19. Hukuk Dairesi 2016/14091 E. , 2017/4957 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Davacı-birleşen dosya davalısı ...A.Ş. vek. Av. ... ile davalı-birleşen dosya davacısı ...Kuyumculuk ... Turizm Tic. Ltd. Şti. vek. Av. ... aralarındaki alacak-itirazın iptali davaları hakkında ... 14. Asliye Ticaret Mahkemesi"nden verilen 17/09/2015 gün ve 2014/866 E. - 2015/624 K. sayılı hükmün davalı-birleşen dosya davacısı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı-birleşen dosya davalısı vek. Av. ...ile davalı-birleşen dosya davacısı vek. Av...gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili,davalı şirketin 09.06.2008 tarihli bayilik sözleşmesi gereği eski bayiisi olduğunu, taraflar arasında akdedilen protokol uyarınca ... olduğu taşınmaz üzerinde müvekkili lehine 13.05.2018 tarihine kadar geçerli olacak şekilde intifa hakkı tesis edildiğini, bunun karşılığında müvekkilinin 881,318,00 TL ticari inkişaf bedeli ile 440.659,00 TL peşin satış destek primi ödemesi yaptığını, Rekabet Kurulu’nun 05.03.2009 tarihli kararı nedeniyle taşınmaz üzerinde intifa hakkının 19.07.2013 tarihinde terkin edildiğini, intifa hakkının 10 yıl yürürlükte kalacağı varsayımı ile ödenen bedellerin geçersizlik tarihi olan 13.05.2013 tarihinden sonraki döneme ilişkin kısmının karşılıksız kaldığını belirterek bu döneme isabet eden kısmının iktisap tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte şimdilik 10.000,00 TL’sinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, 31.12.2013 tarihli islah dilekçesi ile talebini 660.688,60 TL’ye çıkartmıştır.
Davalı vekili, alacağın tespit edilecek nitelikte olduğundan belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, müvekkili şirketin temerrüde düşürülmeden bu davanın açıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, taraflar arasında 03.06.2008 tarihli bayilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında davalıya kesin teminat mektubu verildiğini, davalı şirket tarafından haksız olarak teminat mektubunun 15.07.2013 tarihinde tahsil edildiğini, bu bedelin istenilmesine rağmen ödenmeyince icra takibine geçildiğini, davalının bu takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davalı şirkete protokol kapsamında ticari inkişaf bedeli ve peşin destek primi ödediklerini, bunun karşılığında teminat mektubu aldıklarını, Rekabet Kurulunun kararı ile sözleşmenin 13.05.2013 tarihinde sona erdiğini, ödemiş oldukları bu bedellerin iadesi için dava açtıklarını, riskin devam etmesi nedeniyle bedelin iade edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece,taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin süresinin 5 yıl süre ile sınırlı olması nedeniyle sona erdiği, intifa hakkının davacı tarafından 19.07.2013 tarihinde terkin edildiği, taraflar arasında akdedilen protokolde intifa hakkının resmi bir kurumun müdahalesi ile sona ermesi halinde geriye kalan süreye tekabül edecek bedelin davalı tarafından iade edileceğinin kararlaştırıldığı, protokolün taraflar için bağlayıcı olduğu, yapılan hesaplamaya göre iadesi gereken bedelin 636.727,00 TL olduğu, davalı tarafından verilen 300.000 TL teminat mektubunun tazmin edilmesi nedeniyle bu miktarın tahsili istenilen alacaktan düşülmesi gerektiği gerekçeleriyle asıl davada davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş,hüküm davalı-birleşen dosya davacısı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı-birleşen dosya davacısı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Taraflar arasında düzenlenen protokolün 4. maddesine göre 600.000 ... ticari inkişaf bedeli ve 6. maddesine göre de 300.000 ... bedelin ...’si ile birlikte davalıya ödenmesi kararlaştırılmış ve ödemelerin yapılmış olduğunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasında akdedilen protokol uyarınca 13.05.2018 tarihine kadar geçerli olacak intifa hakkı, 19.07.2013 tarihinde terkin edilerek protokol fesh edilmiştir.Protokolün feshi sonuçlarını düzenleyen 12. maddenin b-bb bendi “Bayi Adayı,işlememiş olan intifa süresine tekabül eden bakiye inkişaf bedeli ve peşin satış destek primini,geri ödeme tarihindeki ... Bankası Döviz Satış Kuru üzerinden yeni Türk Lirası olarak PO’ya iadeten ödemeyi beyan, kabul ve taahhüt etmişlerdir.” hükmünü içermektedir. Konu teknik bir hesaplamayı gerektirmekte olup sözleşme hükümlerine göre davalı tarafından iade edilecek miktarın belirlenmesi için konusunda uzman bilirkişiden Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı-birleşen dosya davacısı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı- birleşen dosya davacısı yararına BOZULMASINA ,vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı-birleşen dosya davacısı yararına takdir olunan 1.350,00 TL. duruşma vekalet ücretinin davacı-birleşen dosya davalısından alınarak davalı-birleşen dosya davacısına ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 14/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.