
Esas No: 2017/7127
Karar No: 2018/2640
Karar Tarihi: 09.04.2018
Görevi kötüye kullanma - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2017/7127 Esas 2018/2640 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
UYAP sisteminde yapılan araştırmada; Çubuk Asliye Ceza Mahkemesi"nin 27/09/2011 tarih, 2011/166 Esas, 2011/409 sayılı kararı ile sanık hakkında icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet kararının Dairemizin 05/03/2017 tarihli ilamı ile bozulduğunun anlaşılması karşısında, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması açısından davaların birlikte görülmesinde zorunluluk bulunduğundan davaların birleştirilmesi, adı geçen dosyanın karara çıkmış olması halinde onaylı bir örneğinin getirtilerek incelenmesinden sonra eylemler arasında hukuki kesinti oluşup oluşmadığının ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının saptanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
Küçükali mahallesi muhtarı olan sanığın, değişik zamanlarda oluşu kabul edilen bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirdiği eylemleri nedeniyle zincirleme tek suçtan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden ve eylemlerin neden bağımsız suç olarak kabul edildiği, suç kastının nasıl yenilendiği, belgeleri imzalamamak şeklindeki eyleminin ne şekilde icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı da karar yerinde denetime imkan verecek şekilde gerekçeleriyle gösterilip tartışılmadan yazılı şekilde iki ayrı suçtan hüküm kurulması,
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/06/2008 gün ve 2008/149-163 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilmeyeceğinin CMK"nın 231/5-6. maddesindeki şartlar gözetilmek suretiyle seçenek yaptırımlara çevirme ve erteleme gibi diğer kişiselleştirme nedenlerinden önce hakim tarafından değerlendirilmesinin zorunlu bulunduğu nazara alınarak, sanığın adli sicil kaydında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar var ise de, atılı suçun 6545 sayılı Kanunun 72. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 231/8. maddesinin yürürlüğe girmesinden önce işlendiği dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi için aranan 5271 sayılı CMK"nın 231/6-a maddesinde gösterilen “kasıtlı suçtan mahkum olmama” nesnel koşulunun bulunduğu, bu nedenle sanık hakkında 5271 sayılı CMK"nın 231/6-b maddesinde belirtilen “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken “...5271 sayılı CMK"nın 6545 sayılı yasa ile değişik 231/8. maddesi gözetilerek , objektif yasal şartları oluşmadığından...” biçimindeki yasal ve dosya içeriğine uygun olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Suçun 5237 sayılı TCK"nın 53/1-a maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesine rağmen, sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. madde ve fıkrası gereğince cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 09/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.