5. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/470 Karar No: 2017/16039 Karar Tarihi: 14.06.2017
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2017/470 Esas 2017/16039 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2017/470 E. , 2017/16039 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Taşınmazın zemin bedeli yönünden alınan raporlar, hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; 1)Dosyada bulunan ... Belediye Başkanlığının 12.07.2016 tarihli yazı cevabına göre; dava konusu ... Mahallesi 234 ada 51 parsel sayılı taşınmazın belediye sınırları içerisinde yer aldığı ve belediye hizmetlerinden yararlandığı, fen bilirkişisi raporuna göre de meskun mahale 114 metre mesafede olduğu anlaşıldığından taşınmaz arsa vasfındadır. Bu itibarla; mahkemece, taşınmaza tarım arazisi olarak değer biçen bilirkişi kurulu raporu esas alınarak hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, arsa niteliğine göre taşınmaza değer biçen bilirkişi raporu ise 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 15. maddesi uyarınca oluşturulması gereken bilirkişi kurulu yerine tek bilirkişi tarafından hazırlandığından geçerli değildir. Belirtilen nedenlerle; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, 2942 sayılı kanunun 15. maddesi gereğince yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi, 2)Tespit edilen bedelin hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesi ve ödeme hususunda bankaya müzekkere yazılmasına karar verilmemesi, 3)Dava tarihi 17.12.2014 olduğu halde, gerekçeli karar başlığında 19.12.2014 tarihinin yazılması, Doğru görülmemiştir. Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 14/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.