19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/1805 Karar No: 2020/122 Karar Tarihi: 21.01.2020
5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/1805 Esas 2020/122 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesinde görülen bir davanın sonucunda sanık, 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık suçlamasıyla mahkum edilmiştir. Hüküm temyiz edilince, Anayasa Mahkemesi'nin 2015/85 sayılı kararıyla TCK'nin 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin iptal kararının infaz aşamasında gözetilebileceği belirtilerek, hüküm bozulmuştur. Ancak, kararın yeniden incelenmesi sonucu, sanığın temyiz itirazları kabul edilerek, TCK'nin 53/3. maddesi uyarınca sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini kullanmaktan mahrum bırakılması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, belirlenen vekalet ücretinin idareye verilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu nedenlerle, hüküm bozulmuş ve sanığın temyiz nedenleri kabul edilmiştir. Kanun maddeleri olarak ise, TCK'nin 53. ve 53/3. maddeleri, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. ve 1412 sayılı CMUK'un 322. maddeleri, ile 5237 Sayılı Kanun'un 53/1-a,b,d,e, ve 53/1-c maddeleri kararda yer almıştır.
19. Ceza Dairesi 2019/1805 E. , 2020/122 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nin 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24/11/2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilerek bozma nedeni yapılmamıştır. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır. Ancak, 1- Katılan idare lehine belirlenen vekalet ücretinin katılan idareye verilmesi gerekirken katılan vekiline verilmesi, 2- TCK’nin 53/3. maddesi uyarınca, sanığın yalnızca kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmesine kadar kısıtlama uygulanabilecek iken, kendi altsoyu dışındakiler üzerindeki yetkilerini de kapsayacak şekilde uygulama yapılması, Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, bu aykırılıklar yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 322. maddesi uyarınca, hükümden TCK’nin 53/3. maddesine ilişkin kısmının çıkartılıp yerine “5237 sayılı Kanun"un 53/1-a,b,d,e bentlerinde yazılı hakları kullanmaktan mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, 53/1-c maddesinde yazılı velayet, vesayet ve kayyımlığa ait yetkileri kendi alt soyu üzerinde kullanmaktan 53/3. maddesi hükmü gereğince şartla tahliye tarihine kadar yoksun bırakılmasına” ibaresi yazılmak, vekalet ücretine ilişkin kısmından ise ""idare vekiline" ibaresi çıkarılarak yerine "idareye" ibaresi eklenmek suretiyle, başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.