişkin kararı etkileyecek ve değiştirecek yeni durum, koşul ve delil olarak değerlendirilmesinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle, davacı tarafın asıl ve birleşen dava dosyaları için hacizlerin ve icra takibinin durdurulması konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, müvekkilinin uzun yıllardır Almanya'da yaşadığını, saygın ve varlıklı bir iş insanı olduğunu, müvekkilinin asıl davanın davalıları olan ... ve ...'u tanımadığını, asıl davanın davalıları lehine keşide etmiş olduğu bir senedin söz konusu olmadığını, müvekkilinin senedin örneğini görmesi ve akabinde birleşen dosya davalıları tarafından da ilk senedin birebir aynı formatında düzenlenmiş senet ile icra takibi başlatılması sonrasında iki senedin karşılaştırması fırsatı bulunmasıyla esas davaya konu olan senetlerin de birleşen dosya davalıları ... ve ... tarafındanin müvekkilin kafasına silah dayanması suretiyle boş şekilde imzalattırılan senet olduğunun anlaşıldığını, ... ve ... hakkında İzmir 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/406 E. Sayılı dosyası ile "Mağdurun Senet Haline Getirilebilecek Bir Kağıdı İmzalamaya Mecbur Edilmesi Suretiyle Yağma" suçundan dolayı kamu davası açılmış ise de ayrıca hem esas dosya davalılar ... ve ... hem de birleşen dosya davalıları ... ve ... hakkında İzmir 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/361 E. Sayılı dosyası ile "Kamu Kurum ve Kuruluşları, vb.Tüzel Kişiliklerin Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık" suçundan dolayı kamu davası açıldığını, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde asıl ve birleşen dosyadaki davalara konu olan senetlerin aynı olay sonucunda elde edilmiş olduğu ve bu nedenle asıl dava ikame edilirken bu irtibatın bilinmemesi sebebiyle ileri sürülmemiş olsa da yargılama aşamasında ortaya çıkmış olması ve irtibat sebebiyle dosyaların birleştirilmesine karar verilmiş olması nedenleriyle senetlerin müvekkilinden silah zoruyla alınıp alınmadığı hususunun hem asıl dava hem de birleşen dava açısından incelenmesi ve araştırılması gerektiğini, kamu davası sonucunda senetlerin silah zoruyla elde edildiğinin ispatlanması halinde asıl dosyadaki senet de bu suretle elde edilmiş olduğundan asıl dosyadan dolayı da müvekkilinin borçlu olmadığının kabulü gerekeceğini, asıl ve birleşen dava konu senetlerin silah zoruyla imzalattırılması ve dolandırıcılık kastıyla icra takibine konularak tahsiline çalışıldığı hususlarının yaklaşık olarak ispatlandığını, davalıların verdiği ifadelerin dahi haklılıklarını ispat etmeye yeterli olduğunu, davalılar hakkında başlatılan icra takipleri ve tatbik edilen ihtiyati haciz kararları ile yapılan sorgulamalarda, davalılara ait herhangi bir mal varlığı unsurunun bulunmadığının tespit edildiğini, asıl ve birleşen dosya davalılarının müvekkiline senetlerde belirtilen tutarda borç vermesinin mümkün olmadığını belirterek, ara kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Asıl dava, imzası inkar edilen bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti; birleşen dava, davacıya zorla imzalatıldığı iddia olunan bonoyu ciro ile devralan davalı üçüncü kişi tarafından başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemlerine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davacı vekilinin asıl ve birleşen davaya konu icra takiplerinin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İİK'nın 72/3. maddesinde "İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir." şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Davacı vekili; asıl davada, üzerindeki imza müvekkiline ait olmayan bononun İzmir 13. İcra Müdürlüğü'nün 2019/291 E. sayılı dosyasında takibe konulduğunu iddia ederek bu takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespitini talep etmiş; Birleşen davada ise davalıların müvekkiline silahla tehdit ederek bir takım boş senet ve belgeler imzalattıklarını, bu bonolardan bir tanesinin İzmir 13. İcra Müdürlüğünün 2019/16941 E. sayılı dosyasında takibe konulduğunu, asıl davadaki bononun da silah zoruyla imzalatılan bir bono olduğunun anlaşıldığını iddia etmekte olup, mahkemece daha önce asıl ve birleşen dava bakımından ayrı ayrı icranın durdurulmasına yönelik tedbir istemlerinin reddine, %15 teminat karşılığında İİK'nın 72/3 maddesine göre icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmiştir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden, ilk derece mahkemesince İİK'nın 72/3 maddesi uyarınca icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmesinin durdurulmasına karar verilmesi yerinde görülmüştür.
Bu durumda istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili yönünden istinaf karar harcı olan 133,00 TL'den peşin alınan 80,70 TL'nin mahsubu ile eksik kalan 52,30 TL'nin ihtiyati tedbir isteyen davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbir isteyen davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 25.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi