Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2016/15469
Karar No: 2021/4459
Karar Tarihi: 30.09.2021

Danıştay 10. Daire 2016/15469 Esas 2021/4459 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/15469
Karar No : 2021/4459


DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- … Bakanlığı / …
VEKİLİ : … 2- … Valiliği
VEKİLİ : Av. … 3- … Bakanlığı / …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN_KONUSU : Davacının bakıma muhtaç annesi için ödenen bakım ücretinin iptaline ilişkin … tarih ve … sayılı Ankara Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü işlemi ile anılan işlemin dayanağı olduğu öne sürülen Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tespiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmeliğin 2. maddesinde yer alan "...bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre..." ibaresinin, 4. maddesinin (h) bendinin, 7. maddesinin 3. fıkrasının iptali ile işlem nedeniyle ödenmeyen bakım ücretlerinin yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.

DAVACININ_İDDİALARI :
Davacı tarafından, bakıma muhtaç annesi için Ankara Valiliği'nce kendisine ödenen evde bakım aylığının Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tespiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik'in 4. maddesinin (h) bendinde düzenlenen evde bakım aylığının tespitine ilişkin yapılacak gelir hesabında "torunun çocuğu"nun bakmakla yükümlü bireyler arasında sayılmaması nedeniyle iptal edildiği ve daha önce ödenen bakım ücretlerinin iadesinin istenildiği, dava konusu işlemde bakmakla yükümlü olan kişilere göre gelirin tespit edildiğinin belirtilmesine rağmen 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu'nun 6518 sayılı kanunla değişik Ek 7.maddesinde, "Her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirler toplamı esas alınmak suretiyle, hane içinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarı, asgarî ücretin aylık net tutarının 2/3’ünden daha az olan bakıma ihtiyacı olan engellilere, resmî veya özel bakım merkezlerinde bakım hizmeti ya da sosyal yardım yapılmak suretiyle evde bakımına destek verilmesi sağlanır." hükmüne yer verildiği, bu maddede hane içinde kişi başına düşen gelirin hesaplanmasının öngörülmesi nedeniyle aynı hanede yaşayan torunun çocuğunun da gelir hesabında dikkate alınması gerektiği, kanun değişikliği sonrasında dava konusu işlemin dayanağı olarak gösterilen Yönetmelik'in kanuna aykırı hale geldiği ileri sürülmüştür.
DAVALI ... BAKANLIĞININ SAVUNMASI :
Davalı Bakanlık tarafından, Bakıma Muhtaç Engellilerin Tespiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik doğrultusunda … tarih ve … sayılı Makam Onayı ile engelli … 'un evde bakım hizmeti uygun görülerek bakım hizmeti vermeyi taahhüt eden bakıcı (kızı) … 'e evde bakım ücreti bağlandığı, ancak ikamette bulunan engellinin torununun çocuğunun (… ) akraba tanımı içerisinde olmadığı gözetilerek gelir hesaplamasının yeniden yapıldığı, toplam gelirin onay tarihi itibari ile yasal limitleri geçtiği tespit edilerek kızı … adına alınan evde bakım onayının 15/01/2015 tarihi itibarı ile iptali ve bu tarihten itibaren ödenen evde bakım ücretlerinin de geriye dönük olarak tahsilinin … tarih ve … sayılı yazı ile … 'e tebliğ edildiği, karara yapılan itirazın reddedilmesi üzerine davacı tarafından borcu ödeyeceğine dair 08/08/2016 tarihli dilekçenin verildiği, 07/01/2017 tarih ve 29961 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 6. maddesiyle 2828 sayılı Kanuna eklenen Geçici 15. madde gereğince tahakkuk ettirilen borcun terkin edildiği, bu durumun … tarih ve … sayılı yazı ile aileye tebliğ edildiği, 2828 sayılı Sosyal Hizmet Kanunu'nun Ek 7. maddesinin ilk cümlesinde yer alan "hane içinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarı, asgari ücretin aylık net tutarının 2/3ünden daha az olan bakıma muhtaç engellilere...” kriterinin tek kriter olmadığı, Yönetmelik'in "akraba" tanımı içerisinde torununun çocuğunun yer almadığı ve hane halkına dahil edilmediği, diğer yandan 04/11/2016 tarihli ve 29878 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Engelli Bireylere Yönelik Özel Bakım Merkezleri Yönetmeliği'nin 67. maddesi ile dava konusu Yönetmeliğin yürürlükten kaldırıldığı, ancak Engelli Bireylere Yönelik Özel Bakım Merkezleri Yönetmeliği'nin Geçici 1 . maddesinin 1. fıkrasında " 67 nci maddenin ikinci fıkrası ile yürürlükten kaldırılan Yönetmeliğin evde bakım hizmetlerine ilişkin Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar devam olunur.” kuralının yer aldığı, dava konusu işlemlerin hukuka uygun olduğu savunulmaktadır.
DAVALI ... BAKANLIĞININ SAVUNMASI :
Davalı idare tarafından, 2828 sayılı Kanunun Ek 7. maddesiyle, bakıma ve yardıma ihtiyacı olan engellilerin bu ödemeden yararlanabilmesinin amaçlandığı ve bu doğrultuda ekonomik yoksunluk ve engellilik derecesi (bakıma muhtaçlık) olmak üzere iki kriter belirlendiği, iptali istenen dava konusu Yönetmelik'in kanuna uygun olarak düzenlendiği savunulmuştur.
DAVALI ... VALİLİĞİNİN SAVUNMASI :
Davalı idare tarafından, engelli … 'un evde bakım hizmeti karşılığında bakım hizmeti vermeyi taahhüt eden bakıcı (kızı) … 'e bağlanan evde bakım ücretinin, hanenin toplam gelirinin onay tarihi itibarı ile yasal limitlerin üzerinde olması nedeniyle iptal edildiği, ödenen evde bakım ücretlerinin de geriye dönük olarak tahsilinin istenildiği, dava konusu işlemlerin 30/07/2006 tarih ve 26244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Bakıma Muhtaç Engellilerin Tespiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik'e uygun şekilde tesis edildiği, dava konusu Yönetmeliğin 04/11/2016 tarihli ve 29878 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Engelli Bireylere Yönelik Özel Bakım Merkezleri Yönetmeliği'nin 67. maddesi ile yürürlükten kaldırıldığı, ancak Engelli Bireylere Yönelik Özel Bakım Merkezleri Yönetmeliği'nin Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasında "67 nci maddenin ikinci fıkrası ile yürürlükten kaldırılan Yönetmeliğin evde bakım hizmetlerine ilişkin Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar devam olunur.” kuralının yer aldığı, dava konusu işlemin hukuka uygun tesis edildiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Dava konusu yönetmelik maddelerinin ve davacı hakkında tesis edilen işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava; davacının bakıma muhtaç annesi için ödenen bakım ücretinin iptaline ilişkin … tarih ve … sayılı Ankara Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü işlemi ile anılan işlemin dayanağı olduğu öne sürülen Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tespiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmeliğin 2. maddesinde yer alan "...bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre..." ibaresinin, 4. maddesinin (h) bendinin, 7. maddesinin 3. fıkrasının iptali ve yürütülmesinin durdurulması ile işlem nedeniyle ödenmeyen bakım ücretlerinin yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve ödenen bakım ücretleri bakımından borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Anayasanın, 2.maddesinde; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin değişmez niteliklerinden birinin de “sosyal devlet” olduğu vurgulayan 2.maddesi, “Kanun önünde eşitlik”e ilişkin kurallar sıralayan 10.maddesi, “Sosyal Güvenlik hakları” başlıklı 60.maddesi, “Sosyal güvenlik bakımından özel olarak korunması gerekenler” başlıklı 61.maddesi hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; sosyal devlet ilkesi nedeniyle devlete, sosyal yükümlülükler konusunda birincil önemde yükümlülükler yüklenmiş, bakıma muhtaç özürlüler konusunda ise 61.madde hükmü uyarınca Devletin, bu konuda özel önlemler alması gerektiği belirtilmiştir.
2828 sayılı Yasanın ek 7. maddesi, 10.2.2007 tarih ve 26430 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5579 sayılı Yasayla "Her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamı esas alınmak suretiyle; kendilerine ait veya bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre kendilerine düşen ortalama aylık gelir tutarı bir aylık net asgarî ücret tutarının 2/3’ünden daha az olan bakıma muhtaç özürlülere, resmî veya özel bakım merkezlerinde ya da ikametgâhlarında bakım hizmeti verilmesi sağlanır. Bakıma muhtaç özürlülere sunulacak bakım hizmetlerinin kapsamına, bakım hizmetinden yararlanabileceklerin başvuru şekline ve bu hizmetleri verecek olan gerçek ve tüzel kişilerin izin, çalışma, denetim, ücretlendirme ile bakım hizmeti karşılığı yapılacak ödemelere ilişkin usûl ve esaslar; Kurumun koordinatörlüğünde, Maliye Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Özürlüler İdaresi Başkanlığınca müştereken çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. Bakıma muhtaç özürlülere sunulacak bakım hizmetinin karşılığı olarak belirlenecek kişi başına aylık bakım ücreti tutarı, iki aylık net asgarî ücretten fazla olamaz. Bakıma muhtaç özürlülerden Kurumca ve diğer resmî kurumlarca bakılanlar dışında kalanlara ilişkin bakım ücreti, bu amaçla Kurum bütçesine konulacak ödeneklerden karşılanır. Bakıma muhtaç özürlülere, ücretleri Kurum bütçesinden karşılanmak suretiyle sağlanacak bakım hizmetleri 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerine tâbi olmaksızın temin edilir." şeklinde değiştirilmiştir.
Aktarılan Yasa hükmüne paralel olarak 23.10.2007 tarih ve 26679 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelikle, bakıma muhtaç özürlünün bakım ücretinin genel Müdürlükçe ödenecek olması halinde bakım ücretinin,Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tesbiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik hükümlerine göre ödeneceği hükmüne yer verilmiş, Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tesbiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelikte de aynı tarihli Resmi Gazete de yer alan yönetmelikle değişiklik yapılmıştır.
Görüldüğü üzere; 2828 sayılı Yasanın ek 7. maddesinde 5579 sayılı Yasayla yapılan değişiklikle, bakım hizmeti giderleri Devlet tarafından karşılanacak bakıma muhtaç özürlülerde aranan "sosyal güvenlik kurumuna tâbi olmama" koşulu kaldırılmış; ekonomik yoksunluğun tanımı ise Yönetmeliğe bırakılmaksızın, "Her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamı esas alınmak suretiyle; kendilerine ait veya bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre kendilerine düşen ortalama aylık gelir tutarı bir aylık net asgarî ücret tutarının 2/3’ünden daha az olan" denilmek suretiyle Yasa tarafından belirlenmiştir.

İlk başta bu ön koşul, bir eşitsizlik yaratıyor gibi görünse de, Devlet yükümlülük altına girdiği Anayasa hükmü ile özel olarak korunması gerekenler konusunda daha ileri bir hizmeti vermek için 5378 sayılı Yasa ile 2828 sayılı Yasaya söz konusu Ek 7.maddeyi ekleyerek hiçbir sosyal güvencesi bulunmayan ve bakıma muhtaç özürlülere daha kaliteli bir sosyal hizmet verilmesini amaçlamıştır.

Anayasada bulunan “eşitlik” kuralı, Anayasa Mahkemesi kararlarıyla da hüküm altına alındığı gibi mutlak eşitlik anlamına gelmemekte olup Devlet tarafından, bu alanda hiçbir sosyal güvencesi olmayan ve bu konuda Devletten bir yardım almayan, hiçbir sosyal güvenlik şemsiyesi altında bulunmayan bir kesime, başka bir anlatımla eşit koşullara sahip olmayan bakıma muhtaç özürlülere Anayasanın 61.maddesi uyarınca bir koruma getirilmek istemiştir.

Doğal olarak burada eşit olmayan iki kesim arasında getirilen bir farklılaştırma, başka bir anlatımla bu iki kesimi eşit hale getirmeye yönelik olarak yapılan düzenlemede eşitsizlikten söz etmek olası değildir. Yönetmelik hükümleri, 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun Ek 7.madde hükmüne dayanılarak çıkarılmış olup Yönetmelik maddelerinde yer alan düzenlemeler 10.2.2007 tarih ve 26430 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5579 sayılı yeni Yasa hükmüne paralel nitelikte olduğundan hukuka aykırı bulunmamaktadır.

Bu durumda dava konusuYönetmelik hükümlerine uygun biçimde davacı hakkındaki işlemde de hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Davacı tarafından dava dilekçesi içeriğinde; dava konusu Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tespiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmeliğin 2. maddesinde yer alan "...bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre..." ibaresinin, 4. maddesinin (h) bendi ile 7. maddesinin 3. fıkrasının tamamının iptali istenilmişse de; 7. maddenin 3. fıkrasının tamamı yönünden hukuka aykırılık iddiasında bulunulmadığı, bu fıkrada yer alan "gelirin bakmakla yükümlü olunan bireyler sayısına göre belirlenmesine" ilişkin kısmına yönelik hukuka aykırılık iddiasında bulunulduğu anlaşıldığından, hukuka uygunluk denetimi dava dilekçesinde belirtilen cümle ve ibarelere hasren ve davacının iddiaları ile sınırlı olarak yapılmaktadır.

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Davacı tarafından, bakıma muhtaç annesi için Ankara Valiliğince kendisine ödenen bakım aylığının kesildiğini öğrenmesinin ardından davalı idareye başvurulmuştur.
Ankara Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işlemi ile davacının başvurusu, evde bakım aylığının tespitine ilişkin yapılacak gelir hesabında "torununun çocuğunun" bakmakla yükümlü bireyler arasında sayılmaması nedeniyle reddedilerek, daha önce ödenen bakım ücretlerinin iadesi istenilmiş bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE :
ESAS YÖNÜNDEN:
İlgili Mevzuat:
2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu'nun, 06/02/2014 tarihli ve 6518 sayılı kanunun 21. maddesiyle değişik Ek 7. maddesinde, "Her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirler toplamı esas alınmak suretiyle, hane içinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarı, asgarî ücretin aylık net tutarının 2/3’ünden daha az olan bakıma ihtiyacı olan engellilere, resmî veya özel bakım merkezlerinde bakım hizmeti ya da sosyal yardım yapılmak suretiyle evde bakımına destek verilmesi sağlanır. Hanede birden fazla bakıma ihtiyacı olan engelli bulunması hâlinde, hane içinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarının hesaplanmasında birinci bakıma ihtiyacı olan engelliden sonraki her bakıma ihtiyacı olan engelli iki kişi sayılır. Bu fıkranın uygulanmasında, 5510 sayılı Kanunun ek 18 inci maddesi uyarınca Ramazan ve Kurban bayramlarında ödenen bayram ikramiyeleri hane içinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarının hesaplanmasına dâhil edilmez. Bakıma ihtiyacı olan engellilere özel bakım merkezlerinde sunulacak bakım hizmetinin karşılığı olarak belirlenecek kişi başına aylık bakım ücreti tutarı, (20.000) gösterge rakamı ile memur aylık katsayısının çarpımı sonucu bulunacak tutardan fazla olamaz. Bakıma ihtiyacı olan engellinin evde bakımına destek için ise (10.000) gösterge rakamı ile memur aylık katsayısının çarpımı sonucu bulunacak tutar kadar aylık sosyal yardım yapılır.
Bakıma ihtiyacı olan engellilere sunulacak bakım hizmet modeline ve kapsamına, bakım hizmetinden yararlanabileceklerin başvuru şekline, bu hizmetleri verecek olan gerçek ve tüzel kişiler tarafından açılacak kuruluşlara açılış izni verilmesine, çalışmasına, denetimine, ücretlendirilmesine, idari para cezalarının ve kapatılma işlemlerinin uygulanmasına, özel bakım merkezlerine bakım hizmeti karşılığı yapılacak ödemelere ve bakım hizmeti veren resmî kurumlara yapılacak yardımlara ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Maliye Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca müştereken çıkarılan yönetmelikle belirlenir.
Bakıma ihtiyacı olan engellilerin evde bakımına destek için yapılacak sosyal yardımlara ilişkin iş ve işlemler, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarınca gerçekleştirilir. Bakıma ihtiyacı olan engellilerin evde bakımına destek için yapılacak sosyal yardımın başvuru şekline, değerlendirilmesine, ödenmesine ve diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Maliye Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca müştereken çıkarılan yönetmelikle belirlenir.
Birinci fıkra kapsamındaki bakıma ihtiyacı olan engellilere sunulacak bakım hizmetinin karşılığı olarak özel bakım merkezlerine ödenecek bakım ücreti, evde bakımına destek için yapılacak sosyal yardım ile bakım hizmeti veren resmî kurumlara yapılacak yardımlar Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bütçesinden karşılanır. Bakıma ihtiyacı olan engellilere, ücretleri Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bütçesinden karşılanmak suretiyle sağlanacak bakım hizmetleri, 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın temin edilir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığının görüşü alınarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle belirlenir.
Birinci fıkra ile belirlenen hane halkı gelir ölçütünü aşan gelir değişikliğinin tespiti hâlinde bu madde kapsamında yapılan ödemeler durdurulur ve değişikliğin meydana geldiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte genel hükümlere göre takip ve tahsil edilir." hükmü yer almaktadır.
Dava Konusu Yönetmeliğin İncelenmesi:
30/7/2006 tarih ve 26244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tespiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmeliğin, 23/10/2007 tarih ve 26679 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelikle değişik 2. maddesinde, Yönetmeliğin, her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamı esas alınmak suretiyle; kendilerine ait veya bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre kendilerine düşen ortalama aylık gelir tutarı bir aylık net asgari ücret tutarının 2/3'ünden daha az olan bakıma muhtaç özürlüleri, bu özürlülere verilecek bakım hizmetlerini, hizmetlerin ücretlendirilmesini ve ücretlerin ödenmesini kapsadığı belirtilmiş; 4. maddesinin 1. fıkrasının, 21/10/2010 tarih ve 27736 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelikle değişik (h) bendinde ise, "bakmakla yükümlü olunan bireyler", üveyler de dâhil olmak üzere bakıma muhtaç özürlünün kendisi ve kendisi ile birlikte aynı evde yaşayan eşi, çocukları ile ana ve babası, çocuklarının eşleri, evli olmayan torunları, ana ve babasının ana ve babası, evli olmayan kardeşleri, eşinin ana ve babası, eşinin evli olmayan kardeşleri; başka bir adreste bulunsa dahi evli olmayan ve eğitimini devam ettiren çocukları ile aynı durumdaki kardeşleri ya da eşinin kardeşleri ile aynı evde yaşamakta iken er veya erbaş olarak askere gitmiş olan babası, çocuğu ve kardeşi; ayrı adreslerde ikamet etse dahi özürlü üzerinde velayeti devam eden anne ve babası veya kanunen bakmakla yükümlü kimsesi bulunamayan özürlü ile aynı evde yaşayan ve bakım hizmeti vermeyi yazılı olarak taahhüt eden akraba, vasi ve bunlarla birlikte aynı evde yaşayan kişiler olarak tanımlanmış; 7 maddenin 3. fıkrasında, bakım raporunun hazırlanması sürecinde bakmakla yükümlü olunan birey sayısına göre özürlüye düşen gelirin belirtileceği, ayrıca bakmakla yükümlü olunan bireyler tanımında belirtilen tüm bireylerin gelirlerinin toplam gelire dahil edileceği düzenlenmiştir.
Dava konusu Yönetmelik'in dayanağı olan 2828 sayılı Kanun'un 01/02/2007 tarih ve 5579 sayılı kanunla değişik ek 7. maddesinin 1. fıkrası, "Her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamı esas alınmak suretiyle; kendilerine ait veya bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre kendilerine düşen ortalama aylık gelir tutarı bir aylık net asgarî ücret tutarının 2/3'ünden daha az olan bakıma muhtaç özürlülere, resmî veya özel bakım merkezlerinde ya da ikametgâhlarında bakım hizmeti verilmesi sağlanır." şeklinde iken, 6518 sayılı Kanun'un 21. maddesiyle 06/02/2014 tarihinde değiştirilmiş, yapılan değişiklik ile maddenin 1. fıkrası, "Her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirler toplamı esas alınmak suretiyle, hane içinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarı, asgarî ücretin aylık net tutarının 2/3’ünden daha az olan bakıma ihtiyacı olan engellilere, resmî veya özel bakım merkezlerinde bakım hizmeti ya da sosyal yardım yapılmak suretiyle evde bakımına destek verilmesi sağlanır. Hanede birden fazla bakıma ihtiyacı olan engelli bulunması hâlinde, hane içinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarının hesaplanmasında birinci bakıma ihtiyacı olan engelliden sonraki her bakıma ihtiyacı olan engelli iki kişi sayılır." şeklinde yeniden düzenlenmiştir.
Söz konusu değişikliğin gerekçesinde "Madde ile, 2828 sayılı Kanunun ek 7 nci maddesi yeniden düzenlenmiştir. Düzenleme ile engelliye evde bakım hizmeti uygulamasında köklü değişikliklere gidilmiştir. Evde bakım hizmeti, engellinin evde bakımına destek yardımı olarak tanımlanmış ve sosyal yardım kapsamına alınmıştır. Evde bakım hizmeti uygulamasının yapısı itibarıyla, bir hizmet modelinden ziyade bakıma ihtiyacı olan engellinin evde bakımını sağlayan bir sosyal yardım ve destek modeli olarak değerlendirilmelidir. Bu itibarla yeni düzenlemede, uygulama sosyal yardım verilmek suretiyle bakıma muhtaç engellinin evde bakımına destek verilmesi olarak formüle edilmektedir. Söz konusu yardımdan faydalanmaya ilişkin gelir kriteri, Bakanlığın tüm yardım uygulamaları için belirlediği hane halkı yaklaşımı çerçevesinde yeniden belirlenmiştir. Hanedeki bireylerin gelir ve ortak harcamaları hane içerisindeki ortak yoksulluk durumunu ve bu durumun başvuruda bulunan kişinin muhtaçlık haline yansımasını etkilemektedir. Refah hanede paylaşılan bir durumdur. 3294 sayılı Kanun kapsamında yapılan yardımlarda ve 2022 sayılı Kanun uyarınca bağlanan yaşlı ve engelli aylıklarında uygulanan bu yaklaşımın bu yardım türünde de uygulanması sosyal yardımlar için geçerli ekonomik muhtaçlık kriterinde farklılıkları ve yanlış anlamaları ortadan kaldıracaktır. Bütünleşik Sosyal Yardım Hizmetleri Bilgi Sistemi ile birlikte hane ölçeğinde kişinin tüm gelirleri elektronik ortamda temin edilebildiği için, gelir kriteri, tüm sosyal yardımlarda uygulanabilir ve genel bir kriter olan hane halkı yaklaşımı ile ilişkilendirilmiştir. (...)" ifadelerine yer verilmiştir.
Yukarıya aktarılan Kanun maddeleri ve madde gerekçesi incelendiğinde; 2828 sayılı Kanun'un 01/02/2007 tarih ve 5579 sayılı Kanun'la değişik ek 7. maddesinin 1. fıkrasında, ekonomik yoksunluk kriterinin belirlenmesinde, "kendilerine ait veya bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre kendilerine düşen ortalama aylık gelir tutarı" dikkate alınmakta iken, 2828 sayılı Kanun'un ek 7. maddesinde 6518 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile bu yaklaşımdan vazgeçilerek, hane halkı yaklaşımı çerçevesinde yeni bir düzenlemeye gidildiği, bu durumun bakmakla yükümlü olduğu birey sayısıyla ilgili düzenlemeler içeren Yönetmeliğin iptali istenen 2. maddesinde yer alan "...bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre..." ibaresinin, 4. maddesinin (h) bendinin, 7. maddesinin 3. fıkrasının 1.cümlesinde yer alan "bakmakla yükümlü olunan birey sayısına göre" ibaresi ile 2. cümlesindeki düzenlemelerin Kanuna aykırı hale gelmesi sonucunu doğurduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, kanun değişikliği sonrasında yasal dayanaktan yoksun kaldığı anlaşılan dava konusu düzenlemelerde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Dava konusu Ankara Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işleminin incelenmesi:
30/7/2006 tarih ve 26244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tespiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmeliğin 4. maddesinin (h) bendi hukuka uygun bulunmadığından, bu hükme dayanılarak davacının başvurusunun reddi yolunda tesis edilen davaya konu işlemde de hukuka uygunluk görülmemiştir.
Davacının, kesilen evde bakım ücretlerinin kendisine faiziyle birlikte ödenmesi talebinin incelenmesi:
Ankara Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işleminin ve işlemin dayanağı olan Yönetmelik maddesinin iptaline karar verildiğinden, davacının bu işlem ve düzenleme nedeniyle yoksun kaldığı evde bakım ücretlerinin davalı idarece faiziyle hesaplanarak davacıya ödenmesi gerektiği açıktır.
Öte yandan, davacı tarafından ödenen bakım ücretlerinden dolayı borçlu olmadığının tespiti isteminde bulunulmuş ise de; 2577 sayılı idari yargılama usulü Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca idari yargıda yalnızca iptal ve/veya tam yargı davası açılabileceğinden ve idari yargı mercilerince tespit mahiyetinde yargı kararı verilemeyeceğinden davacının söz konusu istemi hakkında hüküm kurulmamıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu Yönetmeliğin 2. maddesinde yer alan "...bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre..." ibaresinin, 4. maddesinin (h) bendinin, 7. maddesinin 3. fıkrasının 1.cümlesinde yer alan "bakmakla yükümlü olunan birey sayısına göre" ibaresi ile 2. cümlesinin İPTALİNE,
2. Dava konusu Ankara Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işleminin İPTALİNE ve bu işlem nedeniyle ödenmeyen evde bakım ücretlerinin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine,
3. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
5. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30(otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 30/09/2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
Dava; davacının bakıma muhtaç annesi için ödenen bakım ücretinin iptaline ilişkin … tarih ve … sayılı Ankara Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü işlemi ile anılan işlemin dayanağı olduğu öne sürülen Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tespiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmeliğin 2. maddesinde yer alan "...bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre..." ibaresinin, 4. maddesinin (h) bendinin, 7. maddesinin 3. fıkrasının iptali ile işlem nedeniyle ödenmeyen bakım ücretlerinin yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu'nun, 1.2.2007 tarih ve 5579 sayılı Kanun'la değişik ek 7. maddesinin 1. fıkrasında, "Her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamı esas alınmak suretiyle; kendilerine ait veya bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre kendilerine düşen ortalama aylık gelir tutarı bir aylık net asgarî ücret tutarının 2/3'ünden daha az olan bakıma muhtaç özürlülere, resmî veya özel bakım merkezlerinde ya da ikametgâhlarında bakım hizmeti verilmesi sağlanır." hükmüne yer verilmiştir.
Anılan maddeyle yasakoyucu, "evde bakım hizmeti ücreti" adı altındaki Devlet desteğinden yararlanacak özürlüleri belirlemek için "ekonomik yoksunluk" ve "özürlülük (bakıma muhtaçlık)" olmak üzere iki kriter getirmiştir. "Ekonomik yoksunluk" ölçütü, genel itibariyle, özürlü ile özürlünün birlikte yaşayıp bakmakla yükümlü olduğu bireylerin bütün gelirlerinden kişi başına düşecek tutarın, geçim ve bakım masrafları için yetersiz olacağı varsayılan bir aylık net asgari ücretin 2/3'ünden düşük olması şeklinde belirlenmiştir. Dolayısıyla, Kanunun yukarıda aktarılan amacı doğrultusunda, özürlü bireye ailesinin (bakmakla yükümlü olunan bireylerin) de destek olacağı kabul edildiğinden, ekonomik yoksunluk ölçütü hesabına esas alınacak gelirler, yalnızca özürlüye değil, özürlünün birlikte yaşadığı ya da ayrı yaşasa dahi bakmakla yükümlü olduğu bireylere ait olanları da kapsamaktadır. Esasen aksi yorumun; diğer bir ifadeyle, maddenin, yalnızca özürlü bireylerin gelirlerinin hesaba dahil edilmesini düzenlediğinin kabulü, ailesi refah halinde olan özürlülere de ücret bağlanması sonucunu doğuracağından, Kanunun ve sosyal devletin amacına aykırı düşeceği gibi, hakkaniyete de uygun olmayacaktır. Zira, bu halde, ekonomik yoksunluk içindeki özürlü bireyin yükünün topluma pay edilmesi söz konusu olmamakta, Devlet yardımının gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırılamaması hali ortaya çıkmaktadır.
Diğer taraftan, 2828 sayılı Kanun'un ek 7. maddesi, 6518 sayılı Kanun'un 21. maddesiyle 06/02/2014 tarihinde değiştirilmiş, yapılan değişiklik ile, "Her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirler toplamı esas alınmak suretiyle, hane içinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarı, asgarî ücretin aylık net tutarının 2/3’ünden daha az olan bakıma ihtiyacı olan engellilere, resmî veya özel bakım merkezlerinde bakım hizmeti ya da sosyal yardım yapılmak suretiyle evde bakımına destek verilmesi sağlanır. Hanede birden fazla bakıma ihtiyacı olan engelli bulunması hâlinde, hane içinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarının hesaplanmasında birinci bakıma ihtiyacı olan engelliden sonraki her bakıma ihtiyacı olan engelli iki kişi sayılır." hükmü getirilmiştir.
30/07/2006 tarih ve 26244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tespiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmeliğin, 23/10/2007 tarih ve 26679 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelikle değişik 2. maddesinde, Yönetmeliğin, her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamı esas alınmak suretiyle; kendilerine ait veya bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre kendilerine düşen ortalama aylık gelir tutarı bir aylık net asgari ücret tutarının 2/3'ünden daha az olan bakıma muhtaç özürlüleri, bu özürlülere verilecek bakım hizmetlerini, hizmetlerin ücretlendirilmesini ve ücretlerin ödenmesini kapsadığı belirtilmiş; 4. maddesinin 1. fıkrasının 21.10.2010 tarih ve 27736 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelikle değişik (h) bendinde, "bakmakla yükümlü olunan bireyler", üveyler de dâhil olmak üzere bakıma muhtaç özürlünün kendisi ve kendisi ile birlikte aynı evde yaşayan eşi, çocukları ile ana ve babası, çocuklarının eşleri, evli olmayan torunları, ana ve babasının ana ve babası, evli olmayan kardeşleri, eşinin ana ve babası, eşinin evli olmayan kardeşleri; başka bir adreste bulunsa dahi evli olmayan ve eğitimini devam ettiren çocukları ile aynı durumdaki kardeşleri ya da eşinin kardeşleri ile aynı evde yaşamakta iken er veya erbaş olarak askere gitmiş olan babası, çocuğu ve kardeşi; ayrı adreslerde ikamet etse dahi özürlü üzerinde velayeti devam eden anne ve babası veya kanunen bakmakla yükümlü kimsesi bulunamayan özürlü ile aynı evde yaşayan ve bakım hizmeti vermeyi yazılı olarak taahhüt eden akraba, vasi ve bunlarla birlikte aynı evde yaşayan kişiler olarak tanımlanmıştır.
Anılan yönetmeliğin dayanağı kanun hükmü değiştirilmiş ise de, belirtilen ibareler arasında ekonomik yoksunluk kriterinin belirlenmesi açısından herhangi bir fark bulunmadığından, dava konusu Yönetmelik maddelerinin, 2828 sayılı Kanun'un 06/2/2014 tarih ve 6518 sayılı Kanunla değişik ek 7. maddesine uygun olduğu, dolayısıyla bu yönetmelik uyarınca tesis edilen işlemde de hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, yasal dayanaktan yoksun bulunan davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi yönde oluşan Daire kararına katılmıyorum

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi