4. Ceza Dairesi 2015/4395 E. , 2017/21093 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- Sanıkla katılan arasında benzer suçlardan dolayı dava bulunması, gerek dosya içerisinde gerekse UYAP üzerinden yapılan incelemede, sanık hakkında 30.05.2013 tarihli iddianame ile açılan dava sonucunda, Antalya 6.Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2013/469 - 2014/95 E-K. sayılı kararı ile sanık ..."in katılana 01.03.2013 tarihinde mesajlar göndermek suretiyle tehdit eyleminden mahkumiyet, hakaret eyleminden ise ceza verilmesine yer olmadığına kararı verilip, kararın 03.03.2014 tarihinde kesinleştiği, incelemeye konu dosyada ise, 29.07.2013 tarihli iddianame ile katılanlara yönelik 27.04.2013 tarihinden bir hafta öncesi itibarıyle telefonla tehdit ve zincirleme hakaret eylemleri nedeniyle kamu davası açıldığının ve sanığın mahkumiyetine karar verildiğinin anlaşılması, incelemeye konu dosyadaki suç tarihinin, Antalya 6.Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/469 E. 2014/95 K.dosyasının dayanağı olan 30.05.2013 tarihli iddianameden önce olması nedeniyle hukuki kesintinin oluşmaması karşısında, Antalya 6.Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/460 – 2014/95 E.K. sayılı dosyası getirtilip, zincirleme suç hükümlerinin uygulama olanağı olup olmadığı tartışılarak, uygulanması halinde, ilk davada verilen ceza üzerinden zincirleme suç hükmü uyarınca artırılacak miktarı geçemeyecek şekilde mahkumiyet kararı verilmesi gerekirtiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması,
2- Sanığın, katılan ..."un kendisine hakaret ve tehdit mesajları göndermesi üzerine katılanı telefonla aradığına dair beyanı karşısında, tehdit suçu bakımından TCK"nın 29, hakaret suçu bakımından ise aynı Kanunun 129. maddesindeki haksız tahrik hükümlerinin sanık hakkında uygulanıp uygulanmayacağının tartşılmaması,
3- TCK"nın 53/l-(c) maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının belirtilmemesi,
4- Kabule göre de;
a)Tehdit suçu bakımından; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 Sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK"nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu, hakaret suçu yönünden ise, uzlaşma önerisinin yapıldığı tarihte 5271 sayılı CMK"nın 253/3.maddesinde engel bulunduğu gözetilerek, yeni düzenleme karşısında bu suç yönünden de uzlaşma önerisinde bulunulması gerektiği anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7.maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
b) Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının uygulanması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönler incelenmeksizin HÜKÜMLERİN, 5320 sayılı Kanunun 8/1 maddesi gereğince BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 02.10.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.