10. Ceza Dairesi 2021/14501 E. , 2021/14133 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki ... 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 20/11/2018 tarihli ve 2018/524 esas, 2018/814 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 18/06/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-)Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 29/09/2017 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ... Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, 31/10/2017 tarihli ve 2017/13767 soruşturma, 2017/254 sayılı karar ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2.maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3.maddesi uyarınca bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulmasına, aynı Kanun"un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararda itiraz kanun yolunun gösterildiği, ancak itiraz süresinin 7 gün olarak gösterildiği ve itiraz merciinin açıkça yazılmadığı, kararın usulüne uygun şekilde şüpheliye tebliğ edildiği ve 12/03/2018 tarihinde tedbirin infazı için ... Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- ... Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz işlemlerine başlandığı, infaz işlemleri devam ederken şüphelinin 04/08/2018 tarihinde yeniden uyuşturucu madde ile yakalandığı,
3- ... Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararı kaldırılarak her iki soruşturma evrakının birleştirilmesinden sonra 10/09/2018 tarihli ve 2017/13767 soruşturma, 2018/3674 esas, 2018/2663 sayılı iddianame ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle ... 4.Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
4- ... 4.Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 20/11/2018 tarihli ve 2018/524 esas , 2018/814 sayılı kararı ile; sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62.maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5.maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 04/12/2018 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçundan şüpheli
... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 31/10/2017 tarihli ve 2017/13767 soruşturma, 2017/254 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/3. maddesi uyarınca şüpheli hakkında 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, şüphelinin denetim süresinde aynı nitelikte suç işlemesi nedeniyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ... 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/11/2018 tarihli ve 2018/524 esas, 2018/814 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/04/2018 tarihli ve 2014/15-487 esas, 2018/151 sayılı kararında belirtildiği üzere, temyiz ve istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği gözetilerek yapılan incelemede,
Benzer bir konuya ilişkin olarak Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 23/12/2019 tarihli ve 2019/5427 esas, 2019/8638 karar sayılı ve aynı Dairenin 05/10/2020 tarihli ve 2020/3684 esas, 2020/4900 karar sayılı ilâmlarında da değinildiği üzere, şüpheli hakkında verilen "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, somut olayda, şüpheli hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karar her ne kadar 31/01/2018 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, söz konusu karara karşı itiraz yoluna başvuru süresinin 15 gün yerine 7 gün olarak belirtilmek suretiyle şüphelinin yanıltıldığı, usulüne uygun bir yasa yolu bildirimi yapılmaması nedeniyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararın kesinleşmediği cihetle, kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden kamu davasının durmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek ... 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/11/2018 tarihli ve 2018/524 esas, 2018/814 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli ... hakkında, 29/09/2017 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 31/10/2017 tarihli ve 2017/13767 soruşturma, 2017/254 sayılı kararı ile kamu davasının açılmasının beş yıl süre ile ertelenmesine ve şüpheli hakkında bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, şüphelinin erteleme süresi içerisinde 04/08/2018 tarihinde aynı nitelikte suç işlemesi nedeniyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, ... 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/11/2018 tarihli ve 2018/524 esas, 2018/814 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 10/04/2018 tarihli ve 2014/15-487 esas, 2018/151 sayılı kararında belirtildiği üzere, temyiz ve istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir
kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği gözetilerek yapılan incelemede,
Şüpheli hakkında verilen "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, somut olayda, şüpheli hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karar her ne kadar 31/01/2018 tarihinde şüpheliye tebliğ edilmiş ise de, söz konusu karara karşı itiraz yoluna başvuru süresinin 15 gün yerine 7 gün olarak belirtilmek suretiyle şüphelinin yanıltıldığı, ayrıca kararda itiraz merciinin açıkça gösterilmediği, Anayasanın Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması başlıklı 40.maddesindeki düzenleme ile 5237 sayılı TCK"nın 191/2.maddesi ve 5271 sayılı CMK’nın 171,172 ve 173. maddeleri uyarınca, başvurulacak kanun yolunun, merciinin, başvuru şekli, süresi ve bu sürenin başlangıcının açıkça ve ilgiliyi yanıltmayacak biçimde gösterilmesi gerekmekte olup; "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen “denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararda kanun yolu başvuru süresinin şüpheliyi yanıltacak biçimde “7 gün” olarak gösterildiği, yine başvurulacak merciin açıkça gösterilmediği, bu nedenle kararın usulüne uygun şekilde kesinleştiğinden sözedilemeyeceği, usulsüz olarak verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, denetimli serbestlik müdürlüğünce yapılan tebligatlar hukuki sonuç doğurmayacağı gibi beş yıllık erteleme süresinin de işlemeye başlamayacağı, dolayısıyla 04/08/2018 tarihli suçun erteleme süresi içerisinde işlendiğinden sözedilemeyeceği anlaşıldığından; mahkemesince açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden durma kararı verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak erteleme ve denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden, mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-) Karar:
Mahkemece,kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere 5271 sayılı CMK’nın 223/8-2. cümlesi uyarınca “kamu davasının durmasına” ve “şüpheliye kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın,karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte yeniden usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesi ve infazının sonucunun beklenilmesi için ... Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine” karar verilmesi gerektiğinden ... 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/11/2018 tarihli ve 2018/524 esas, 2018/814 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine,
22/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.