10. Ceza Dairesi 2021/14500 E. , 2021/14132 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığının, değişen suç vasfı itibarıyla kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/10/2018 tarihli ve 2018/993 değişik iş sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 18/06/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 28/11/2017 tarihinde işlediği iddia olunan uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 13/03/2018 tarihli ve 2017/126389 soruşturma, 2018/2896 esas, 2018/436 sayılı iddianamesi ile 5237 sayılı TCK’nın 188/3, 188/4-a, 53, 54, 58 ve 63. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
2- Yapılan yargılama sonunda; İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/06/2018 tarihli ve 2018/148 esas, 2018/246 sayılı kararı ile; sanığın eyleminin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu kabul edilerek 5237 sayılı TCK’nın 191/1. maddesi uyarınca 4 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCK’nın 191/8-a-son maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanık müdafiinin karara itiraz ettiği,
3- İtirazı inceleyen mercii İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 03/10/2018 tarihli ve 2018/993 değişik iş sayılı kararı ile, sanığın adli sicil kaydında daha önceden kasıtlı bir suçtan mahkûmiyet bulunması nedeniyle koşulları oluşmadığı gerekçesiyle itirazının kabulü ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık ..."ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/1. maddesi uyarınca 4 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun"un 191/8 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/06/2018 tarihli ve 2018/148 esas, 2018/246 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulüne ve anılan kararın kaldırılmasına ilişkin mercii İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/10/2018 tarihli ve 2018/993 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 14/12/2017 tarihli ve 2017/7380 esas, 2017/6802 karar sayılı ilâmında yer alan "....28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"la değişik TCK’nın 191. maddesinin 8. fıkrasında, 188. maddede tanımlanan uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun 191. madde kapsamına girdiğinin anlaşılması halinde, sanık hakkında TCK’nın 191. maddesi hükümleri çerçevesine "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" karar verilmesi öngörülmüştür. Belirtilen hükme göre, TCK"nın 191. maddesinin 8. fıkrası uyarınca, 28.06.2014 itibarıyla uyuşturucu madde ticareti suçundan yapılan yargılama esnasında suçun münhasıran TCK"nın 191. maddesinde tanımlanan "kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak"
suçunun kapsamına girdiğinin anlaşılması hâlinde, CMK"nın 231. maddesindeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi zorunlu olup, bu düzenlemenin amacının, soruşturma aşamasında suçun “uyuşturucu madde ticareti yapma” olarak kabul edilmesi nedeniyle hakkında TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmeden dava açılmış olan sanık hakkında kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin sağlanması olduğundan, bu durumda CMK’nın 231. maddesindeki genel kurallar değil, TCK’nın 191. maddesindeki özel hükümlerin uygulanması gerektiği," şeklindeki açıklamalar nazara alındığında,
Mercii İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/10/2018 kararı ile "sanığın adli sicil kaydında daha önce kasıtlı bir suçtan mahkumiyet bulunması nedeniyle koşulları oluşmadığı" gerekçesi ile sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına dair karar verilmiş ise de;
Dosya kapsamına göre, İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin19/06/2018 tarihli kararı ile sanığın eyleminin “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçunu oluşturduğu gerekçesiyle 5237 sayılı Kanun"un 191/8. maddesi uyarınca 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesindeki koşullar aranmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu durum karşısında sanık hakkında verilen hükmün açıklanması koşullarının 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesine tabi olmadığı, 5237 sayılı Kanun"un 191/8. maddesinde düzenlenen özel hükümlere tabi olduğu ve dolayısıyla sanık hakkında hükmedilen 4 yıl hapis cezasının açıklanmasının geri bırakılmasına yasal bir engel bulunmadığı gözetilmeden, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/10/2018 tarihli ve 2018/993 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanık ..."ın değişen suç vasfı itibarıyla kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan yargılama sonucunda İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/06/2018 tarihli ve 2018/148 esas, 2018/246 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/1. maddesi uyarınca 4 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun"un 191/8 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş, sanık müdafii tarafından karara itiraz edilmesi üzerine mercii İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/10/2018 tarihli ve 2018/993 değişik iş sayılı kararı ile, itirazın kabulüne ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
1-28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/5. fıkrasında yer alan, “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında,
Sanığın adli sicil kaydının incelenmesinde; 28/05/2016 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 21/06/2016 tarihli ve 2016/55074 soruşturma, 2016/2711 sayılı kararı ile, beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği anlaşıldığından;
Kanun yararına bozma incelemesine konu 28/11/2017 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunun İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 21/06/2016 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının ihlali niteliğinde olup olmadığının mahkemece araştırılması, suçun erteleme kararının ihlali niteliğinde olduğunun tespit edilmesi halinde, 6545 sayılı Kanun"la değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/5. maddesi
uyarınca ayrı bir soruşturma ve kovuşturma yapma yasağı bulunduğu ve bu suçun sadece ilk suçtan verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının ihlali sayılabileceği, mahkemesince açılan kamu davasında CMK’nın 223/8. maddesi gereğince düşme kararı verilip ihbarda bulunulması gerektiği,
28/11/2017 tarihli suçun İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 21/06/2016 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının ihlali niteliğinde olmadığının, müstakil bir suç olduğunun tespit edilmesi halinde ise TCK’nın 191/8. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği, gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup mercii İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesince bu gerekçe ile itirazın kabulüne karar verilmelidir.
2- Kabule göre de;
28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 68. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191. maddesi yeniden düzenlenmiş olup, anılan maddenin 8. fıkrasında “Bu Kanunun;
a) 188. maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti,
b) 190. maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, suçundan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun münhasıran bu madde kapsamına girdiğinin anlaşılması hâlinde, sanık hakkında bu madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” şeklindeki düzenleme dikkate alınarak, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/6. maddesinde belirtilen şartlar aranmaksızın sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin kanuni bir zorunluluk olduğu, bu nedenle, sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve hükmün açıklanması koşullarının 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesine tabi olmadığı, “Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan 5237 sayılı Kanun’un 191/1. maddesi gereğince sanık hakkında verilen mahkûmiyet hükmünün, TCK’nın 191/8. maddesi gereğince açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından mercii İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/10/2018 kararı ile "sanığın adli sicil kaydında daha önce kasıtlı bir suçtan mahkumiyet bulunması nedeniyle koşulları oluşmadığı" gerekçesi ile sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına karar verilmesi kanuna aykırıdır.
Sonuç olarak; mercii İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/10/2018 tarihli itirazın kabulüne dair kararı yukarıda (1) numaralı paragrafta açıklanan gerekçeyle sonuç olarak kanuna uygun olmakla birlikte kararın gerekçesi kanuna aykırı olup gerekçe yönünden bozulmasına karar vermek gerekmiş, kanun yararına bozma istemi değişik gerekçe ile mahkemenin gerekçesine yönelik olarak yerinde görülmüştür.
D-) Karar :
Açıklanan nedenlerle; mercii tarafından itirazın kabulüne karar verilmesi sonuç olarak kanuna uygun olmakla birlikte kararın gerekçesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi değişik gerekçe ile yerinde görüldüğünden, İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/10/2018 tarihli ve 2018/993 değişik iş sayılı kararının gerekçesi yönünden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
22/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.