Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/237 Esas 2020/8429 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/237
Karar No: 2020/8429
Karar Tarihi: 15.12.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/237 Esas 2020/8429 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, otomobil satışı sonrası ödenmeyen tutarın rücu edilmesi üzerine açılmıştır. Davacı tarafından ödenen tutarın işletme sıfatı olmaksızın ödenmesi ve davalının haksız olarak tahsil ettiği tutarın geri ödenmesi talep edilmektedir. İlk derece mahkemesince davaya ilişkin olarak verilen hüküm reddedilmiştir. Yapılan istinaf başvurusu sonrasında Bölge Adliye Mahkemesi davacı lehine verilen kararın süresinde temyiz edilmemesi nedeniyle reddedilmiştir. Bu kararın dayanağı HMK 343/3 ve 118/1 maddeleri ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği kanun yoluna başvuru yönetmeliğinin 48/4 maddeleridir.
(Kapatılan)17. Hukuk Dairesi         2020/237 E.  ,  2020/8429 K.

    "İçtihat Metni"

    Reyhanlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün davacı vekilince istinaf esilmesi üzerine,Bölge Adliye Mahkemesince davacının başvurusunun esastan reddine dair verilen karara karşı davacı vekilinin temyiz yoluna başvurması ile dosya incelendi gereği düşünüldü;
    -K A R A R-
    Davacı vekili; davacının, davanın ihbar edileceği ... isimli şahsa ... plakalı aracı, oto satış sözleşmesi ile 09/10/2013 tarihinde sattığını, satış bedeli olarak da 15.000,00.TL"nin kararlaştırıldığını, satış gereği davacıya 4.900,00.TL ... tarafından ödendiğini ve kalan 10.100,00.TL"nin 45 gün içinde ödemeyi vaad ettiğini, 09/10/2013 tarihli sözleşme gereğince aracın devrinin 21/10/2013 tarihinde ..."a verileceğinin kararlaştırıldığını, böyle olmasına rağmen ..."un kullandığı ... plakalı araç ile ... plakalı aracın 18/10/2013 tarihinde kaza yaptıklarını ve ..."un kullandığı aracın Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının olmadığını, ... tarafından aracın devrini aldıktan sonra sigorta yaptıracağını davacıya beyan ettiğini, kaza sırasında ..."un kullandığı araçta bulunan ..."in yaralanması nedeniyle uğradığı zararı karşılamak için davalı ..."na başvuruda bulunduğunu, davalı tarafından ..."e 60.736,00.TL tazminat ödendiğini, bunun üzerine davalı tarafından 5684 sayılı Sigortacılık
    Kanunu ile ... yönetmeliği uyarınca, aracın kayıt sahibi olarak görünen davacıya rücu etmek niyetiyle Reyhanlı İcra Müdürlüğü"nün 2015/199 esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacı tarafından davalının avukatına 14/04/2015 tarihinde toplamda 68.210,00.TL ödeme yapıldığını, davalı vekilince aynı tarihli ibraname ile davacının bu dosyadan dolayı ibra edildiğini, davacının söz konusu borcu icra tehdidi ve baskısı altında ödediğini, ancak 2918 sayılı yasanın 3. Maddesine göre davacının işleten sıfatını taşımadığını dolayısıyla davalı şirketin davacıya rücu hakkı olmadığını, davalının hakkı olmayan bir parayı davacıdan tahsil ederek sebepsiz olarak zenginleştiğini bu nedenlerle davalının haksız olarak tahsil ettiği 68.210,00.TL"nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili açılan davanın yasal dayanağı olnadığını, noter kanalıyla satılmadığı takdirde şahsın sorumluluktan kurtulamayacağını, ayrıca davacının hiçbir itiraz ve beyanda bulunmaksızın borcu kabul edip haricen borcunu ödemiş olmasının mülkiyet ve işletenliğini kabul etmiş sayılacağı anlamını taşıdığını, icra dosyasında davacıya yapılan bir baskı olmadığını ve itirazda bulunulmadığını bu nedenlerle yasal dayanağı olmayan davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece davaının reddine karar verilmiş davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esatan rediine karar verilmiştir.İşbu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    6100 sayılı HMK"nın temyiz hükümlerini içeren ikinci bölümününde düzenlenen 366.maddesinde kıyas yolu ile uygulanacak hükümler başlığında "Bu kanunun istinaf yolu ile ilgili 343 ila 349 ve 352.maddelerinin temyizde kıyas yoluyla uygulanır" denilmekle HMK 343.madesinin 3 fıkrasında ise istinaf yoluna başvuru tarihi konusunda 118.madde hükmünün uygulanacağı" belirtilmiştir.Buna göre HMK 118/1 de davanın ,dava dilekçesinin kaydedildiği tarihte açılmış sayılacağı,hüküm altına alınmıştır.Yine hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin Kanun yoluna başvuru yönetmeliğinin ,kanun yoluna başvuru işlemleri başlıklı 48.maddesinin 4. Fıkrasında" Kanun yolu başvurusu ,kanun yolu dilekçesinin kaydedildiği tarihte yapılmış sayılır " düzenlemesi mevcuttur.
    İlk derece mahkemesince verilen karara yönelik olarak davacı vekilince yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın davacı vekiline 16.08.2019 tarihinde tebliğ edildiği,temyiz harcının 30.08.2019 tarihinde yatırıldığı ancak temyiz dilekçesinin adli tatil bitiminde temyiz süresi geçtikten sonra 25.09.2019 tarihinde UYAP ortamından gönderildiği ve aynı gün temyiz defterinin 2019/84 sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
    Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01/06/1990 gün ve 1989/3 Esas, 1990/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararında, Yargıtay tarafından da bir karar verilebileceği öngörüldüğünden davacı vekilinin yukarıda çakılanan nedenlerle temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı yaptığı temyiz başvurusuna yönelik temyiz dilekçesinin süre yönünden REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 15/12/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.